TECAVÜZ! "16.Bölüm"

563 71 150
                                    

Güçlü müyüm? Bence hayır. Asla da güçlü olmadım. Hayatımda ilk defa birşeyden bu kadar çok kaçmak istiyorum. Ailemden... Beni mutlu eden insanlardan sonsuza kadar saklanmak istiyorum.

Can yakar bazı sözler, düşünceler canı fazlasıyla yanıyordu. Nasıl gidebilirdi. Gitmek istemezsin ki alıştığın yerden nasıl gidesin ki o senin herşeyin olmuşken... Görmüyor muydu babası nasıl sevdiğini? Neden izin vermişti anlamıyordu. Gitmişti işte, nefesi ilk defa ciğerlerine dar geliyordu. Sevdiğini kaybetmenin yükünü şimdi daha iyi anlıyordu. Annesi vefat ettiğinde bazı şeylerin farkında değildi. Kızıyordu. Kendine, en çok kendine kızıyordu. Korumalıydı. Koruyamadı. Yasemin çiçeği gitti. Hiçbir şey söylemesine firsat vermedi. Gerçi ne diyebilirdi ki o kadar haklıydı ki her söylediğinde, ağzını açamazdı. Ne çektiğini bilemezdi. Hissederdi belki ama bilemezdi.

"Neden izin verdin ona? Görmüyor musun ne kadar sevdiğimi? Ne kadar acı çektiğimi görmüyor musun? Neden baba neden!"

"Emre bir dakika sakin olur musun? Farkındaysan ben senin yaşının iki katı yaşındayım. Aşk'ın sevgi'nin ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Emin ol burada kalsaydı elbet bir gün gidecekti. Buna engel olamayacaktın. Kafasını dinlemesi gerek. Biraz olsun uzaklaşması kendi hatasının olmadığını anlaması gerek. Geri gelecek bana söz verdi. Gidemez zaten seni ne kadar sevdiğini görebiliyorsun. Sadece iki üç gün kafasını dinlemek istedi. Sabretmen gerek yaşadıklarınız ve yaşayacaklarınız kolay olmayacak en iyi desteği sen verebilirsin ona bunun için senin de biraz kafanı dinleyip sakinleşmen gerek. Onu arama çünkü açmayacak. Gereken herşeyi beraberken hallettik. Telaşlanacağın bir durum yok. Kötü olduğu an saniyesinde bana haber verilecek. Bende senin kadar düşünüyorum. Onun senden ömür boyu gitmesini istemiyorsan sabretmen gerek."

Belki babası haklıydı ancak bunu idrak edebilecek kafada değildi. Hiçbir şey söylemeden dışarı çıktı. Nefes alması gerekiyordu. Balım olmadan nasıl nefes alınır unutmuştu gerçi, asıl kendini yarım hissetmesi gereken Emreydi. Ayakları onu istemsiz annesinin mezarına götürüyordu. İbrahim Bey'in de canı yanıyordu. Yaşananlar basit şeyler değildi. Üstelik kızı ve oğlunun başına gelmişti. Karısına o kadar ihtiyaç duydu ki belki oğlunun başına gelenler kendi başına gelse toparlanamazdı. Güçlü olması gerekiyordu. İki evladını da güçlü kılabilmesi gerekiyordu. Balım'ı aradı.

"Kızım vardın mı?"

"Çok az yolum kaldı. Emre nasıl? Ben çıkarken çok kötü görünüyordu. Çok mu ağır konuştum. Ben onu üzmek istemedim."

"Sen düşünme şimdi bunları ben kızımın toparlanmış şekilde gelmesini istiyorum. Kendinden başka birşey düşünme toparlan ve gel. Her zaman seni bekleyen bir ailen var unutma. İstersen ailene haber verme şimdilik. Elimden geldiğince yanında olacağım. He eğer Emre'yi istemiyorsan benim başıma bunlar geldi diye kabullenmek zorunda da değilsin. Sen çok güzel bir kızsın eminim seni isteyen bir sürü insan olacaktır. Bu yaşananlar seni kusurlu biri asla yapmadı. Yapamazda bunu asla unutma olur mu?"

Biraz daha konuşup telefonu kapattılar. Toparlanacaktı. Herkes toparlanacak eskisinden daha mutlu olacaktı.

Tecavüze uğramak kimsenin suçu değildi. İster mini etek giysin. İster gecenin bir saati sokakta olsun. Bu bir kadının damgalanması anlamına gelmiyordu. Önündeki o alet kimseyi esiri yapmasını sağlamıyordu. Tecavüz affı olmayan bir gerekçeyken türlü insan kategorileri yüzünden normal bir tanıma girmeyi başardı. Kadın dediğin mini etek giyip kendini erkeğe göstermez dendi. Kadın dediğin gece sokaklarda dolaşmaz dendi. Peki kim verdi o adama önündeki bir alet yüzünden bir insanın hayatını karartma vasıfını! Şimdi sözlükleri açıp baktığımızda bu vahşetin tanımı sadece "sınırı aşma, ötesine geçme ve saldırı" anlamlarına geliyor. Bu kadar basit mi peki? Bu vahşet yüzünden intihar eden milyonlarca kadın varken bunun tanımı bu mu olmalı? Yada cezası bu kadar basit mi olmalı? Her tecavüz olayında kadın kesin birşey yapmıştır denmedi mi? Her dört saatte bir kadın tecavüze uğruyor. Bunlar saklanmaması gereken şeylerken, ayıptır denilip geçiliyor. Bunları söyleyen bu olaylara göz yuman insanlar yüzünden, bu vahşete sebep olan insanlar tahrik indirimi alıp hayatlarına olduğu gibi devam edebiliyorlar. Tecavüz bir şiddet biçimidir! Bunu kimse değiştiremez!

KALBİMDE MÜEBBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin