Chapter 5: Backstory of a Handsome Vampire.

171 18 12
                                    

"Her şey," diye başladı Marvin, altın renkli kadehinden bir yudum alırken. "ben burada, Hogwarts'ta 5. yılımdayken yaşandı."

Güzel, ama oldukça soğuk, bir kış sabahıydı. Dün gece yağmaya başlayan senenin ilk karı çoktan her yeri beyaza bürümüştü. Öğrencilerin ilk Hogsmeade izni de bu güne gelince mutlu olmamaları için hiçbir neden yokmuş gibiydi.

Marvin Gray de, normal bir sınıf başkanı nasıl davranırsa öyle davranarak, küçük dönemlere Hogsmeade izinleri ile ilgili yardım etmek üzere erkenden Ortak Salon'a inmişti. Aynı dönemin diğer bir sınıf başkanı olan ve aynı zamanda Marvin'ın sevgilisi Miss (?) ondan önce gelmişti.

"Günaydın Marvin," dedi Marvin'in kalbini ısıtan o güzel gülüşüyle. "Bugün birlikte gidiyoruz, değil mi?"

"Günaydın (?)." dedi, utançtan kulakları kızararak. "Elbette."

Sabahları ne kadar huzurlu başlamıştı.

***

Okulun içi ne kadar soğuk olsa da dışarısıyla boy ölçüşemezdi kesinlikle. Marvin, sevgilisinin pelerinine ve kendisininkine ufak bir sıcak tutma tılsımı yaptıktan sonra karın içinde yürümeye başladılar. Herkes Üç Süpürgeye giderken onlar biraz yalnız kalmak istediklerinden Hogwarts'a tepeden bakmanıza olanak tanıyan sakin bir çayıra (gerçi şimdi karla kaplıydı ama ilkbaharda çiçeklerle dolup taşan bir yerdi) gitmek üzere yola koyulmuşlardı.

Yol, Kara Orman'ın içinden geçiyordu ama çok uzun süreliğine değil, ormandan çıktıklarında tepeye varmış olacaklardı. Kimsenin başına da o zamana kadar bir şey gelmemişti nasıl olsa, bir şey olmazdı. Birazcık tehlike, manzara için değerdi.

(?)'in ellerini ısınmak için birbirine ovuşturduğunu gören Marvin, durdu ve kızın ellerini avuçlarına aldı.

"Daha iyi mi?"

"Ev-" kızın gözleri dehşet içinde büyüdü, bağırmasına fırsat bile kalmamıştı. Marvin, ne olduğunu anlayamadan boynunda keskin bir acı hissetti. Kıpırdayamıyordu, bir şey sanki vücudunu tamamen etkisiz hale getirmişti. Kanının tüm vücudundan çekilerek boynuna gittiğini hissedebiliyordu. Bir şey, biri, kanını emiyordu. 

"Bir vampirin en savunmasız anı kan emdiği andır." Bunu geçen seneki Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde öğrenmişlerdi. (?)'ın aklından bir sürü şey geçiyordu, büyüler, tılsımlar lanetler... Ama vücudunu hareket ettiremiyordu.

(?) asasını çekti, sevdiği çocuğun gözlerinin önünde yitip gitmesini izleyemezdi, vampir de henüz onu fark etmiş değildi. 

 "PETRIFICUS TOTALUS!" 

"Orbis!" 

Marvin'in gözleri kararıyordu. Vampir ne kadarını içmişti? Ölecek miydi?

***

Hogwarts'ın tüm profesörleri, hastane kanadında yatağa bağlanmış halde uyuyan Marvin Gray'e bakmaktaydı. Olaydan sonra okula 3 tane Seherbaz gönderilmiş ve Kara Orman'da bir denetim yapmışlardı. Bakanlıktan gelen yüksek rütbeli bir şifacı da yeni bulduğu iksiri direkt olarak Marvin'in damarlarına vermekteydi o sırada.

"Zehir henüz içine işlemeden önce bunu yaparsak eğer, bir ihtimal insan kanı tüketmeden hayatını devam ettirebilir." diyordu.

"Demek bir vampirsin!" diye heyecanla bağırdı Taiga. "Kırmızı gözlerinden şüphelensem de bir vampir gibi kokmuyordun."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

burn it all 燃 tom m. riddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin