lll

477 52 36
                                    

''Büyüme çağındayken aniden şehri terk etmenin nedeni bu muydu? Seni bir kere bile göremedim, bana haber bile vermeden eğitim için şehri terk edip gittin ve bir daha da uğramadın mı yani?''

''Evet.'' Taehyung üzerindeki tülü düzeltip mırıldandığında Jeongguk iç çekmiş, bir süre karşısındaki omegayı izlemişti, biraz daha konuşmasını istiyordu; dediği şeyler gayet açıklayıcı olsa dahi kendisinden oldukça zayıf olan bu omeganın seri katil olduğunu düşünmek çok zordu. Özellikle kendi ırkını yok eden kişinin zamanında en yakınlarından biri- hatta zamanında en yakını olması onu omeganın anlattıklarına karşı şüphe duymasını sağlıyordu. ''Evet Jeongguk,''

''Valentin bana bir öneride bulundu, asla zorla gitmedim. Alışkın olmadığım bir durum değildi biliyorsun. Ölü insan görmek... benim- aslına bakarsan bizim geldiğim yerde zamanında oldukça normal bir durumdu, diğer omegalardan  her zaman güçlü oldum ben. Beni eğitmek istedi, ona karşı gelmedim. Ona minnettar olmam gerekmez mi?''

''Gerekmez.'' Taehyung duraksayarak Jeongguk'la uzun süredir kuramadığı göz temasını kurdu. ''Neden gereksin, seni kurtarmayı o seçti. Bizi o almadı mı, bizi o büyüttü. Ben, sen ve Ivan.''

''Ivan onun oğlu, o sürünün başı olmak için eğitildi zaten.'' Taehyung yatakta bağdaş kurup Jeongguk'a döndüğünde Jeongguk ona olan bakışlarının başka tarafa kaymaması içi üstün çaba sarf etmişti, ondan etkilendiği gerçeği su götürmez bir gerçekti; Taehyung ise bunun asla farkında değildi zira kurduğu bağdaş yüzünden açılan uyluklarını gram önemsemiyor gibi bir hali vardı. ''Odama gelerek şahit olduğun durumun başıma açabileceği dertleri biliyor musun?''

''Düşman bir alfa olsaydım belki?''

''Herkes düşmandır.'' Taehyung mırıldandı, ''Kimseye güvenemezsin, herkes arkandan vurabilir.''

''Tek tabanca yaşamayı kimse sürdüremez birilerine güvenmek zorundasın. Her şeyi tek halledemezsin ki?''

''Güvendiğim kişiler belli tamam mı? Beraber büyüdüğüm- pardon, beraber geliştiğim kişiler, senin aksine. Seni neredeyse hiç tanımıyorum bana sadece bir yabancıdan ibaret olmana rağmen seni yanıma almam gerekiyor, içimde kopan fırtınaları asla anlayamazsın.''

''İçinde kopan fırtınaları anlama gibi bir zorunluluğum olduğunu düşünmüyorum zaten. Ben bu sürünün ordusunda görev alan bir alfayım ve sürüye ne kadar sadık olduğumu Bogum da biliyor. Farkındaysan ben onunla geliştim; sürünün başındaki insanla beraber geliştim, senin aksine.'' Jeongguk Taehyung'un yüzüne eğilerek konuştuğunda Taehyung bir elini yatağın arkasına koyarak destek almaya çalıştı. Yıllardır bütün pisliklerin içinde yüzüyor olmasına rağmen Jeongguk'un karşısında hiç olmadığı kadar fazla geriliyordu, onun da eski halinden pek bir eser kalmamış gibiydi.

''Bütün düşüncelerimi kanıtlıyorsun, bana yaklaşma.'' Taehyung Jeongguk'u ittirip ayağa kalktığında omuzlarındaki ipek tülü tekrar düzeltti ve onu ifadesizce izlemeye devam eden alfaya içindeki duygu karmaşasını gizlemeye çalışan yeşil gözleriyle karşılık verdi. ''Seni yanımda tutmam gerekiyor, Ivan'ın emri. Yarın veya bugün orduyla vedalaş ve eşyalarını topla, görevin artık ordudan ibaret değil,'' Boğazını temizleyip başını dik tuttu.

''Ve artık sadece Ivan'ın emrinde değilsin.''

...

Başı boş alfa önüne tel tel düşen, sarı, uzun saçlarını üfleyerek arkaya atmaya çalışırken acıyan yanağıyla tısladı, yeni yumruklanmış elmacık kemiği yarına daha mor hale gelecek gibi duruyordu üstelik dudağının kenarı patlamıştı. Onun ise tüm bunlar umurunda değil gibiydi, gözlerini kapatan saçları karşısındaki güzelliği izlemesini engelliyordu. ''Güzellikle zeka ters orantılıymış gerçekten.. daha ne anlatmamı bekliyorsun?''

Wolftale Inn Where stories live. Discover now