4.Bölüm

29.6K 691 946
                                    

Keyifli okumalar...

Güneş'den

Kulağımda zır zır çalan telefon zil sesiyle gözlerimi açtım. Arayan kişinin Turgut (Salih'in yanına bıraktığım koruma) olduğunu görünce hemen telefonu açtım.
"Güneş Hanım, Salih uyandı. Haber vermek için aramıştım"dedi. Bu habere çok sevindim, işte şimdi keyfim yerine geldi. "Tamam Turgut, Salih'in yanından yine de ayrılmayın" dedim ve telefonu kapattım. Kapatır kapatmazda elimde sinir bozucu bir şekilde alarm çaldı. Offff yine okul var! Ve ben yine uykusuzum!
Kalkıp hazırlanmaya karar verdim. Banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra üstüme sportif bir şeyler giyindim. Saçımı yine serbest bırakmakta karar kılıp, hafif bir makyaj yapıp aşağıya indim. Kahvaltımı ettikten sonra arabanın anahtarını alıp çıktım.

Okula geldiğimde gözüme çarpan ilk şey Emre oldu. Bana imalı imalı baktığını görünce Emre'ye doğru ilerlemeye başladım. Yanına gittiğimde "Hayırdır, ne bakıyorsun?"Dedim. Emre uyuzu hemen cevap verdi. "Hayırdır, çok mu hoşuna gitti?" Dedi. Burnumdan soluyarak "Sen kim oluyorsunda benimle böyle konuşuyorsun be?" Dedim. Emre piç piç sırıtarak bir adım daha geldi. Elini uzatıp "Ben Emre Kaya" dedi. "Seninle tanışamadık malum" diye ekledi. Ben de sinirlerime hakim olup gülümsedim. "Gereksiz kişiler hayatımda yer edinemez malum" dedim. Bir adım daha gelip yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Nefesini yüzümde hissediyordum. Bir dakika ya kalbim neden hızlandı? Daha önce bir erkekle bu kadar yakınlaşmadım ondandır deyip kendimi geçiştirdim. Emre "Aaa neden ama hayatına dört mafya daha alamaz mısın?" dediğinde afalladım. Biliyordu! Mafya olduğumuzu biliyordu! Bir dakika ya 4 mafya daha derken onlarda mı mafyaydı? "S-sen nerden biliyorsun bunu?" Deyip kekelememe lanet ettim. Adi herif daha da yaklaşarak dudaklarını yanaklarımda gezdirip kulağıma "Beni sakın hafife alma güzellik" diye fısıldayıp, kulağıma nefesini üfledi. O an dikkatimi çeken şey kokusu oldu. Böğürtlen gibi kokuyordu. Bu koku çok güzeldi ve bana garip bir şekilde huzur veriyordu. Ne diyorum ben ya? Hayır bu adamdan etkilenemem! Kendine gel Güneş, kendine gel!
Emre geri çekilip bana göz kırptı ve sırıtarak "Nefes al güzelim, biliyorum çok yakışıklıyım ama nefes al" dedi. Ben de "Allah'ın egoisti! Ne etkilenecem senden be? Etkilensem senden mi etkilenirim?" Dedim. Göz kırpıp "Göreceğiz orasını" deyip gitti.

Emre'den

Arkamda sinirinden kuduran bir adet Güneş bırakıp ilerledim. Kokusu hâlâ burnumdaydı. Çilek gibi kokuyordu ve bu koku fazla güzeldi... Kokusu bana huzur vermişti. Bir dakika ya ben bu kızdan etkileniyor muyum? Daha neler! Tamam kabul ediyorum kız çok güzel, özellikle gözleri... Tamam kokusu da çok güzel... Ama o kadar yani etkilenme falan yok(!)

Sınıfa geldiğimde beyler sıradalardı. Yanlarına geçip selamlaştım. Arda "Beyler akşam bara mı gitsek? Şu ara hiçbir şey yaptığımız yok. Hem yarın okulda yok kafa dağıtırız" dedi. Biz de ona hak verip onayladık. Akşam bara gidiyorduk. Kızlardan zaten çok uzun süre uzak kaldım. Bekleyin beni kızlar, geliyorum...

Damla'dan

Kızlarla sohbete dalmıştık. O an aklıma bir şey geldi. Hemen kızlara dönüp "Kızlar akşam her zamanki gittiğimiz bara mı gitsek? Yarın çok şükür ki okulda yok. Uzun süredir eğlenmiyoruz. Ne dersiniz?" Dedim. Kızlarda bana hak verip onaylayınca hemen boyunlarına atlayıp yanaklarından sulu sulu öperek sevincimi yaşadım. Oleeeyy akşam bara gidiyorduk...

Pelin'den

Okul çıkışı eve gidip hemen giyeceğim kıyafeti karar verip giyindim. Altına uygun ayakkabımıda seçip giydim. Makyaj masama oturup makyajımı da halledip saçlarımı yaptım. Veee hazırdım. Ailem olmadığı için izin alacak kimse de yoktu. Bugün yine belli ki o kazayı unutmak için içecektim yine...
O arabada ben de olsaydım ne olurdu ki sanki? Neden beni bırakıp gittiniz? Neden yüreğimi yakıp gittiniz?

DÜŞMAN MAFYALARWhere stories live. Discover now