7.Öpücük?

229K 7.4K 858
                                    

Küçükken düştüğüm de anneme giderdim. Yaraları bir tek onun iyileştirme gücü olduğunu zannederdim. Çünkü bir defa arkadaşım ile oynamam için onların evine gitmiştik annem yoktu ve ben düşüp dirseklerimi acıtmıştım. Hemen kolumu temizlemişti o arkadaşımın annesi ama geçmemişti acısı hâlbuki annem öptüğünde geçerdi. Annem gelene kadar sadece oturup kollarımın geçmesini bekledim. Ne zaman annem geldi dirseklerime minik öpücükler kondurdu o zaman geçmişti.

Bekli de bu yüzden annem benim süper kahramanımdı. Bir öpücüğü ile bütün gün geçmeyen acımı dindiriyordu.Artık acı çekmemi engelleyecek bir annem yoktu. Ve ben parmağımı kesmiştim. Yine de acımıyordu çünkü artık yeni bir kahramanım vardı. Demir parmağımda ki kanı gözlerimin içine bakarak emdi parmağımı geri çekip parmağıma minicik bir öpücük kondurdu.

İçimde anlam veremediğim şeyler hareket etti. Parmağıma donmuş bir şekilde bakarken sarılan kâğıt peçete ile kafamı Demir'e çevirdim. "Fazla derin değil sadece çizik atmışsın" parmağımı sarıp geri çekildi.

"Teşekkür ederim Demir" ne söylediğimi fark ettikten sonra hemen "BEY" diye ekledim. "İş yerinin dışında bana Demir diyebilirsin Çağrı" küçük çocuğa 'yapma' diyen ses tonunda ki büyüklük hissediliyordu.

"Teşekkür ederim" biraz düşündükten sonra "Demir" diyip sırıttım.

"Oturun da yumurtayı yapayım"

"Emin misin başka yerlerini de kesme ya da en azından sağ çıkmaya çalış"

"Çok komik gerçekten, Belki her şeyi yapamıyorum ama beceriksiz de değilim"

Omuz silkip daha önce oturduğu sandalyeye geri döndü. Tezgâhta ki sucuk ve yumurtanın olduğu yeri gösterdi.

"Göster kendini yani sucuklu yumurta yaparken ne kadar becerikli olabilirsin ben on yaşımda yapıyordum onu"

Buradan anladığım bir şey vardı Demir küçükken yemek yapıyordu. Ne durumda kalmıştı da on yaşında yemek yapmaya başlamıştı.

Merak ettiğim çok şey vardı mesela beni yemek yemek için götürdüğü mekân vardı aklımda ya da asansörden çıktıktan sonra gördüğüm çocuk vardı aklımda ya da neler yaşadığı vardı. Yine de ona cevap yetiştirmeden hatta yumurtayı masaya koyana kadar konuşmadım. Dolapta babamın yardımcısının yaptığı sarmalar vardı onları da masaya koydum.

"Sen mi yaptın" dedi sarmalara bakıp tek kaşını kaldırırken. "Şey hayır ama bende yapabiliyorum" Whatsapp'da mal gibi sırıtan emojiye dönmüş gibi ona baktım.

"Yap o zaman" omuz silkip tabağındaki yumurtadan büyük bir çatal alıp ağzına attı. Ardından belki de bir dilim ekmeğin yarısını attı.

Yorum yapması için yüzüne mal mal baktım çok yakışıklı yüzü vardı sola yatırılmış dağınık açık kahve hatta sarıya çalan saçları beyaz yüzüne o kadar yakışıyordu ki alt kısımları 3 numara sayılabilecek kadar kısayken yukarıya doğru uzuyordu.

Mükemmel görünüyordu. Normal mavi olmayan buğulu gözleri ve şekilli dik kaşları ince dudakları vardı. Set yüz hatları vardı ama bir o kadar da onu çekici yapıyordu.

Onu incelemek çok farklı hissettirdi. Suç işlemiş gibi kaçırdım gözlerimi "Yenilmeyecek kadar değil ama sarma yapmanı zevkle bekleyeceğim" yemeğine devam etti bende neden onu bu kadar yakışıklı olduğunu düşünürken yemeğimi yedim.

Mutfağı toplarken Demir'in gözlerini üzerimde hissediyordum. Neden salona geçmesini teklif etmemiştim ki. Bu durumdan beni kurtaracak bir şey ararken kapı zili dileğimin kabul olduğunu gösterdi. Koşarak kapıyı açtığımda karşımda babamın olması dileğimin değil cezamın kabul olduğunu anladım.

Mafya Sekreteri (Raflarda)Where stories live. Discover now