unstable taehyung

2.8K 300 367
                                    

6. dengesiz taehyung

"hyunjin, kırmızı pantolonumu gördün mü?" odaları gezinerek aşağıdaki arkadaşına seslendi jeongguk. taehyung ile son yaşananlardan sonra bir süre konuşmamışlardı. daha doğrusu, taehyung onu her gördüğü yerde ondan kaçmıştı.

"sırf taehyung böyle diye kendini değiştirmene gerek yok, jeongguk. seni sevseydi eğer, böyle de severdi, en kötü hâlinle de. vazgeç şu piç kurusundan artık." hyunjin sinirle odaya girerek konuştu.

"aşk, sevdiğin kişi için değişmek değildir bence." yatağa oturarak ekledi. jeongguk derin bir nefes verip gözlerinin devirdi ve maşa makinesini eline alırken konuştu.

"haklısın, beni sevseydi böyle de severdi. ama ben ona aşık değilim, hyunjin. sen de şunu anla." sakince konuşarak çenesine gelmiş saçlarını kıvırmaya devam etti.

hyunjin kendini tamemen yatağa bırakıp güler gibi bir ses çıkardı. "hayır, ona aşıksın. o yüzden yemek yemiyorsun. küçücük kaldın, jeongguk. emin ol taehyung'un seni böyle seveceğini sanmıyorum. ayrıca ona aşık olmadığın için onun sana aldığı tüm bileklikleri biriktiriyorsun, değil mi?"

jeongguk saçlarını son bir kez karıştırdı ve pantolonunu giyerken arkadaşına çemkirdi. "ben koleksiyon yapıyorum bir kere!" hyunjin tekrar güldü ve yatakta doğrulup arkadaşını kolundan çekerek yanına oturttu.

"şu saçma makyajlardan vazgeç. hem- hem sen sevmezdin böyle şeyleri. hep ergence bulurdun, jeongguk. unut o çocuğu artık, önüne bak." jeongguk dudağını büzerek kafasını hyunjin'in dizlerine koydu.

"hadi saçımla oyna."

"hey, konuyu değiştirme!"

"değiştirmedim!"

"evet, değiştirdin!"

"kapa çeneni!"

"asıl sen kapa çeneni!"

tatlı kavgalarını bozan şey, hyunjin'in çalan telefonu olmuştu. ikili aynı anda ayağa kalkarak telefona ulaştılar. jeongguk hızlı davranarak telefonu aldı ve yatağın üzerine çıktı.

"hey! onu bana ver!" hyunjin sinirle söylendi. jeongguk gülerek arayamam kim olduğuna baktı. "jeongin arıyor." kıkırdayarak telefon ekranını arkadaşına çevirdi. "biliyorum seni aptal! şimdi onu bana geri ver."

jeongguk kafasını iki yana sallayarak ekranı kaydırdı ve uzun süredir çalan telefonu yanıtladı. "alo?" jeongguk gülmemeye çalışarak konuştu.

"jeongguk, isa aşkına!" hyunjin fısıldayarak ama bir yandan da yüksek sesle arkadaşına ulaşmaya çalıştı. jeongguk yataktan atlayarak jeongin ile konuşmaya devam etti.

"hyunjin şu an burada değil, jeongin. ona söylemem istediğin bir şey var mı? ah, tamamdır! söyledim bil! görüşmek üzere." telefonu kapatır kapatmaz büyük bir kahkaha attı kırmızı saçlı genç.

hyunjin şakaklarını ovarak odayı turlamaya başlamıştı bile. ne zaman panik olsa bunu yapardı. nihayet gülmesini durduran jeongguk yataktan inerek zorlukla konuştu. "jeongin seni çok seviyormuş, söylememi istedi." ve ardından büyük bir kahkaha daha.

"jeongguk!"

-

"tatlım, taehyung geldi." bayan jeon kapıyı tıklatarak oğluna seslendi. jeongguk heyecanla üzerindeki yorganıbir kenara attı. "b-birazdan gelsin, çıplağım!" diyerek bir yalan uydurdu. odası dağınıktı ve toplaması gerekiyordu.

cherry pie Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum