11. Bölüm

3.8K 168 6
                                    

Sehun'un yolu tarif etmesiyle eve varmışlardı. Sehun önce indi ve bagajdaki poşetleri çıkartmaya başlamıştı. Ona yardım için Kris'de inmişti. Luhan arkadaşlarından ayrılacağı için somurtmaya başlamıştı. AVM ile evin arası çok yakındı ve hemen gelmişlerdi. Onlarla daha fazla vakit geçirmek isterdi. Luhan ve Tao'da arabadan inmişlerdi. Tao sahibinin Sehun'a yardım etmesini bekliyordu. Sehun kendilerine ait tüm poşetleri çıkardıktan sonra Luhan'a baktı. Yüzü düşmüş ve üzgün görünüyordu. Sehun dudağını ısırdı ve Tao'ya sırıttı.

''Bize gelin. Yemek yiyelim.''

Luhan parlayan gözlerle yüzünü kaldırdı ve sırıtarak Sehun'a baktı. İkisinin parlayan gözleri birbirine baktı ve Sehun utanarak yüzünü eğdi. Luhan iki arkadaşının yüzüne bakıyordu.

''Eh.. Uzun süredir Xi'yi- ah Luhan'ı görmüyorduk. O yaramazla vakit geçirmek iyi olur.''

Kris sırıtarak Tao'nun elini tuttu. Tao'da Luhan'a bakarak yüzünü aşagı yukarı salladı ve sırıttı. Şimdi Luhan Sehun'a bakıyordu. Sehun Luhan'a istediği mutluluğu hemen vermişti. Sehun'da sırıttı ve poşetleri aldı.

''Bana yardım eder misin Kris?''

Kris başını salladı ve geriye kalanları kuvvetlice taşımaya başladı. Tao önünde yürüyen sahibinin sıkı kalçalarına baktı dudağını yaladı. Luhan'da Tao'yu izliyordu. Göz göze geldiklerinde ani bir kahkaha patlaması olmuştu. Kris arkasını dönüp gözlerini kısarak baktığında daha fazla gülmeye başladılar. Sehun'da dönüp Luhan'ı izliyordu. Onu böyle gülerken görmek pahabiçilemezdi. Güzelliği bayılmasına sebeb olabilirdi. Sadece birkaç saniye... Sadece birkaç saniyede onun tüm yüzünü ezberlemişti. Gülerken kırışan tenini gözlerinin kısılışını, dişlerinin uzunluğunu....

Sehun kolunda hissettiği dürtmeyle gözlerini kırpıştırmıştı. Az önce bir metre uzağında önünde duran çocuk şimdi yanında endişeli gözlerle ona bakıyordu. Şimdi o çocuğun eli Sehun'un kalbindeydi. Luhan avuç içini Sehun'un gögsüne koymuş kalbini hissediyordu. Luhan'ı yanına çeken hızlı kalp atışları daha da hızlandı.

''Sehun!''

Luhan'ın biraz sesini yükseltmesiyle Sehun tekrar gözlerini kırptı ve Luhan'ın yüzüne aptal aptal baktı.

''İyi misin? Kalbin çok hızlı atıyor.''

Kris ve Tao birbirlerinin gözlerina bakıp sırıttılar.

''Onun bir sorunu yok Luhan. Hadi evi gösterin.''

Tao konuşmuştu. Sehun yutkundu ve olduğu yerde kalmaya devam etti. Luhan'ın endişeli gözleri onu süzüyordu. Luhan Sehun'un elindeki birkaç poşeti aldı ve onu kolundan tutarak eve sürükledi. Sehun sık sık gözlerini kırpıyordu. Luhan kapının önüne geldiğinde Sehun'a baktı.

''Sahip! Sahip geldik... Ah Kris onu doktora götürmeme yardım eder misiniz? Ko-korkuyorum neden böyle davranıyor?''

 Kris başını salladı ve Luhan elindekileri kapının önüne bırakıp sıkıca Sehun'un koluna girdi.

Kris Sehun'a ne olduğunu biliyordu ama Luhan'a söyleyemezdi. Kendi farkederse her şey daha keyifli olurdu. Sehun ona bağlanıyordu. Bedenini, ruhunu bağlıyordu. Görünmez ve asla kopmaz bir ip onları birbirine dikiyordu. Sökülmez ve atmaz bir dikişle.

