a frustrated gi

3.6K 426 154
                                    

4. sinirli bir gi

"jeongguk şu siktiğimin pasını at artık!" diye bağırdı yoongi koca sahanın öbür ucundan. jeongguk, yoongi'nin bu hâline yarım ağız gülerek üç kişinin etrafında oluşturduğu çemberden minik boyuyla kolayca sıyrıldı ve takımındaki jimin'e pas attı.

jimin topu kaptığı gibi koşarak basket atıp, maçı kazanmalarını sağlamıştı. aslında kendi aralarında, ısınma amaçlı yaptıkları bir maçtı bu. skorlar hiçbirinin umrunda değildi ama sonuçta kazanmışlardı.

ha, bu arada taehyung o günden sonra jeongguk'u ne zaman görse konuşmaya, hatta konuyu uzun tutmaya çalışıyordu ama yoongi sürekli jeongguk'u oradan en kısa zamanda uzaklaştırıyordu.

yoongi tiz bir çığlık atarak jimin'in üstüne doğru koşmaya başladı. jeongguk kaşlarını çatmış olayı çözmeye çalışırken, yoongi ve jimin çoktan yere düşmüşlerdi bile. hem de yoongi tam jimin'in üstüne düşmüştü!

jeongguk sırtına gelen sert topla kaşlarını çatarak arkasını döndü ve konuşmak için, aslında küfür etmek için ağzını açmıştı ki karşısında uzun parmaklı güzel elleriyle top seçtiren bir taehyung bekleyeceği son şeydi.

taehyung gülerek jeongguk'un dibine girdi ve topu kolunun altına sıkıştırdı. "nasılsın, jeongguk?" jeongguk kafasını arkaya atıp güldü. "iyiyim, hatta çok iyiyim taehyung. ya sen nasılsın?" dedi dün olan olaya gönderme yaparak.

taehyunf kaşlarını çattı ve topu jeongguk'un arkasındaki takım arkadaşına attı. kafasındaki bandanasını düzeltip bağcıklarını sıkılaştırdı ve nihayet konuştu. "iyiyim, jeongguk. merak etme sen." jeongguk, taehyung'un burnunu kıstırdı ve birkaç adım geri gitti.

"hiç merak etmemiştim oysaki." ellerini umursamazca kaldırıp omuz silkti. taehyung gittikçe sinirlenmeye başlıyordu. yoongi, jeongguk'u çok değiştirmişti. normalde jeongguk asla onu terslemezdi ama artık 7/24 yoongi ile olduğu için iyice ona benzemişti.

taehyung ellerini şortunun büyük ve bol ceplerine koydu ve göz devirip jeongguk'un yanından geçti. jeongguk omzunun üstünden taehyung'a baktı ama ona bakmadığını farkettiğinde oflayarak yoongi'nin, -jimin'in üstüne çıkmış olan- yoongi'nin yanına ilerledi.

"maç ne zaman başlıyor, yoongi?" yoongi kolundaki saate bakıp kaşlarını çattı. "şimdi-" cümlesini bölen şey koçun yüksek sesli düdüğüydü. jeongguk ve yoongi'ye ters ters baktıktan sonra onları yanına çağırdı.

"jeongguk ve yoongi, bugün olaysız bir maç istiyorum, anladınız mı? karşı takıma bulaşmak yok, anlaştık?" yoongi derin bir nefes vererek umursamazca kafasını sallarken jeongguk tribünde gözlerini gezdirirken kafasını salladı.

tribündeki çoğu kişi jeongguk'a bakıp çıldırırken, bazıları da eriyerek taehyung'u izliyordu. taehyung okulun en yakışıklı erkeğiydi çoğu kişiye göre. jeongguk ise taehyung'un yanında bebek surat kalıyordu.

nihayet yoongi kolundan tutup onu sahaya çekiştirirken kendine gelebilmişti, jeongguk. birkaç saniye sonra herkes sahadaki yerlerini alırken, yoongi ve taehyung karşı karşıya gelmişti.

yoongi hafif diz kırarak öne eğilmişken, taehyung umursamazca dimdik duruyordu. koç, son kez düdük çaldı ve topu havaya attı. taehyung, yoongi'ye göre uzun olduğu için hızlıca topa vurup, topun kendi takımına geçmesini sağladı.

jeongguk karşı takımın potasına doğru koşmaya başladı. jimin, ani bir atakla topa vurup çocuğun arkasından dolandı ve topu aldığı gibi jeongguk'un olduğu yere koşmaya başladı.

jeongguk sinsice jimin'e bakarken, jimin gülümsedi ve bir kişiyi de geçtikten sonra topu jeongguk'a attı. jeongguk kısa boyuna rağmen yukarı zıplayıp topu eline aldı ve birkaç kez sektirdikten sonra topu potaya attı.

atmasıyla beraber sahada bir sessizlik oluşurken yoongi sırıtarak potaya bakıyordu. ama farklı bir şey oldu. top, potaya girmedi. karşı takımın destekleyicileri yüksek sesle tezahürat etmeye başlarken taehyung, jeongguk'a göz kırptı ve topu aldığı gibi koşmaya başladı.

jeongguk daha da hırslanarak taehyung'un peşinden koştu. birkaç kişiyi jeongguk'u engellemeye çalışsa da, onları bir şekilde atlatıp taehyung topu tam bacağının arasından geçirirken kendini yere atıp topa sertçe vurdu be topun yoongi'ye geçmesini sağladı.

taehyung şaşkınca olayı anlamaya çalışırken jeongguk ve yoongi birbirlerine göz kırparak karşı potaya koşmaya başladılar. tribündeki çoğu kişi jeongguk'un adını bağırmaya başlamıştı ve bu jeongguk'un gülümsemesine neden oldu.

yoongi topu yakınında olan jeongguk'a gönderdi ve jeongguk birkaç kere topu sektirip, ters köşe yaparak topu jimin'e attı. maçın bitmesine çok az kalmıştı ve bu basket her iki takım içinde önemliydi. jimin koşarak tek elle topu potaya attı.

herkes nefesini tutmuş potaya bakmaya başladı. top bu sefer potaya deliksiz girmişti. jeongguk derin bir nefes alarak kendini yere attı ve gülmeye başladı. bir anda ayaklarının dibinde bir çift ayak farketti.

kafasını kaldırıp bakacakken bir el uzandı ve kaşlarını çattı jeongguk. oturur pozisyona geldi ve kafasını kaldırıp biricik arkadaşına, taehyung'a bakmaya başladı. taehyung ona gülümseyerek elini uzatmıştı.

"tebrik ederim, jeongguk. çok iyiydiniz, özellikle sen." jeongguk, taehyung'un bu hâline bir anlam veremedi ama ona uzattığı elini tuttu ve ayağa kalktı. kalkmasıyla beraber arkasında ona öfkeyle soluyan yoongi'yi görmüştü.

*

okunmuyor ama ben yazıyorum

cherry pie Where stories live. Discover now