Yine benden kurtulamadınız!

1.5K 31 0
                                    

Kerem kahvaltısını büyük baya baya büyük bir iştahla yedi. Ben de mutfağı toplayıp yanına gittim. Koltukta uyuya kalmıştı. Hemen gidip ateşini kontrol ettim. Ateşi düşmüştü. Ben de yanına kıvırıldım.

Malum gece ona bakmıştım. Gözümü dakikalarca uyumak için kapatsam da uyuyamadım. Benim uykuya düşkünlüğün yoktu aksine uykuya düşmanlığım vardı. Hatta bazen 3 gece devriyeye kaldığımı bilirim. Ne yaptıysam uyuyamadım.

En sonunda Kerem'in uyanmasını beklemeye karar vermiştim. Kerem kıpırdanmaya başlayınca uyanmaya başladığını anladım. Sonra be. Gözlerini açıp bana bakıp gülümsedi.

" Günaydın uykucu"

" Ne ara uyudum ben ya. Ayrıca bir rahat bırakmadın ki uyuyalım."

" Lan ne zaman rahatsız ettim. Sana bir şey olursa hemen müdahele edeyim diye uyumadım be. "

" Tamam aşkım şaka yaptım. Sen beni düşündün ya ben dünyanın en rahat insanıyım." Dedi ve sıkıca sarıldı. Ben de sarılmasına karşılık verdim.

" Kerem artık herkese ölmediğini açıklamam lazım. Ben birazdan Alperi arar söylerim. Benim eve toplasınlar."

" Sen bilirsin aşkım."

" Kerem sana bir şey sorabilir miyim?"

" Tabi dinliyorum."

" Ben öldüğümde yani numara yaptığımda çok mu üzüldün?"

" Nefes alamadığını hissettim. Kendimi bir hiç gibi hissettim. Yaşayan ölü gibiydim. Hep senin odandayım. Senin kökünü içime çekerek uyudum. Yani ben sensiz bir hiçim." Gözlerim dolmuştu. Ben onu korumak isterken onu yaşayan ölüye geçirmiştim. İstemsizce gözümden bir damla yaş aktı. Kerem hemen göz yaşını sildi ve bana sarıldı.

" Aşkım ben sen üzül diye söylemedim. Ne olur üzülme. Sen üzülünce ıçimden parçalar kopuyor."

" Peki bana kızdın mı?"

" Neden?"

" Ne neden? Baksana seni yasayan ölüye çevirmişim."

" Aşkım sen beni korumak için yaptın. Hem açıkladın da. E şimdi de yanımdasın daha ne isteyeyim. Sen benim için yaptın." Başımı olumlu anlamda salladım ve sıkıca sarıldım.

" Aaa Kerem Rüzgâr ve Batu'yu da çağırsana. Evet Batu ile tanışmamış olabiliriz ama Rüzgâr ile tanışıyoruz. Ayrıca ben Rüzgâr'ı sevdim."

" Aşkım yok ya. Sen sonra onlara bize gelir açıklarsın."

" Ne yani artık sizde kalmiyacak mıyım?" Şimdi Kerem beni istemiyor muydu?

" Sen istersen kalabilirsin."

" Yani sen istemiyor musun artık beni. Hevesini al-" dememe izin vermeden dudaklarıma yapıştı. Tutkuyla öperken karşılık verdim. Beni kucağına çekip öpmeye devam etti. Alt dudağını emmeye başladığımda inlemeye başladı. Ikimizden de iniltiler çıkıyordu. Kaç dakika öpüştük bilmiyorum ama altımdaki şişlikten durmamız gerektiğini anladım.

" Aşkım ben seni tabi ki de istiyorum. Ama sen istemezsin diye bir şey demedim. Ama tabi ki de benle kalmanı isterim." Böyle söylemesiyle başımı göğüsüne yerleştirdim. O huzur dolu kokusunu içime çektim.

" Aşkım hadi artık benden kurtulamadıklarını öğrenmeleri lazım."

Kerem'i çekiştirerek arabaya bindirdim ama ben binene kadar tekrar indi. Yanıma gelip anahtarı aldı ve arabaya bindi. Şaşırsam da birşey demeden bindim.

Işte sonunda evime gelebilmiştim. Biz eve girince kapı çaldı. Kapıyı açar açmaz karşımda bir adet şaşırmış Caner gördüm. Beş dakikadır onun şoktan çıkmasını bekledim ama çıkmayınca ben de son çare olarak tokat attım. Caner hemen geri adım attı.

