Birinci Bölüm

6.8K 174 60
                                    

Felâtun Beyi tanır mısınız? Hani şu Merakî Efendinin oğlu Felâtun Bey! Galiba tanıyamadınız. Fakat tanınacak bir çocuktur.

Mustafa Merakî Efendi, Tophane'nin Beyoğlu'na yakın bir mahallesinde oturur. Mahallenin semtini söylemek uygun olmaz. Semtini de anladınız ya? Bu kadarıyla yetininiz.

Kendisi kırk beşlik bir adamdır. Fakat babası, "Bir genç erken evlendirilir ise namusunu, terbiyesini daha iyi muhafaza eder." fikrinde olduğundan Mustafa Meraki Efendiyi on altı yaşında iken evlendirmişti. Bu sebeple de Mustafa Meraki Efendi daha kırk beş yaşındayken, yirmi yedi yaşında Felâtun adında bir oğlu vardı. Mustafa Meraki Efendinin çocuğu Felâtun Beyden ibaret değildir, bir de Mihriban isminde on beş yaşında bir kızı vardır.

İnsanın kırk beş yaşında iken böyle yirmi yedi yaşında bir oğul ile on beş yaşında bir kıza sahip olması ne büyük bir saadettir. Lakin size derhal şunu da hatırlatalım ki, böyle bir saadet genellikle babalara aittir. Annelere göre sıkıntı sayılır. Mustafa Meraki Efendinin eşi için de böyle olmuştu. Çünkü Meraki Efendi on altı yaşındayken on iki yaşında bir kızla evlendirilmişti. Öyle ya! Kadın kocasından daima dört beş yaş küçük olmalıdır! Sonra bu kız, daha on beş yaşındayken dünyaya bir çocuk getirdi. Ancak bundan sonra kaç defa hamile kaldıysa, çocuğunu rahminde barındıramayıp düşürdü. Doktorlar bu durumun asıl sebebini tam olarak bulamadıklarından çeşitli sebepler ortaya koyarak kadının tedavisinden el çektiler. İş ebelere kaldı. Onlar da bin bir zorlukla Mihriban Hanımı düşmekten koruyup doğumuna vesile oldular. Zavallı anne, bu kızı doğurduktan sonra loğusa yatağında şehit olarak vefat etti. Allah rahmet eylesin! Böyle şeyler doğaldır, zaten başka ne diyebiliriz ki! Mustafa Meraki Efendi, eşi öldüğü zaman, on üç yaşında bir erkek çocuğu ve yeni doğmuş kızıyla ortada kalıvermişti. Bu sebeple bir müddet mecburen evlenemedi. Son zamanların en medeni şehri olan İstanbul'da bekâr yaşayabilmek mümkün olduğundan, bir süre daha bekâr yaşadı. Daha sonraları da lüzum görmediği için evlenmedi. Mustafa Meraki Efendi evlenmedi fakat çocuklarına, özellikle de kızına dadılık etmesi için yaşı ilerlemiş bir cariye aldı. O cariye çocuklara bakar, bir ihtiyar Rum karısı ev hizmetini görür, bir Ermeni karısı da aşçılık ederdi.

Nasıl? Mustafa Meraki Efendinin evinin yönetim biçimini garip mi buldunuz? Bizim Mustafa Meraki Efendi alafranga yaşama tarzını seven bir adamdı. Hani şu on beş yirmi sene öncesinin İstanbul alafrangaları var ya, onlar gibi severdi. Hem de nasıl severdi? Ekonomik durumu fazlasıyla iyi olduğundan Üsküdar'da bulunan konağı, bağı, bahçeyi ucuz pahalı demeden alafranga yaşamak için satmıştı. Tophane'nin Beyoğlu'na yakın bir mahallesinde yeni, güzel bir ev inşa ettirip buraya yerleşmişti. Alafrangaya olan merakının derecesini kâgir tarzda yaptırdığı evden anlayınız. Şimdi böyle bir semtte, böyle bir evde, bu kadar Batılı yaşam tarzı içinde olan adam, evine şöyle böyle kişileri doldurur mu? Özellikle arada bir gelen Batılı dostlarına hizmet etmek için Rum ve Ermeni hizmetçilere ihtiyacı ortadaydı.

Bizim burada asıl amacımız Felâtun Beyi okuyucuya tanıtmak olduğundan, babası Mustafa Meraki Efendinin mazisi hakkında da bilgi vermeyi uygun gördük. Çünkü Felâtun Beyi tanımak için öncelikle onun ailesinin geçmişini bilmek gerekir. Böylece onun davranışları, düşünceleri her türlü hali daha kolay anlaşılabilir.

Felâtun Beyin çocukluğunu anlatmak için ayrıntıya ihtiyacımız yoktur. Mustafa Meraki Efendi iyi bir alaturka yaşamın ardından, yine kendi isteğiyle daha rahat, daha farklı gördüğü alafranga yaşamın içine girmiştir. Bu değişim, onun kendi maddi ve manevi zevklerindeki tercihlerden kaynaklanmıştır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, böyle bir adamın öksüz kalan bir çocuğu nasıl yetiştireceğini herkes tahmin edebilir.

Felatun Bey ile Rakım EfendiWhere stories live. Discover now