Tutsak

3.4K 346 44
                                    

Hepimizi bilmediğim bir adaya ışınlamıştım. Asıl sorun yüzme bilmeyip sudan korkmam falan değildi tabi ki(!)

Herkesi ışınladığım gibi kendimi yere bırakmıştım.

—Bizi baya güzel bir yere ışınladın ya bravo. Dedi elementi çocuk.

—Keyfin bilir. Orda kalabilirdin. Benden nefret etmene rağmen benimle gelmeyi seçtin sonuçta.

Çenesi kasıldı.

—Buraya ışınlamak benim hatam. Biraz düşüncesizce oldu. Bir kaç saate ya da yarına kadar enerjimi topladığımda bu sefer düzgün bir yere ışınlarım olur mu?

—Bu kadar çok ışınlaman zararlı değil mi senin için? Diye sordu zihinci çocuk.

—Zararlı ve zor. Ama ölmüceğimi bildiğimden çok da sorun değil.

Başka bir şey sormadı kimse. Herkes özgürlüğünün keyfini çıkarıyor denize girenler adada gezmeye başlayanlar bile olmuştu. Tatilde gibi hissettiklerine emindim.

—Hadi gel bizde girelim suya.

—Malesef ufak korkularım olabilir de. Dedim. Zihinci çocuğa.

—Sen bilirsin. Ben adayı turluyorum o zaman. Güçlerin olmadığına göre biraz dinlen.

Kafamı salladım. O uzaklaştıktan sonra belimde kollar hissettim.

—Ne yapıyorsun?

Elementçiydi.

—Benim senin hakkında bilmediğim şeyler olduğu gibi seninde benim hakkımda bilmediğin şeyler var.

Suya girmeye başlamıştı.

—Bak geri dönelim. Bırak gerçekten.

—Mesela iki elementi kullanabildiğimi biliyor muydun?

—Umrumda bile değil bırak beni.

—İkinci elementimin su olduğunu sana söylemekten zevk duyarım.

Bacaklarım suya değdiği gibi boynuna sarılmıştım.

—Gerçekten bırak. Geri dönelim.

—Güçlerinde olmadığına göre şuan seni boğsam kurtulamazsın değil mi?
Dedi nefretle.

—Bırak artık.

—Bırakıcam.

Birden hızlandık. Suyu kullanarak bizi herkesten uzaklaştırmıştı.

—Burda bırakmıycaksın herhalde.

—Tam da burda bırakıcam dediği gibi bıraktı.

Boynuna daha sıkı sarılmıştım.

—Bunu ödersin.

—Sanırım buna vakit olmuycak.

Suyun bacaklarımdan dolandığına hissettim. Daha sonra aşağı doğru çekildiğimi.

—Cidden kes şunu.

Seni kimin öldürdüğünü bilmelisin Madelaine. Ben Edward Scratch. Tanıştığıma memnun olmadım.

Kollarımı tutup boynundan çekti. Suya gömülürken pişmanlık bile duymadığı gözlerinden belliydi.

Suyun içinde git gide derinlere doğru çekiliyordum. Güçsüz halime rağmen deli gibi çırpınıyordum. Zihnine girmeye çalıştım.

Lütfen. Korkuyorum. Diye fısıldadım.

Çırpınmayı bıraktım. Yavaşça dibe doğru batmaya başladım. Çaba sarfetmeden. Saçlarım yukarı doğru dalgalanıyordu. Cadılar güçlerini aldıktan sonra saçlarımda kırmızı kalmamıştı. Kendi gücümü harekete geçirdikten sonra özellikle.

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Where stories live. Discover now