15.BÖLÜM

14.5K 515 46
                                    

15.BÖLÜM

NAZ'dan

 

   Bugün yine sabaha onunla uyandım.Bedenimin bana ihaneti bitmeyecek galiba.Tarık'a karşı ne kadar nefret,öfke ve korku beslersem besleyim,onun dudaklarına karşılık vermeden duramıyorum.Sihir gibi.Peki her sabah onu hiç bırakmacasına ona sarılmama ne demeli?Yok.Bu bedenimin bana yaptığını düşmanım yapmaz.

   Onu sevmek istiyor bir yanım.Onunla sinemaya gitmek,kırlarda dolaşmak elele,onun öpücükleriyle uyuyup ,ki bunu kısmen yapıyoruz.Onun öpücükleriyle sabaha uyanmak istiyorum.Karı koca olmak yetmiyor bazen,sevgilim olsun istiyorum.Elimi tutsun,gözlerime baksın,ama korkutmasın,yumuşacık yeşil yeşil sarmalasın bakışları beni.Koşmak istiyorum ona doğru,onun da kollarını açarak beni kucaklamayı herşeyden çok beklemesini istiyorum ve havaya kaldırıp etrafında kahkahalarımız eşliğinde döndürmesini.Beni sevmesini istiyorum.Kocam değil aşığım olmasını,bana bakarken öfkeyle dondurmayıp,sevgiyle yakıp kavurmasını istiyorum.....

    "Naaaaz"

    "Efendim Tarık" dedim.Anlamsız duygularımın beynimi işgalinden kurtulup gerçek bize dönmem kolay oldu.Tarık,herzamanki Tarık'tı.Duygusuz,bencil,egoist...

    "Hadi seni bekliyorum.Hazırlanamadın.Alt tarafı bir düğüne gideceğiz"diye bağırdı.

     Bugün Tarık'ın  Bedriye Halasının kızı evleniyordu.Biz de mecburen bu aile düğününde olmak zorundaydık.Bu gün için iki gündür elbise aradık durduk.O açık,bu kapalı,onun rengi şöyle,bu çocuksu,bu çok iddialı derken yeşil straptez,uzun ,vucuda oturan bir elbise alıp alışveriş karmaşamızı bitirdik.Elbisemi annemin hediyesi olan yakut bir gerdanlık ve küpe setiyle tamamladım.Dore ayakkabılarımla ve çantamla hazırdım.Saçlarımı maşa yapıp yan tarafımda toplayıp,gözlerimdeki pırıltılı yeşil farlarımla ve nar çiçeği rujumla dikkat çekiciydim.

     Aşağıya inip "hazırım"dediğimde Tarık bana şaşırarak bakıyordu."Nasılım"dedim.

     "Abartılı"deyip moralimi bozmasına şaşırmadım desem doğru olurdu.Arabaya bindiğimizde düğünün olduğu otele doğru gidiyorduk.Akrabalarının çoğunu düğünde görmüştüm ama doğrusu pek hatırlamıyordum.O gün sislerle kaplı gibiydi zaten.

     Arada bir Tarık göz ucuyla bana bakıyor birşey diyecekmiş gibi oluyor,fakat sonra önüne bakıp susuyordu.Araba durduğunda Otelin önünegeldiğimizi anladım.Arabadan bir centilmen gibi inmeme yardım eden Tarık,arabanın anahtarlarını valeye teslim etti ve otele girdik.İçeriye girerken elimi tutunca sabahki içimden geçirdiğim hayallerim geldi aklıma ve gülümseyerek ona baktım.

    "Ne gülüyorsun?"dedi.

    "Hiç öylesine"dedim.Aptal neye gülüyordum ki sanki.Odun işte odun.Adam duygusuz odunun tekinden ne hissedipte gülümsüyorsam.Moral bozukluğuyla birlikte suratımdaki aptal sırıtıştan uzaklaştım ve içeriye girdik.Çok kalabalıktı.Bütün sosyete buradaydı.Tarık kalabalığın arasından benim tanımadığım birçok kişiyi selamlaya selamlaya Düğüm sahiplerinin oturduğu büyük gösterişli masaya doğru beni sürükledi.Masada Annesini, Babasını ve Bedriye Halasıyla,Efkan Eniştesini bulduğumuzda onlarla bizim için ayrılan yerlerimize oturduk.Tarık'ın Halası Babası gibi biraz mesafeliydi,beni uzun uzun süzüp,Tarık'ın annesine dönerek"Selma'cığım senin gelin de pek süzülmüş evlilik pek yaramamış galiba"dedi.

EGOİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin