Gitti

689 19 0
                                    

Su'dan

" Sevgilim bak ben geldim. Senin için. Kerem ben seni çok üzdüm. Özür dilerim. Senin benden vaz geçmeyeceğini anlamalıydım ama işte. Kerem gelirken yolda gelirken kanını gördüm. Biliyor musun? Sırf senden bir  parça diye saklamak istedim. Kötü de olsa. Hem ayrıca her şeyi öğrendim. Senin beni korumak için benden ayrıldığını.

Evet Rüzgâr anlattı ama kızma. Beni teselli etmek için ağzından kaçırdı. Kerem ben seni çok özledim." Artık göz yaşlarına yenik düşüp bıraktım.

" Seni çok özledim. Beni ısıtmak için sarılmanı. Öpüşünü, elimi tutuşunu, kıskanmanı. Aslında Kerem ben bunları değil seni özledim be. Hadi uyan artık. Hem sen bana demedin mi seni kurtarıcam diye.

Hani sen bana mezarlıkta demiştin ya ben seni bırakmadım kalk dedin ya. Ama şimdi bırakıyorsun be sevgilim. Hem sen beni bırakırsan ben yaşayabilir miyim?

Kerem ben bu tür konuşmaları yapmayı bilmeyen, ayrıca da sevmeyen birisiyim. İşte o yüzden hadi uyan sevgilim. Ben seni değil sen beni ısıt. Kerem sen olmzassan ben çok üşürüm." Daha fazla dayanamayarak dışarı çıktım. Üstümdekileri çıkarıp çöpe attım.

Baş dönmesini saymayarak dışarı çıktım. Rüzgâr köşede oturmuş başını elleri arasına almıştı. Galiba kendini bu dünyadan soyutlamıştı. Benim de tam ihtiyacim olan şey.

Rüzgar'ın yanına ilerlerken gözüm karardı ve düşeceğim sırada bir el beni tuttu. Beni tutan o elle kendimi guvende hissettigim icin kendimi karanliga teslim ettim. Kerem olmadan uyanmayacağım karanlık.

Rüzgâr'dan

Su odadan çıkınca ilk başta bir sersemledi. Sonra düşeceği sırada tuttum. Gözlerini kapatacağı sırada seslendim ama beni dinlemedi.

" Su. Su. Kapama gözlerini aç. Hadi kardeşim kapama gözlerini" dememe rağmen gözlerini kapattı.

Hemen kucağıma alıp bir odaya girdim. Neyse ki boştu. Su'yu hemen yatağa yatırıp doktor çağırdım. Doktor muayene ettikten sonra fazla üzüntüden olduğunu söyledi.

Su yatakta yatarken o kadar masumdu ki. Uyurken hiç acı çekmiyor, ağlamıyordu. Ama uyandığında öylemi. Hep gözünden akan yaşlar var.

Ama ben onun ağlamasını istemiyordum ki. Hayır yanlış anlamayın. O benim dört yıl önce kaybettiğim kardeşimdi. Düşündüğünüz gibi olmadı.

Su'nun da kardeşim gibi olmasindan çok korkuyorum. Kerem'e bir şey olursa Su kendini asla affetmez. Kardeşim de böyle olmuştu.

Kendini asla affetmemişti. Çok sevdiği, dünyalardan çok sevdiği bir çocuk vardı. Aslında çocuk da Nazlı'ya karşı boş değildi. Sadece ben annem gibi onu da koruyamamaktan korktuğum için Deniz ile görüşmelerini istememiştim.

Ama sonra ilişkilerine onay verdiğimde  Deniz'de bizim gibi mafya olduğu için silahlı saldırıda öldü. Kardeşim bunu kendine yediremeyince bana kızdı. Senin yüzünden biz aşkımızı yaşayamadık, sen onu istemediğin için onu öldürttün dediğinde hep sustum.

Sonra bir gün kardeşim yemek yenmeyince tepsiyi duvara fırlatıp bağırdım. Tabi Deniz'in ölümünden 5 ay geçmişti.

" Nazlı artık onun öldüğünü kabullen. Yemek yemiyorsun, uyumuyorsun, konuşmuyorsun. Beni suçladın sustum. Kendine zarar verdin yine sustum. Ama artık yeter"

" Abi git. Nolur beni yalnız bırak. Ya istemiyorum kimseyi. Niye anlamıyorsun. Ben seni, Kerem abiyi veya Batu'yu istemiyorum. Ben Deniz'i istiyorum. Anladın mı? Şimdi git"

İlk AşkımWhere stories live. Discover now