#1

2.1K 200 60
                                    

Uzun dalgalı siyah saçlarıyla, hoş kahkahasıyla ve gülünce kısılan yeşil gözleriyle sadece beni değil herkesin ilgisini çekiyordu.

Sun Yeon.

Okulda popüler bir kızdı. Gülüşüyle, giyimiyle erkekler hep etrafında gezerdi.
Gerçi bende onlardan biriydim.Aşık değildim ama hoşlanıyordum ondan.

Bir ay kadar önce okulun kütüphanesindeydik ikimizde. Kütüphaneye fazla kişi uğramadığı için yalnızdık o gün. İkimizde aynı kitabı almak için doğrulduğumuzda bana o parıltılı gülümsemesiyle bakmıştı. O an donakalmıştım. Ona hiç bir tepki verememiştim.
Kendimi zar zor toparlayıp soğuk bir şekilde ve hatta kekeleyerek "A-alabilirsin." demiştim.

Aramızda geçen tek konuşma buydu.Kitabı alıp kütüphaneden çıkmıştı.
Ama o günden beri aklımdan çıkamamıştı.

Kafeteryada yine aynı masamıza geçip saate baktım. Öğlen saati gelince her gün aynı masasına arkadaşlarıyla birlikte geliyordu. Sırf onu görebilmek için ders biter bitmez koşa koşa masayı kapmaya geliyordum çünkü onun masasına en yakın masa oturduğum masaydı.

"Jungkook geliyor seninki." Hoseok başıyla ileriyi işaret ederek güldü. Ona kaşlarımı çatarak kısa bir bakış attım. Dalga geçmekten başka bir şey yapmıyordu.

"Hoseok, Jungkook'un hislerine biraz saygılı ol. Her defasında aynı şeyi yapıyorsun." Namjoon'a minnettardım. Her zaman bana her konuda destek olan bir arkadaşımdı.Hoseok'un aksine bu konuyu ilk açtığımda bana cesaret vererek hislerimi desteklemişti.

"İnan bana Namjoon benim Megan Fox'la çıkmam, Jungkook'un Sun Yeon ile çıkmasından daha olası."
Hoseok'a gözlerimi devirmiştim ama bir yandan da hak vermiştim. Utangaç biriydim. Namjoon ve Hoseok ile küçüklüğümden beri arkadaş olmasaydım hiç arkadaş edinemezdim herhalde.

Sun Yeon arkadaş grubuyla birlikte içeri girerken yine bütün gözler onun ve arkadaşlarının üzerindeydi. Hepsi gerçekten havalı tiplerdi. Zaten Yoongi, Taehyung ve Jimin'in bir müzik grubunun olduğunu biliyordum ama sadece okulda veya barda çalıyorlar.

Seokjin ise grubun çapkınıydı. Kafeteryaya her girişinde kolunda farklı kızlar görüyordum. Kendini beğenmiş biri olması beni sinir ediyordu.Ama bir yandan da özgüvenini kıskanıyordum.

Ve Chelsea. Evet onu atlamamak gerek. O da Sun Yeon'un en yakın kız arkadaşıydı. Sun Yeon kadar güzel veya ilgi çekici değildi ama duyduğuma göre küçüklükten beri arkadaşlar.

Gelir gelmez kafeteryanın atmosferini değiştiren grup masalarına geçip gürültü yapmaya devam etti. Neredeyse hepsi hep bir ağızdan konuşuyordu. Sadece Taehyung ve Yoongi içlerinde en suskunlarıydı. Kendi kendilerine gitar akorduyla oynayıp deftere bir şeyler karalıyorlardı.

"Evet evet bol bol bak. Kaldı 34 dakikan."

"Kaldı 33."

"32."

"Hoseok sus artık." Hoseok beni sinir ediyordu. Ne kadar yakın arkadaş olsakta sürekli alaylı haliyle kalbimi kırıyordu.

"Gerçekten bu durum sadece bana mı komik geliyor." Sabrım taşmıştı.
Çatalımı sertçe masaya vurdum.

"Komik olan ne?"

Hoseok yüzünden gülümsemesini silerek ciddi bir hale büründü.
"Acınası halin. Sen ve senin asla gerçekleştiremediğin hayallerin. Aslında aynada kendine otuz saniyeden daha uzun baksan kendine haksızlık ettiğinin farkına varacaksın. Ama sen kendine aynadan bakarken bile utanıyorsun."

Boy in Luv // taekookOnde histórias criam vida. Descubra agora