☬15☬(f)

741 77 31
                                    

13 Temmuz 1946
Size özlem duymuyorum artık general Taeyong. Zira özlem artık içimdeki acı duyguyu tarif etmekte yetersiz kalıyor. Her gece Sofia'ya karşı duyduğum vicdan azabı artıyor.
Her gece rüyalarımda sizi görüyorum. Ellerinizi tuttuğumu,gözlerinizi sevdiğimi.

Dokunamıyorum artık mektuplarımıza. Sofia'nın kanı var hepsinde. Onun için döktüğüm göz yaşım var.

Size karşı hissettiğim hisleri saymaya gücüm olmasa da en hafifi özlem.

Kendinize dikkat edin general. Hislerime sahip çıkın. Her bir parçanızı saran duygularıma sahip çıkın.

Size karşı duyduğum sevgi en çok yara izlerinizde birikiyor.

Neden Mágoa biliyor musunuz general. Özlemin üzerimizde açtığı yara izleri demek aslında. Gönlümde o kadar çok yara izim var ki. En güzeli de gözünüzün altındaki yara izi. Ama oğlum Mágoa ancak bu yara izlerinin lütfu. Bir tek oğlum kaldı yanımda general.
General Kun hastalıktan gözlerini erken yumdu bu dünyaya maalesef.
Kimsem kalmadı Taeyong. Hiç kimsem yok artık.

İyi olduğunuzu okumak isterim bir kez daha.  Ancak böyle toparlayabiliyorum kendimi.
Zafer haberlerinizi duymayı bekliyorum. Yaralanmayın general.

12 Ocak 1989
Çocukların meraklı bakışları arasında üzerinde oturduğu tahtta biraz daha toparlandı.
Size duyabileceğiniz en güzel aşkı anlatacağım diyerek toplamıştı hepsini yanına. Hepsi dolu gözleriyle bakıyordu şimdi yaşlı gözlere.
Hani Taeyong kimsenin bilmeyeceği bu hikayemiz demişti ya aşklarına.
Aşkları dillerden dillere dolanacaktı. Mágoa bunun olabilmesi için elinden geleni yapacaktı.
"Babam Kral Ten son kez yazdığı mektupta söylemiş bunları." Yerinde hafifçe kıpırdandığında kollarının arasındaki torunlarına gülümsedi.
"Mektup gönderildikten kısa süre sonra babam hastalıktan öldü. Mektup ulaşamadan da General Taeyong savaşta ölmüş." Yüzündeki buruk gülümsemeye rağmen torunlarına sardı bir kez daha kollarını.
"Zor olmalı onlar için değil mi dede?" Lalisa merakla konuştuğunda dolu gözleriyle bakıyordu dedesine.
Mágoa'nın gülümsemesi daha da büyümüştü.
"Zor elbet küçüğüm. Ama birbirlerinin ölüm haberini almadıkları için şanslılar." Kolundan çıkan genç oğlan konuştuğunda Mágoa bakışlarını ona çevirmişti.
"Sofia'ya yazık değil mi hiç sevilmemiş." Küçük oğlan bakışlarını düşürdüğünde Mágoa tekrar kolunun altına almıştı.
"Mektupların tamamını okuma şansınız olmadığı için böyle düşünmeniz normal tabi. Bilmediğiniz şey Kral Ten annem Sofia'yı sevmiş. Hatta çok sevmiş, ona çok saygı duymuş. Sofia'ya duyduğu sevgi aşk değilmiş.
Ama o kadar sevmiş ki, hayatında Taeyong'u bir köşeye Sofya'yı bir köşeye koymuş." Çocuklardan bir kaçı gözlerinden düşen yaşları eliyle silerken Mágoa keyifle tekrar gülümsemişti.
"Kral Ten ve General Taeyong buluşamadılar bu dünyada. Ama bu asla buluşamayacakları anlamına gelmiyor değil mi?"

Mágoa sözlük anlamıyla gönül yarası, ya da üzüntülerimizin yüzümüzde bıraktığı fiziksel yara, leke anlamı taşımakta

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mágoa sözlük anlamıyla gönül yarası, ya da üzüntülerimizin yüzümüzde bıraktığı fiziksel yara, leke anlamı taşımakta.
Ama Kral Ten'in oğluna Mágoa ismini vermesi kelimenin ona Taeyong'u çağrıştırması ve oğlunun tüm yaralarına bir yara bandı olduğunu düşünmesi.
Umarım kimsenin yüreğinde bu kadar derin yaralar kalmaz.
Taeten'i sevin.
Taeyong'u sevin, Ten'i sevin.
Mágoa'yı sevin.

Ayrıca müjdelemek isterim ki Mágoa'nın ikinci kitabı yakında 'Nepenthe' ismiyle karşınıza çıkacaktır. O zamana kadar sağlıcakla kalın. Mutlu olun.

Mágoa • taetenWhere stories live. Discover now