35.Bölüm

4K 184 19
                                    

Bölüm şarkısı/Ölünce Sevemezsem seni

Aylin'den

Belki de ikinci kez bir kapı kolunu açmaktan çok korkuyordum birincisi Mardini sevdiğim adamı ailemi geride bırakırkendi ikincisi ise durumunda ne olduğunu bile doğru düzgün bilmediğim bir zamanlar çok sevdiğim adamdı hala seviyormuydum bilmiyordum ama bitmeyen şeyler vardı yüreğimde kırgınlık ve kırıklar görememiştim belki de yüreğimde hala gölgesi olduğunu bu denli canımın yanması belki de içimde ona dair hala bir şeyler kalmasınaydı acizlik diyebilirsiniz beni kor yangınlara atan adama bir nevi su uzatıyordum ama biliyordum onun da kolay şeyler atlatmadığını o kardeşini öldürmek zorunda bırakıldığından beri sert bir kayadan farksız olmuştu her şey onun suçu değildi babasının da payı büyüktü sonrasında hayat onun elinde ne bırakmıştı inandığı bütün doğrular yok olmuş sevdiği insanlar yarım bırakmıştı ben Mardinde değilken ahımın ondan nasıl çıktığını biliyordum pişman olmuştu bana bu kadar acı verip sadece pişman olmasıyla onu affedecek değildim ama bende bir evlilik oyunu oynamıştım onun gözlerinde o Mihribana yakınken yaşadığım çaresizliği perişanlığı görmüştüm . Ben onun bana yaşattıklarının bir nebzesini de olsa ona yaşatmıştım. Artık bu dünya yeniden bizi bir araya getirirmiydi bilmiyorum artık biz daha farklı insanlardık ne ben eski Aylindim ne de o eski Miraç
İkimizde becerememiştik o sevmeyi ben unutmayı"
Bilmiyorum artık hayattan çok fazla bir beklentim yoktu sadece birazcık huzur istiyordum kapının kolunu daha fazla dayanamayıp yavaşça indirdim içerde boydan boya yatan kablolarla etrafı çevrili Miraçı gördü gözlerim yemin ediyorum böyle bir duygu yok sol tarafım da böyle bir sancı daha önce hiç hissetmedim kaybetme korkusumuydu bu iliklerime kadar titreten yoksa bir insanın bu dünyadan ayrılıcak olma ihtimali kendimi kandırıp kendime yalanlar söylemeyi bırakalı çok oluyor diye biliyordum. Ama şöyle bir şeyde vardı hayatım boyunca beni kimse
"Onun kadar mutlu ve kimse beni onun kadar mutsuz etmemişti hiç kimse."

Bunu her bir hücremle hissetmiştim mutsuzluğumu kemiklerim binlerce kez kırılmış  gibi hissetmiştim ama yine de en ufak bir güzel haraketiyle yine yeniden o kazanmıştı artık eskisi kadar yücemiydi sevgim bilemiyordum bunu yaşamayan bilemezdi hiç şüphesiz ona yaklaştım bir adım daha yeşil gözleri kapalıydı o güçlü adam 6 yaşında ki küçük ve çaresiz bir çocuğa dönüşmüştü işte ne kadar güçlü olursan ol yine bir gün herkes ölüyordu herkesin bir sonu vardı . Ama onun bu kadar erken gitmesine dayanacak takatim yoktu yaklaştım biraz daha yakınına daha yakından baktım içim acıyordu bu ne tarifsiz bir andı bağırmak istiyordum olmuyordum avazım çıktığı kadar bağıramıyordum bile "Susmaktan yapılır bazı anlar,yüksek sesle okunduğunda dağılırlar". Bu işte tam olarak öyle bir andı ona yaklaşmay ble korkar bir durumdaydım hafifce yanına diz çöktüm ellerini tuttum ne çok soğuktu ne çok sıcak buz gibi olmasından korkuyordu yüreğim gözümü kapattım bir anlık gülüşü geldi gözlerime çok nadir gördüğüm o gülüş fark ettim hiç bir gülüş beni bu kadar derinden sarsmamıştı yıllar geçse bile unutamazdım onun gülüşünü gözüm kapalıyken dolmuştu gözlerim gözlerimi açtığımda bir damla göz yaşım ellerinin tam üstüne düştü benim yüreğimden koptu ah gülüşü dedim bir daha hiç öyle gülememe ihtimali mi vardı sahiden gülüşü bir şiirde ki en güzel kafiye gibiydi yeniden yeniliyordum belki de ama umrumda değildi ben yenileceğim kadar yenilmiştim arapça da bir kelime vardı ya aburnee "beni sen göm" ben senden önce ölmek istiyorum çünkü seni kaybetmeye dayanamam bu kelimeyi tam anlamıyla hissediyordum o kadar zamandır çözülmeyen dilimden tek bir kelime firar etti "gitme" kalbim daha fazla susamamıştı demek ki birden bire doktorun sesiyle kendime geldim.

"5 dakika doldu hanımefendi çıkmalısınız artık"

"Tamam"

Arkamı dönüp son bir kez baktım ciğerimi de onunla beraber bu odaya bıraktım . O asla bilmiycekti bunları belki de asla onun için içimde kalanları göremiycekti belki kim bilir belki de yeniden hayat bize bir şans verirdi ben hep başkalarında kurtuluş yolu aramıştım hep başkaları beni içimde ki ondan kurtarır sanmıştım bu biraz şey gibiydi  karadutun lekesini sadece kendi yaprağı çıkarırmış insan da bu ağaç gibidir yarasına ilacı başka yerde arayan her zaman yanılır her yaranın merhemi kendi dalındadır.  Ben bunu çok geç anlamıştım çıktım odadan bir köşeye oturdum telefonumu çıkarıp Ayazı aradım

YARALI/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin