1

54 11 9
                                    

Selamun Aleykum kardeşlerim.🍃😌
.
.
.
.
Nur Külliyatını okumaya iki yönden bakmak gerekiyor: Birincisi şahsi kemalat yolunda ilerlemek, ikincisi iman ve Kur’an hizmetine daha fazla iştirak etmek. 

Şunu hemen belirtelim ki, bu iki cihet birbiriyle çok yakından ilgilidir. Birincinin zaafa uğraması halinde ikinci şıkkın sürekliliği kaybolur. Bir müddet sonra o da terke uğrar. Yani, “Hizmet ediyorum.” diye şahsi okumalarını sekteye uğratan, ibadetlerinde noksanlıklar baş gösteren kişilerin hizmetleri devamlılık arz etmez, geçici bir süre parlamanın ardından söner gider.

Üstadımız “ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.”(Zariyat, 56) ayet-i kerimesindeki “ibadet” lafzına “marifet” manası veriyor. Buna göre cinler ve insanlar iman ve marifet için yaratılmışlardır. Marifetullah sonsuz bir sahadır. Allah’ın zatı bilinemeyeceğine ve zatını tefekkür etmek şirk olduğuna göre Onun marifetinde terakki etmenin en sağlam ve kısa yolu, İlahi isimlerin ve sıfatların tecelligahı olan mahlukat alemini mana-yı harfiyle, yani Allah namına, O’nun isimlerine ve sıfatlarına ayna olmaları yönüyle tefekkür etmekten geçiyor. 

Bu noktada önümüze iki yol açılıyor: Birisi, bu tefekkürü şahsi kabiliyetimiz ve ilmimizle yapmamız. Diğeri, aynı vazifeyi Üstadın eserlerini okuyarak, o derslerden istifade ile yerine getirmemiz. Buna göre, Risale-i Nur’u okumanın bir yönü, bu tefekkürümüzü Üstadın nazarıyla yapmamızdır. 

Marifetullahın yani Allah’ı tanımanın sonu olmadığına en açık delil, Allah Resulünün (asm.) Mi’raç mucizesiyle “meratib-i kemalattaki seyrü sülukunu” tamamlayıp, bütün mahlukat alemini gerilerde bırakarak rüyete mazhar olduğunda Cenab-ı Hakk’a hitaben “Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ben seni hakkıyla (tam bir marifet ile) tanıyamadım.” buyurmasıdır. 

Fen sahasında mütehassıs ilim adamlarını yer yer dinliyoruz. Her biri kainat kitabının bir bölümünü inceliyor, önceki ilim adımlarının ortaya koydukları bilgilere yenilerini eklemeye çalışıyor ve hepsi bir ağızdan “Bu sahada alınacak daha çok yolumuz var.” diyorlar. Demek ki, Allah’ın bir mahlukunu bile hakkıyla tanımanın sonu yok. Allah’ın ilim ve hikmetinin bir tek tecellisini anlamanın sonu olmazsa, bütün sıfatları sonsuz ve mutlak, bütün esması nihayet kemalde olan Allah’ın marifetinde ne kadar yol alınsa yine az olacağı açıkça anlaşılmaz mı?. Son nefesimize kadar bu vadide aralıksız ilerlesek yine yolun çok az bir kısmını kat etmiş olarak hayata gözlerimizi kapayacağız.

Devamı diğer sahifede😌🌹

RİSALE-İ NUR İLE YOLA DEVAMWhere stories live. Discover now