❤️34. Bölüm❤️

4.2K 214 147
                                    

4 ay sonra...

"Batın"

"Efendim"

"Şu anemon adlı çiçeke neden böyle bir isim verdiler? daha doğrusu neden bu isim?"

Batın bana döndü ve gülümsedi. Ardından çiçeğe dokunarak

"Ölümlü Adonis ile aşk tanrıçası Afrodit birbirlerine kör kütük aşıktır. Fakat bu aşk, Afrodit'in eski sevgilisi savaş tanrısı Ares' in kıskançlığının kurbanı olur; Adonis bir gün avlanırken, Ares onu vurur. Afrodit kurtarmak için koşsa da o yetişene kadar Adonis ölür.

Afrodit bir törenle sevgilisinin vücudunu kokular ile ovar ve onu ölüler diyarına götürmek üzere kucaklar, bu sırada Adonis' ten damlayan kanlarla vücudundan yayılan güzel kokular birbirine karışır ve yeryüzüne dökülerek birer çiçeğe dönüşürler. Bu çiçeğe Adonis ile Afrodit'in aşkı anısına Anemon ismi verilmiştir."

Büyülenerek çiçeğe bakmaya başladım.

"Vay be! Bunu bilmiyordum. Başka biliyor musun böyle büyüleyici bir hikaye?"

Batına merakla bakmaya başladım. Batın gülerek kafasını onayladı ve beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Kokusunu içime çekerken

"Narcissus güzellikle herkesi büyüleyen, hatta Yunan Mitolojisinde "gelmiş geçmiş en güzel ölümlü" olarak anılan bir gençtir.

Annesi, kendi güzelliğine vurulmasın diye, hiçbir yerde kendi aksine bakmamasını tembihler ama Narcissus annesini sözünü dinlemez. Günlerden bir gün nehirdeki aksine bakar, kendini görür görmez büyüleyici güzelliğine aşık olur ve ona dokunmak için suya eğilmek ister; fakat dengesini kaybederek nehre düşerek ve boğulur. Tanrılar onun güzelliğinin sonsuza kadar yaşayabilmesi için onu bir çiçeğe dönüştürürler, bu çiçek de Nergistir."

"Oha! Nergis çiçeğin böyle bir hikayesi olduğunu 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Peki ya Gülün hikayesini biliyor musun?"

Batın kafasını salladı ve gülerin olduğu tarafa bizi götürdü. Güle bakarken Batın eğildi ve gülü kokladı. Ardından çekildi ve bana koklamam için kafasıyla gülü gösterdi.

Güle yavaşça yaklaştım ve gülü kokladım. Ben gülü koklarken Batın

"Yunan Mitolojisine göre çiçek tanrıçası Chloris, bir gün ormanda ölü bir orman perisi bulur ve onu hemen bir çiçeğe dönüştürür. Aşk tanrıçası Afrodit, bu periden dönüşme çiçeğe güzellik verir, Dionysos ise güzel ve hoş kokması için bir aroma sürer.

Batı rüzgarı tanrısı Zephirus, gökyüzünden bulutları dağıtır, güneş tanrısı Apollo'nun da parlamasıyla bu güzel çiçek doğar ve tüm yaprakları tamamen açılıncaya kadar açar. Ölü bir orman perisinden "çiçeklerin kraliçesi" ne dönüşen bu çiçek, "Gül"dür."

Gülden yavaşça ayrıldım ve Batına bakmaya başladım. 

"Bu içlerinde en güzel olanıydı bence."

Batın güldü ve beni kendinesine çekerek bahçeden uzaklaşmaya başladık.

"Bana göre de anemon çiçeğinin hikayesi güzel."

Omuz silktim ve Batının yanağından öptüm.

"Şimdi abilerim gelir en iyisi ben eve geçeyim."

Batın sıkıntı ile nefes alıp verdi ve

"Seni abilerinden kısa bir zaman da istemem lazım. Ben bu ayrılığa dayanamıyorum. Hep benim etrafım da ol istiyorum. Kimse görmesin, kimse seni bilmesin istiyorum. Çok mu?"

kıskanç Abilerim  Where stories live. Discover now