" Oha hortlamış lan bu" dedi. Kafasına vurarak ben de konuşmaya başladım.

" Gerizekalı hortlasam gele gele evime mi gelirim? Barlara gider son kez gecelere akardım mal." Dememle üstüme atlayıp bana sarıldı. " Lan sen cidden ölmemişsin. Bana hakaret ederek konuştuğuna göre iyisin de."

Caner ile içeri geçtik. Koltukta bir adet Caner'i görünce kırmızı görmüş boğa gibi soluyan bir adet Kerem gördüm. Bu hâlinden ben bile korktum. Caner kulağıma eğildi " Kanka bu kırmızı görmüş boğa gibi soluyan kim? Ayrıca neden bana böyle bakıyor?" Dedi.

" Caner valla o benim sevgilim ama neden sana öyle baktığını ben bile anlamadım." Dedim ve Kerem'e döndüm " Kerem bak bu liseden arkadaşım Caner." Dedim. Caner elini korkuyla uzattı. " Merhaba ben Caner siz de su mesur Kerem olmalısınız." Demesiyle Kerem elini uzatıp tanışmaya başladı. " Evet Kerem benim ama meşhur muyum bilmiyorum."

" Evet meşhursun ama Su bana şu olayı bir anlatsan mı?" Caner'e oturması için koltuğu gösterdim. Oturdu. Ben de tüm olayı anlattım. Anlayışla karşıladı. Tam da o sırada kapı açıldı. Galiba Alper ve bizimkiler geldi. Kızlar beni görünce çığlık attılar. Caner piçlik yapacak ya durur mu?

" Lan ne oldu? Ne bağırıyorsunuz?"

" S-Su burada." Dedi Elif. Ceren' de başını onaylar anlamda salladı.

" Evet. Evet hatta tam karşımızda duruyor." Gülme isteğim gelse de Caner'in oyununa katıldım.

" Salak mısınız oğlum? Su'nun öleli neredeyse iki ay oldu" Bir anda kendimi tutamadım ve koskoca bir kahkaha attım kızlar korkarak geri çekildiler. Caner ve Alper de gülmeye başlayınca kızlar iyice korkmaya başladılar.

" Lan durun durun. Gelin oturun önce Su ölmedi. Gelin her şeyi anlatsın." Kızlar sakinleşmek için oturdular. Bende baştan sona her şeyi anlattı. Kızlar bana neden onlara söylemediğimi sorarken araya Kerem girdi.

" Canım ben kalkayım Rüzgâr aradı acil ece gitmem gerekir."

" Kerem bir sorun mu var?"

" Yok hayatım sen keyfine bak." Ama ben bir kere işkillenmiştim. Caner'in kulağına eğilip bir şeyler söyledim. O da kafasını tamam anlamında salladı. Kerem çıkarken ben de peşinden çıktım.

" Su. Neden içeride değilsin?"

" Ben seni biliyorum. Yok bir şey dersin ama mutlaka vardır."

" Evet var. Bin sana aranda her şeyi anlatırım. Hadi güzelim daha çok işimiz var." Anlamaz gözlerle ona baktım ama o hemen arabaya bindi. Ben de beraberinde bindim.

" Ee anlatın Kerem Bey."

" Bizim Batu var ya. Kardeşim olan." Başımı evet anlamında salladım. " İşte o kaç gündür yemek yemiyormuş. Sadece evin içinde deli danalar gibi koşturuyormuş."

" Neden?"

" Sen vurulmadan önce hanı bazı olaylar oldu ya ondan dolayı kendini suçluyormuş. İşte sen de üzülme diye sana bir şey demedim ama senden kaçmadı."

" Tabi. Sonuçta ben bir polisim dimi ama." Cevap vermeden arabayı sürmeye devam etti. En sonunda eve gelmiştik. Batu bahçede tek başına oturmuş kendi kendine konuşuyordu. Kerem'i beklemeden hemen yanına gittim.

Sırtı bana dönük olduğu için beni görmedi. Ben de elimi omzuna attım. Hemen bana döndü. Şok olmuştu. Kerem'de yanımıza geldi.

" Abi"

" Efendim kardeşim."

" B-ben hayal görüyorum değil mi? Yani zaten yengem burada değil."

" Yok kardeşim. O karşında duran yengen."

İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin