tg.21

12.2K 1.4K 438
                                    

Taehyung gözyaşlarını koridordan gelen bağırışmalarla koluna sildi. Ağlama isteğinin etkisiyle titreşen çenesiyle ayağa kalkıp kapıya yaklaştı ve dışarıdaki seslere kulak verdi.

"Anlam veremiyorum. O kadar koruma ne işe yarıyor? Nasıl her seferinde bu kadar kolay kaçabiliyor?"

"Aman canım. Birkaç güne bulur getirirler. O sinirle sokakta ilk gördüğü kişiye dalacak potansiyel var onda. Hastane korumaları bulamazsa dışarıdan birisi zaten onu şikayet edecektir."

"Biliyorum da... Gerçekten saçma geliyor. Sen git o korumalara trilyon ver, onlar bir hastayı kaçırsınlar. Bizden kat kat fazla maaş alıyor o izdabutlar bir boka yaradıkları yok. Bana versinler o parayı değil bir hastanın, karıncanın bile çıkmasına izin vermem."

"Yoo Ra alemsin gerçekten. O Min Yoongi. Ne yapar eder illa kaçmanın bir yolunu bulur."

Gerisini dinlemeye gerek duymadı Taehyung. Yoongi kaçmış mıydı? Neden yapmıştı bunu? Onu bırakıp nasıl giderdi?

Zaten zor tuttuğu yaşlar tek tek yanaklarından süzülmeye başlarken bir hıçkırık koptu boğazında. O kalbindeki acı yine gelmişti işte. Kalp hastası olduğundan emindi artık Tae. Çaresizce elini ağrıyan göğsüne bastırıp duvarın dibine çöktü. Yoongi'nin yan tarafta olduğunu hayal ederek konuşmaya başladı. Kendi kendine konuşuyordu fakat sanki sözlerini Yoongi duyuyor gibi bir his vardı içinde.

"Yine gitmişsin. Niye ki? Namjoon hyung ve arkadaşı seni eski odana aldırmak için uğraşıp duruyorlar. Ben de yemek vermeye, konuşma seanslarına çağırmaya gelen kötü kadınlara yalvarıyorum. Kötü kadın dedim çünkü onlar ben ağlayarak seni görmek istediğimi söylediğimde gülüp bana kötü sözler söylüyorlar. Seni çok özledim ben. Lütfen çok uzağa gitmemiş ol. Burası güzel bir yer değil ama ben sen gidersen çok sıkılırım, üzülürüm de. Son zamanlarda zaten kalbim acıyor. Çok acıyor Yoongi. Öleceğim galiba. Dedem de kalbinin acıdığını söylerdi hep. O öldü. Korkuyorum biliyor musun. Zaten yalnızım. Burda kalbim acırken ölürsem... Çok korkuyorum lütfen gel, beni yalnız bırakma Yoongi."

Ağlaması şiddetlenmişti küçüğün. Sarsılıyordu. Her kelimesinin duvara çarpıp ona dönmesi üzüyordu onu. Öte yandan yapacak hiç bir şeyi de yoktu. Ne yaparsa yapsın Yoongi'yi geri getiremeyeceğini bilmek daha da ağrıtıyor, acıtıyordu kalbini.

Hıçkırıkları arasından özlem duyduğu ses tonu kulaklarına çalınınca daha net duyabilmek için hemen sustu Taehyung.

"Ağlama lan."

Taehyung duvara kulağını yaslayıp doğru duyup duymadığını teyit etmeye çalıştı kendince. Doğruydu di mi?

"Lan demek kötüdür..."

Hafif bir kıkırtı. Gülümsedi Taehyung. Gözleri hayranlıkla parlamıştı. Yoongi'nin güldüğünü ilk kez duyuyordu ve hep duymak isteyecek kadar sevmişti bunu.

"Bir daha yap."

Kısa bir sessizlik sonrası Yoongi'nin tereddütlü sesi duyuldu.

"Ne? Neyi?"

Küçük olan heyecanla duvara daha da yapışıp kulağını bastırdı soğuk betona. Büyüğü tekrar gülecekse o sesi en net şekilde duymak istiyordu.

"Bir daha gül."

Yoongi duraksadı. 3 hafta boyunca hiçbir şekilde iletişim kuramadığı bu çocuğun yokluğu bedenen ve ruhen yeni yaralar kazandırmıştı ona. Daha da sıklaşan sinir krizleri, dozları artmış ilaçları beraberinde getirmişti. Bu yüzden Yoongi tam anlamıyla berbat görünüyordu. Saçlarının boyası artık yoktu ve olabildiğince yıpranmıştı. Göz altları günde 1-2 saat kesik uyku nedeniyle torbalanmıştı. Başı her saniye ağrıyordu ve vücudunda nasıl olduğunu hatırladığı - hatırlamadığı birçok yara yer edinmişti. Bu yüzden kaçtıktan sonra direk Taehyu'un odasına girmek yerine kendisinin 'eski' odasına gelmiş, duvarın ardından özlemini gidermeye çalışıyordu.

"Böyle dersen gülemem..."

Ne? Utanmış mıydı?

Taehyung hayal kırıklığıyla duvardan ayırdı vücudunu.

"Ama çok güzeldi ki..."

Küçüğünün ses tonu öylesine masum ve savunmasız çıkmıştı ki, bir kıkırtı daha bırakmadan edemedi duvara doğru.

"Özlemişim Taehyung... Çok özlemişim."

__________

Sınav haftasından çıkar çıkmaz yb yazdım araya giren 1 asır yüzünden bana kızmayın :)

stupid // taegi✔Where stories live. Discover now