17| seni seviyorum!

1K 116 405
                                    

Dudaklarının kırmızılığı gitmiş, teni bembeyaz olmuş, alnında birkaç damla ter birikmişti Jimin'in. Böyle hasta görünmesine rağmen Taehyung dünyada gördüğü en güzel şey oymuş gibi bakıyordu ona ve uzun parmaklarıyla sırma saçlarını okşuyordu nazikçe.

Elinin altındaki bedenin titremesi yavaşlamıştı fakat uyuyor olsa dahi çok hafifçe titrediği yatak boyunca uzattığı ellerinden belli oluyordu. Taehyung dirseğini yatağa koydu ve kalçası hala kendi sandalyesindeyken Jimin'in yüzüne iyice yaklaştı. Sarılıklarından çektiği elini yanağına koyduğunda, ne kadar soğuk olduğunu fark etti.

Doktor bir maddenin vücuduna yüksek dozda girmiş olabileceğini ve vücudun onu dışarı atmaya çalışıyor olabileceğini söylemişti. Aslında, daha dediği birkaç şey daha vardı ama Taehyung'un aklı karmakarışıktı ve bu duruma doktorun kullandığı bilimsel dil de eklenince birkaç kısım zihninden uçup gitmişti Taehyung'un.

Kendini biraz daha eğdi ve Jimin'in alnına kocaman bir öpücük kondurdu. Bu sana güç verecek, dedi sessizce ve kafasını onun yastığına koydu. Burunları birbirine değmek üzereydi.

Namjoon ve Hoseok ikilisi az önce gelip Taehyung'dan durumu öğrenmişler ve Jimin'in yanında bir süre durmuşlardı. Sonra Taehyung onları tuzlu bir şeyler almak için markete göndermişti. Şimdi iki koca oğlan, gecenin bir vaktinde, üniversite bahçesinden çıkmak üzere yürüyorlardı. İkisi de sessizdi, Hoseok kuracağı cümleleri kafasında toparlayıp kendini cesaretlendirmeye çalışıyordu. Namjoon'dan düzgünce özür dilemeliydi.

"Namjoon." dedi Hoseok, ona dönerek. Namjoon yutkundu ve "Efendim?" dedi. Ona olan siniri birkaç gün önce kaybolmuş, daha sonrasında şu ana dek Hoseok'un yaptığı itirafı ve öpücüğünü düşünmüş, beynini bulamaça çevirmişti. Şimdiyse onun Namjoon, deyişini duymak kulaklarına ninni gibi geliyordu.

"Bunca zaman sana saçma sapan davrandım. Ben... biliyorsun ki... senden hoşlanıyorum ve... mantığımı bir kenara bırakıp kalbimle hareket edince işler sarpa sardı. Hep benimle ilgilen istiyordum ama benimle ilgilenince başka kızlarla gidip konuşuyordum. Aptal gibi bunu yapıyordum çünkü sen de beni yanında iste istiyordum. Sen başkasının yanındayken benim hissettiklerimi hisset istiyordum sadece, oysaki senin beni sevip sevmediğini bilmiyordum. Böyle davranmam gerçekten çok saçmaydı. Çok özür dilerim. Fark etmeden işin dozunu kaçırdım ve asıl zaman geçirmek istediğim kişiyi aksattım."

Yavaş yavaş yürürlerken Namjoon onun yüzüne bakıyordu fakat o tek bir saniye bile yanındaki bedene dönmüyordu. Söyleyecekleri şeyler çok önemliydi ve Namjoon'un yüz ifadesi ona tüm sözlerini unutturabilirdi.

"Ben... önce... gerçekten kızlarla sevgili olup eğleniyordum fakat... sonra... sana karşı başka şeyler hissettim ve ben... bu duyguları bir şekilde o kızlarla kapatmaya çalıştım. Kimseye söylemedim, kimseye belli etmedim, sana olan duygularımın büyümesini istemiyordum çünkü. Sen benim arkadaşımdın ve ben... senin beni sevmeyeceğini biliyordum. Daha fazla şey hissedersem acı çekecektim, çünkü bana artık aynı gözle bakmayacaktın. Ben en çok da bundan korktum."

Namjoon'un dudakları titredi ve hüzünle yola bakan bedenin yüzünü incelemeye devam etti. Yanılıyorsun, demedi. Ben de seni seviyorum, diye itiraf edemedi. Hoseok'un sözlerinin geri kalanını merak ediyordu.

"Ama... korktuğum başıma geldi. Hislerimi kontrol edemedim. Üstelik... sen bir erkeksin ve ben... bilmiyorum. Belki de ilk başta senden hoşlanmaktan ziyade hayranlık duyuyordum çünkü sen çok zekiydin ve çok mükemmel biriydin. Bense senin arkadaşındım, evet, ama şu anda da olduğum gibi çok aptaldım ve beni sevmeyeceğini biliyordum."

Hayır Hoseok, sen harika birisin. Ben de seni seviyorum.

"Ayrıca... ben... kumsalda seni birden öptüm ve... bu çok yanlıştı. Çok çok çok yanlıştı ve ben... özür dilerim bunun için de. Sen bana bağırıyordun, bana çok kızgındın ama ben seni öptüm. Sanki susmanı istermişim gibi ve... amacım asla böyle değildi. Sadece artık dayanamadım... bilmiyorum. Şimdi benden neden nefret ettiğini anladım. Ben koca bir aptalım."

🌼 Flower Boy 🌼Where stories live. Discover now