Luhan'ın dediğine uyup onu doktora götürecekti.

Sehun kafasını salladı ve daldığı yerden geri döndü. Luhan ona bakıyordu. Yüzü neredeyse dibindeydi.

''Lu-Luhan?''

Luhan başını salladı.

''Hadi! Seni doktora götürüyoruz.''

Sehun yerinden sıçradı ve Luhan'ın kolundan sıyrıldı.

''Ha-hayır hayır! Ben iyiyim. İyiyim eve girelim.''

Sehun Kris ile göz göze gelmişti. Hızlıca cebinden anahtarı çıkarttı ve eve girdi.

''Siz salona geçin. Aç olmalısınız, biz acıktık. Ne yapmamı istersiniz?''

Tek tek Tao ve Kris'e baktı. Gözlerini Luhan'dan uzak tutuyordu. Hepsi şaşkın şaşkın bakıyordu. Sehun poşetleri bıraktı ve telaşlı telaşlı içindekileri çıkartmaya başladı. Luhan Tao'nun yanına oturdu ve fısıldadı.

''Onun neyi var Tao?''

Kris'e baktı. Kris nazikce bilmiyorum der gibi başını salladı. Luhan endişeleniyordu. Tao onun kolunu tuttu ve ovdu.

''Endişelenme Xi.''

Luhan saçlarını karıştırdı ve Sehun'u izlemeye başladı.

''Ramen yapıyorum, herkes seviyor mu?''

Kimse cevap vermemişti ama Sehun'da cevap almak için sormuş gibi görünmüyordu. Aradan on dakika geçmişti ve Sehun aldıklarını yerleştirmeyi yeni bitirmişti. Çıldırmak üzereydi. Luhan'ın yüzüne bakamıyordu. Baktığı an donup kalıyordu, kalbi deli gibi atıyordu. Neden bir anda böyle olmuştu. Kris biliyor gibiydi. Onunla konuşması gerekiyordu. Anlaması için desteğe ihtiyacı vardı. Sehun yutkundu ve arkasını döndü. Ona bakan üç çift gözü görünce özellikle biriyle göz göze gelmemeye dikkat ederek Kris'a baktı. Tekrar yutkundu.

''Kris yardıma gelir misin?''

Kris büyük gözlerle bakıyordu. Luhan yerinden sıçradı.

''Ben yaparım!''

Sehun bir anda hızlıca konuştu.

''Kris! O etsin.''

Sehun yalvaran gözlerle Kris'e bakıyordu. 'Ne olur gel ve yardım et. Luhan gelmeden.'

Sehun yine onunla göz göze gelip donup kalmaktan korkuyordu. Sehun resmen Kris'e yalvarıyordu. Kris sonunda ayağa kalktı ve Luhan'ın omzuna vurarak oturmasını sağladı. Yanına gittiğinde gülümsedi. Sehun sertçe Kris'in bileğine asılmıştı. Tam konuşacaktı ki Kris böldü.

''Sehun özel bir şeyler konuşmak istiyorsan başka kurtların olmadığı bir yer seçmelisin. Seni duyuyorlar.''

Sehun gözlerini büyüttü ve arkasını döndü. Böyle bir özellik nefret edilesiydi. İki genç gözlerini dikmiş onlara bakıyordu. Hızlıca kafasını tekrar çevirdi ve Kris'e gözlerini çevirdi. Kris sırıtmıştı.

''Ah hayır sadece yardımın için çağırdım.''

Kris başını salladı ve Sehun onun önüne birkaç sebze itti.

''Doğra hadi.''

Kris şaşırmıştı ama yinede dediğini yaptı.

Kris ve Sehun resmi bir şekilde işlerine yoğunlaşmışlardı. Ustaca yemek yapıyorlardı. Uyumlu görünüyorlardı. Arkalarında oturan iki gencin dik bakışlarını hissediyorlardı. Sonunda yemek hazırdı. Sehun'un Luhan'a bakmaya cesareti yoktu. Tao'ya bakarak konuştu.

''Yemek hazır, gelin hadi.''

