ᴡʜᴏ ᴀʀᴇ ʏᴏᴜ?

2.3K 297 287
                                    

Evet, o bisikletin arkasından koşuyorum. Aslınsa ben sadece kaybolmak istiyorum.


"Bize neden söylemedin Jiho?"

Arin'in sorduğu soru kulaklarımda yankı yapıyordu. Sanki biz boş bir odadaydık ve Arin bağırıyordu.
Çünkü bu cümle ton ton kulaklarımda tekrarlıyordu.
Belli belirsiz bir yutkunmanın ardından sordum.
"Neyi Arin?"

Basit düşünmemeliydim bu bir şaşırtma olabilirdi. O yüzden gayet sakin kalmalıydım.
Mimi sonunda kafasını kaldırdı ve bana bakmadan direk Changgu'ya baktı.

"Bir de neyi diyor. Kafayı yiyeceğim. Sen sen bunu bize nasıl söylemezsin?"

Birkaç tırnağımı bileğime batırıp yanağımı dişledim. Duygularımın ceremesini her zaman ki gibi bedenim çekiyordu.
Arin'in önüme ittiği kağıdı alıp zorlukla açtım.

Kağıdı açtığımda gördüğüm şey gözlerimi kapatıp duraksamama neden olmuştu.

Bu geçen hafta doldurduğum yurtdışı burs formuydu. Okulun derecede olan öğrencilerine veriliyor ve lisenin son senesi dahil yurtdışında okumak için bir  fırsat sunuluyordu.

Kağıdı masaya geri bıraktım ve nefesimi dışarı verdim. Bedenim o kadar kasılmıştı ki kolum acıyordu.

Mimi önündeki sarı perçeminin bir tutamını tuttu.
"Sen nasıl bizi bırakıp gitmeyi düşünürsün? Beni en sevgili, en değerli, en mükemmel arkadaşını."

Ağzımı açacağım sırada beni susturdu.
"Sus bir kelime dahi duymak istemiyorum."

Kafasını masaya koyup sesler çıkarmaya başladı. Ben ise hâlâ aklımı toparlayamıyordum.

Aklım hâlâ mesajı gönderen kişideydi.
Ve o kişinin amacında.
Arin kafasını eğerek sorgularcasına bana baktı.
"Neden bize söylemedin? Giderken mi haber verecektin?"

"Yapma ama Arin. Onu öylesine doldurdum."
Rahatlamanın verdiği gevşeklikle güldüm.
"Gitmek aklımın ucundan bile geçmiyor. Hem katılsamda sınavı geçemezdim. Can sıkıntısıyla doldurulmuş bir kağıt parçası..."

Changgu gözlerini telefonundan ayırıp bana çevirdi.
"Onlara bunu anlatmaya çalıştım ama dramatik bir hâle getirmeyi tercih ettiler."

Arin omuz silkip dudaklarını büzdü.
"Sadece böyle ciddi bir kararı bize söylememiş olma ihtimali Mimi'yle beni üzdü."

Changgu elini kaldırdı.
"Hey ben de üzüldüm ama sizin gibi ağlamadım."

Changgu'nun omzunu pohpohladım.
"Tamam akıllı çocuk sakin ol ben de şu bebeklerle ilgileneyim."

Changgu ikisine dil çıkarıp telefonuna döndü.
Mimi ise kafasını kaldırıp arkasına yaslandı ve huysuzca kollarını bağladı.

"Hadi Mimi sadece öylesine doldurdum diyorum."
Önümdeki formu alıp ikiye ayırdım.
"Ta da.. şimdi oldu mu?"

Arin gözlerini büyütüp elimdeki yırtık kağıtları aldı.
"Naptın? Bu senin için altın bir biletti."

Omuz silktim hiçbir zaman yurtdışına gitme gibi bir düşüncem olmamıştı.
Uzaklık kötü bir şeydi. Herkesi ayırırdı ve ben ayrılıkları hiç sevmezdim.

Mimi hâlâ somurturken koluna vurdum.
"Çıkışta size yemek ısmarlıyorum ama somurtanlara yok."

Yan gözle bana baktı. Onu zayıf noktasından vurmuş sayılırdım.
"İki menü yerim."

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now