↬20

876 126 14
                                    

''Hadi ama Nox,'' Briana kolunu boynuma dolayıp başımı göğsüne doğru çekerek saçlarımı dağıttı. ''Bir eşe ihtiyacım var.''

Elida ile bir haftadır iletişim kuramamıştık. Bir şekilde beni rahatsız edeceğini, kapıma tekrar kâğıtlar yapıştıracağını ya da herhangi bir şekilde varlığından haberdar olmamı sağlayacağını düşünmüştüm. Direkt kabullenişe geçip ortadan kaybolacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi, aslında bu daha korkunçtu.

Botolf kısa bir alkış tuttuktan sonra Briana'yı desteklediğini belirtircesine gülümsedi. Kız boynumu o kadar sıkmıştı ki kısa bir acı tenime saplandı ve kendimi ondan uzağa çektim. Yaklaşık üç yıldır grubumuz sabitti, yine de kendimi tamamen sıcak hissedemiyor; hep ufakta olsa mesafe bırakıyordum. ''Maskeli partide işim olmaz, saçmalığın daniskası.''

Briana kollarını göğsünde toparladıktan sonra alındığını belli etmek için yüzünü sola doğru çevirdi. Umurumda olmadığının o da farkındaydı, yıllardır bu duruma mırın kırın eder dururdu ama dediğim gibi; umurumda değildi.

''Elida da orada olacaktır, Nox.'' dedi Drayden, suratına yapışan küstah ifade ile. Elida ile arama mesafenin girişi onu rahatlatmışa benziyordu. Aklıma Cornelius olma şansını sokmasaydı, hiçbir şekilde sözlerine kulak vermez; dinlemezdim ancak ihtimal ihtimaldi ve bunu göze alamazdım. Cornelius tehlikeliydi, özellikle de benim yüzümden yaşadığı onca acı, genç kızı kötülüğün ve nefretin hayat bulmuş hâline çevirmişti.

Gözlerine baktığımda sadece boşluğu görebiliyordum. Son karşılaşmamızı hatırladığım an vücudumdaki tüyler dikleşti ve irkilmemi durduramadım. Drayden, hareketimi yakaladığı gibi güldü. ''Seni kurtardığım için bana teşekkür etmeliydin, etmedin.''

''Cornelius gitti,'' diye mırıldandım ama sesim istediğim kadar güçlü çıkmamıştı çünkü şüphelerim vardı. ''Sonsuza kadar.''

Briana, maviye boyadığı saçlarını geriye doğru savurdu ve bana yandan yandan baktı. ''O kadınla yaşadıklarını kimseye anlatmadın,'' Elini grubumuzu gösterircesine havalandırdı. ''Bize bile.''

Drayden, ''Beni hariç tut.''

''Bilmenize gerek yok,'' dedim kısa kesme isteğiyle. Hatırlamak bile içimin ürpermesine sebep oluyordu, dillendirecek değildim. ''Yaptığım affedilir bir şey değildi, öyle olsaydı bile Cornelius tek hatada siktir çekecek kadar tahammülsüzdü.''

Dixon sohbet boyunca gömüldüğü telefonunu masaya bıraktıktan sonra atladı: ''Aldattın mı?''

Drayden, parmağını Dixon'ın şişman yanağına bastırdı ve yüzünü geriye itmesini sağladı. ''Basit düşünme, salak.''

Briana, aklına bir fikir gelmişçesine vücudunu öne doğru kaydırdı ve yumruğunu masaya koydu. ''Buldum!'' dedi. ''Nox benimle partiye gelmezse, nefes aldığı her dakika onu Cornelius hakkında konuşmaya zorlayacağım.''

Dixon gülümsedi. ''Bu kız gerçekten acımasız, dostum.''

Telefonumun titrediğini işittiğimde gözlerim bildirim ışığına kaydı, bir an yeşil rengi göreceğimi umdum fakat soluk beyaz bütün umutlarımı tüketecek gibiydi. Yakın zamanlama ile üçünün de telefonuna bildirim geldiği için kaşlarımız otomatik olarak çatıldı ve aynı an da kilit ekranını açtık.

Mesaj arkadaş grubumuzdan gelmişti.

Botolf Carmen: Siyah bir Bentley bilinçli olarak bana çarptı. [12.11]

Aracım şu an kaput. [12.11]

Yara almadım ama hamle yapacağını önceden algılamasaydım şu an yoğun bakımdaydım. [12.11]

Kendimi koruyabildim. [12.11]

Briana Naomi: Bentley ne âlemde? [12.12]

Botolf Carmen: Geçip gitti, profesyonel bir sürücüye sahip olsa gerek. [12.13]

Dixon Wellington: Şikâyet et, ne duruyorsun? [12.14]

Botolf Carmen: Yapamam, alkollüydüm. [12.14]

Bunu da rapora geçerlerse babam her şeyi elimden alır, onu tanıyorsunuz. [12.14]

Başımı telefondan kaldırıp dikkatle mesaj yazan grubumun suratlarına odaklandım. Aynı şekilde Drayden'da bana bakıyor, şüphe duyduğunu gözleriyle yansıtıyordu.

''Bentley dedi, değil mi?'' diye yinelediğimde hepsi başını salladı.

Elida'nın evimin önündeyken attığı fotoğraf geldi aklıma. Hangi araca sahip olduğunu biliyordum, bu olayın sorumlusunun kim olduğunu da.

FERNANDES ↬ TEXTINGWhere stories live. Discover now