Vampir Çocuk - Taekook-

Başlık Mı Vermem Gerek İllaha

Saatlerce bakıştığım halıyla evlenme kararı almıştım. Halıyı bakışlarımla hamile bile bırakmıştım.

Bir saniye ne anlatıyorum ben?

Noonaya her şeyi açıkladığımda bana tepki vermemiş ve hiçbir şey demeden yanımdan girmişti. İlk şoka uğramıştım ve yaklaşık 5 dakika sonra geri gelmişti.

"Taehyung. Ne diyeceğim bilemiyorum. Dedeni tanıyorum."

Elindeki resmi bana göstermişti.

"144 vakası. Ben küçükken vampir tarafından öldürülmek üzereyken deden beni bulmuş ve o vampiri yaralamıştı. "

Fotoğrafa çok dikkatli bakıyordum ve dedemin bana verdiği kolyenin aynısı boynunda vardı. Ya da o şu an taktığım kolyeydi.

"Kolyen.. Bana tanıdık gelmişti. Sormaya cesaret edemedim, bir sebebim yoktu."

Kafamı sallamıştım. Üzülmüştüm. Dedemin ona öldüğünü söylememiştim. Eğer söylersem o da üzülürdü.

"Peki Noona, sen hiç bana bir şeyler anlatmadın, tabi anlatmayabilirsin bu özel hayat."

Yuumi Noona gülümseyip ellerine bakarak anlatmaya başladı.

"Benim zamanımda büyücüler, vampirler, kurt adamlar gibi insan dışı şeyler gezinirdi haberlerde. İnanmazdım. Kim inanırdı ki? Her neyse arkadaşımın doğum günü vardı. Oraya gidecektik. 12 yaşında falandım. Heyecanla sokağa çıkıp arabaya binmek için babamı bekledim. Tabi nereden bileyim beni izleyen bir vampir olduğunu..

Arabaya bindiğimizde babam arabayı çalıştırmıştı. Arkadaşımın evi ormanlık kısımda olduğundan biraz uzaktı. Ormanlık kısma girdiğimizde arabamızın üstüne bir şey fırladı. Uzun dişli, mor gözlü, büyüleyiciydi. İlk başka etkilenmiştim. Ergenlik işte. Sonra arabayı bir anda durdurdu babam. Varlık ortadan kaybolmuştu. Hayal gördüm sanmıştım.

Yanılmıştım. Varlık yeniden belirip camı kırarak babamı çıkarmıştı. Gözlerimin önünde babamın parçalandığını hatırlarım."

Taehyung yüzünü ekşiltip geri onu dinlemeye koyuldu.

" Sonra sesimi çıkarmamak için ağzımı tuttum ve koltuğun arkasına saklandım. Beni farketmişti. Şaşırmamıştım. Beni belimden tutup kaldırarak koşmaya başlamıştı. O kadar hızlıydı ki karnım bulanıyor, başım dönüyordu.

Beni bir sandalyeye oturttuğunda onu tam bir şekilde görmüştüm. Gözündeki çizik, açık kahverengi saçları, mor gözleri, sivri dişleri.. "

"Noona, peki nasıl bu kadar ayrıntılı anlatabiliyorsun?"

Yuumi Noona gülmüş ve devam etmişti.

"10 yıl olmuştu. 22. Yaşıma girecektim o gün. Pasta hazırlanmış ve sadece üflenecekti. Işıklar kapanmıştı. Ve bir soğukluk hissettim. Yine başım dönüyor, midem bulanıyordu.

Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ve o an gelmişti aklıma. Kendimi kurtarmak için tepinip duruyordum.

Sonra orman gibi bir yerde beni ağaca bıraktı. Oydu. Aynı vampir. Çok iyi hatırlıyordum.

Kimsin, dediğimde gülüp beni kaldırmıştı. Yuumi, dedi. Adımı nereden biliyordu hiçbir fikrim yoktu.

Elimi tutup bir yüzük geçirdi. Şok olduğumdan hareket edemiyordum.
Ben senin kocanım, dedi. Gözlerim açılmıştı. Nasıl olurdu, bir vampir ile evli olabilirdim?

En kötüsü de Taehyung, ben ona aşık olmuştum. Bir insan ile bir vampir evlenmişti.

Bir yıl geçmişti. Doğuracaktım. Doğumuma gelmedi. Ve bir erkek çocuğu doğurmuştum.

Gelmedi. Çocuğuma bakamıyordum. Yalnız yapamıyordum. Sonra onu bir kapıya bırakıp kaçtım. Kaç kere ağladım. Kaç kere kendimi suçladım. Şimdi 43 yaşında bir kadınım. Pişmanlık duygusu içimde hep. Onu bulmak için 12 yıl önce taşındım buraya. Ama bulamadım. Ölme olasılığı var tabi. Ama bilmiyorum. İçimde bir his var. Onun yakınımda olduğunu söyleyen bir his."

Taehyung akan göz yaşlarını eliyle sildiğinde ona sarılmıştı.

"Noona lütfen kendini üzme."

Yuumi Noona ona gülüp yanağını sevmişti.

"Ağlama Taehyung. Ağlanacak bir şey yok. Hem gözlerin yeniden şişecek."

Kafamı salladığımda izin alıp kalkmıştı.

Yuumi Noona bir vampirle olmuştu. Aynı benim gibi. Ne hissettiğini anlıyordum.

Taehyung'un uykusu geldiği için orada uyuya kalmıştı. Yuumi gelip onun üstüne bir battaniye örtmüştü.

"Kim Taehyung, umarım hayatın güzel olur. Çünkü bu güzel hayatı hak eden kişilerdensin."

Yuumi Taehyung'un alnına bir öpücük kondurup gitmişti...

¬°¬

Gözümü açtım. Kalktım. Ve dong. Başım. Ağrıyor. Çok. Acıdı.

Çat. Ses. Geldi. Bu. Ne. Böyle.

Boynum. Acımaya. Başladı.

Sürükleniyorum. Ayağım. Acıdı.

Bir. Yere. Bırakıldım.

"Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim..."

"Jungkook öğrenmemeli."

"Jimin, Jungkook'un bir bildiği vardır herhalde. Neden onu kaçırdın?"

"Jungkook hiçbir şeyi bilmiyor Yoongi. Bu çocuğu şehre bırakacağım sadece."

"Nerde kaldığını nasıl öğrendin?"

"Takip ettim."

Yoongi Taehyung'u kaldırıp arabaya bindirmişti.

"Hadi binmiyor musun?"

Jimin hızlı adımlarla arabaya binmişti. Yoongi arabayı çalıştırıp şehre doğru sürmeye koyuldu.

¬°¬

"Buraya mı bırakalım?"

"Jimin abartma. O çocuk daha 16 yaşında falan. Onu barın önünde bırakmak sağlıklı mı?"

"Normal bar. İllaha biri görür."

"Gay bar bu. Sen çıldırmışsın."

"Amacım onu Jungkook'dan uzak tutmak. Hadi gidelim."

"Off Jimin off."

Jimin Yoongi'ye gülümseyip arabaya binmişti. Sonra da Yoongi'de söylenerek ona eşlik etmişti.

Hooop geldim. Bir ara hesap değişimi olmuştu ama sorun yok. Eski admin geri döndü. Neyse çuuuz.