Dıgıdık Dıgıdık

981 95 52
                                    

Namjoon oturma odasında oturup sinirle Jin e bakarken, Jin de umursamayarak armutlu cheesecakeini yapıyordu.

Jimin ile Taehyung derin bir sohbetin içerisinde düşmüşken, Hoseok da tekli koltukta tek bacağını sallamakla yetiniyordu.

"Sence söylesek mi Yoongi nin bu aptalı görmeye taa Japonya dan geri geleceğini?" Dedi Taehyung Hoseok u acıyla süzerken.

"Hayır Taehyung! Ne dedi Yoongi? 'Sokon ono soylomoyon, sorproz olocok!' " dedi Jimin, Yoongi nin taklidini yaparak.

Taehyung gülerek Jimin in yanağından bir makas aldı.

"Sen az önce onun taklidini mi yaptın?"

"Evet ne olmuş?"

"Çok tatlıydın"

"Yaa" diye mırlayarak Taehyung un göğsüne kafasını koydu Jimin. Hafifçe kafasını kaldırırken beyninin sarsıldığını hissetti.

Hoseok yastık atmıştı..

"Bu yastığı götünüze sokarım!" Dedi Hoseok ayağa son hızda kalkmış bir şekilde çifte bakarken.

"Onu sen mi attın lan? İçinde taş mı var köpek! Beynim oynadı!" Dedi Jimin kafasını tutarak.

"Sen benim sevgilimin beynini mi oynattın?!" Dedi Taehyung ayağa kalkarak.

"Mal, olmayan şey nasıl oynayacak?"

"Seni-" diye atlayacakken Hoseok un sözü durmasına sebep oldu

"Dışarı çıkıyorum ben"

"Ne?!" Dedi Tae ve Jimin aynı anda.

"Dışarı çıkıyorum?" Dedi Hoseok heyecanlanmalarını anlamayarak

"Hayır çıkamazsın!" Dedi Jimin.

"Niye? Ah doğru, Burda durup oynaşmalarınızı izlemek daha eğlenceliydi unutmuşum pardon" dedi Hoseok göz devirip kollarını birleştirerek.

Taehyung Jimin e baktı. Daha sonra Hoseok a döndü.

"Burda durursan en sevdiğin oyunu oynarız" dedi Taehyung pişmanlıkla. Tek çare buydu, çünkü Yoongi Hoseok u oyalayın demişti.

Hoseok un gözleri parladı.

"Gerçekten mi?!"

"Maalesef gerçekten" dedi Taehyung.

Hoseok sevinç dansını yaparken Jimin Tae nin kulağına yaklaştı

"Bunun en sevdiği oyun ne ki?"

Taehyung dudak büzerek ağlama taklidi yaptı "atçılık"

Yaklaşık geçen 1 saatin sonunda Yoongi gelmişti. Jungkook ona kapıyı açtıktan sonra, geri bilgisayar oyununa devam etmek için odasına girmişti. Yoongi yavaş yavaş içeri doğru yürürken, dıgıdık dıgıdık diye gelen sese doğru kafasını çevirdi. Ağzı şok içinde açılmıştı. Çünkü Hoseok, Taehyung un sırtına binmişti ve Jimin de onlara acıyla bakıyordu.

Hoseok gamzeleri çıkana kadar gülerek Taehyung un sırtına vururken kapıda dikilen siyahlığı fark etti.

Yüzündeki gülümseme silinip, gözleri ve ağzı doğru orantıyla açılmıştı.

"Yoongi!?" Diyerek yere yapıştı Taehyung un sırtından. Toparlanıp kafasını Yoongi ye doğru çevirdiğinde, sırıttığını gördü.

"Demek atçılık oynuyorsunuz?" Diyerek gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı Yoongi.

"Yoongi? Allah sana şükür! Yardımımıza bu yerden bitmeyi gönderdiğin için sana şükürler olsun!" Dedi Taehyung halının üstünde diz çöküp ellerini havaya kaldırarak.
Bu büyülü anı, yastık bozmuştu, kafasına yediği o içinde tuğla olan yastık..

"Neden bu evde sürekli yastıklar uçuşuyor!" Diye isyan etti Taehyung. Ama bu isyanını sadece Jimin duymuştu. Çünkü herkes kendi işindeydi.

"Yoongi sen.. sen gitmemiş miydin?" Dedi Hoseok ellerini önünde birleştirerek.

"Gittim. Ama geri geldim. Birşeyi, daha doğrusu birinin olmadığını fark ettim de.." dedi Yoongi bir adım atıp diz çökerek.

"N-neyi fark ettin?"

Yoongi Hoseok un tek elini tutarak fısıldadı.

"Seni.."

Hoseok eliyle ağzını kapattı.

"B-beni mi? Neden ki?"

"Çünkü seni seviyorum Hoseok"

Yoongi gülerek tuttuğu elini dudaklarına götürdü ve öpmeden önce ki cümleyi söyledi;

"Atçılık oynayalım mı?"




Play With Me | vminWhere stories live. Discover now