Koltuktan ilk kalkanın Luhan olması Sehun'u germişti. Sehun masaya önce Luhan'ın oturmasını bekledi ardından Kris'in yanına oturdu. Aralarında bir kişinin sığabileceği kadar boşluk vardı. Luhan bundan rahatsız olmuştu. Sehun neden ondan gözlerini kaçırıyordu. Neden uzak oturuyordu. Bunlara sinirlenmişti. Yavaş yavaş sandalyesini oynattı ve çaktırmadan Sehun'a yaklaştı. Sehun Kris ile konuşuyor arada bir ramenden yiyordu. Şimdide Sehun Kris'in telefon numarasını telefonuna kaydediyordu. Luhan gözlerini kıstı ve biraz daha yaklaştı. Daha fazla yaklaşmak için sandalyesini oynatmıştı ki gözlerini büyüttü. Sehun'un yine kalp atışları çoğalmıştı. Luhan farkettirmeden sandalyesini uzaklaştırdı. Sehun yüzünü buruşturmuş başını eğip Luhan'a bakmıştı. Aynı yerde oturuyordu. Neden tekrar kalbinin hızlandığını anlamamıştı. Luhan ramenini soğutmuştu. Hiç yememiş sürekli Sehun'a bakmıştı. Neler olduğunu anlayamıyordu. Kendisiyle mi bir ilgisi vardı? Sehun'a yaklaştığında bu oluyordu. Ona iyi gelmiyor muydu? Korkmaya başlamıştı.

Tao ve Kris kalkmaya karar vermişlerdi. Sehun ev sahibi olarak onları iyi ağırlamıştı. Luhan onların kalktığını fark etmemişti bile. Tao onun omzunu sıktığında sıçradı ve Tao'ya baktı.

''Biz gidiyoruz Luhan.''

Luhan'ın gözleri büyüdü.

''Bu kadar çabuk mu?''

Luhan gözlerini kırptı. Bu sefer konuşan Kris'di.

''Evet Luhan, evde bir köpeğimiz var. Acıkmış olmalı ve onu beslemeliyiz.''

''Ah pekala, sizi özlemiştim çocuklar teşekkür ederim.''

Luhan ikisinede sıkıca sarıldı.

''Sahibim izin verirse yine görüşür müyüz?''

Gözlerini kıstı ve Sehun'a baktı. Sehun sadece yere bakıyordu. Yutkundu ve başını salladı. Başını yukarı kaldırmıyordu. Luhan onlarla konuştuktan sonra Sehun'da onlara sarıldı ve kapıya kadar eşlik ettiler. Luhan'ın ona yakınlaşırken attığı her adım kalbinin düzenini bozuyordu. Sonunda misafirler gidince Sehun mutfağı toplamadan hızlıca odasına girdi ve kapıyı kapattı. Onunla yanlız kalamazdı. Buna cesareti yoktu.

Hava çoktan kararmış Luhan koca evde yalnız gibiydi. Salonda öylece oturuyordu. Mutfagı temizlemeyi düşündü ama canı istemiyordu. Yorgundu. Sehun onu delirtiyordu. Sinirleniyordu. Sonunda dayanamadı ve Sehun'un odasının kapısına gitti. Hızlıca kapıyı çaldı. İçeriden hiç ses gelmiyordu. Luhan'ın duyduğu tek şey su sesiydi. 'Sehun yıkanıyor olmalı.' Luhan yavaşca kapıyı açtı ve kafasını içeriye uzattı. Odanın ışıkları açık değildi ama banyonunkinin ışığı odaya vuruyordu. Yatağın üzerinde kıyafetler vardı. Luhan sessizce banyoya yaklaştı ve kapısını araladı. İçerisi buhar doluydu. Duşakabine yaklaştı ve camın buharını sildi. Sehun'un arkası dönük şarkı söylüyordu. Sesi su sesinden dolayı boğuk çıkıyordu. Saçlarındaki köpüğü akıtıyordu. Luhan şaşkınlıkla ağzını açtı ve alt tarafında tuhaf bir hareketlenme hissetti. Başını eğip baktığında önündeki dikliği görüp tekrar Sehun'a baktı. Çıplak beyaz poposundan sular akıyordu....

MAGICAL PET SHOPWhere stories live. Discover now