Siyah Yılanın Laneti

2K 224 11
                                    

Öğretmen dersi anlatmaya başladığında sadece kitaptan onu takip ediyordum.

Öğretmen testleri dağıttı.

—20 soru 25 dakikanız var.

—Ama bunlar matematik diye sızlayanlar oldu.

Testi bana verirken elini başına koydu.

—Ateşin var gibi iyi misin?

Asla ısınmayan elimi cebimden çıkarıp alnıma koydum.

Yani sıcaktı. Ama elim soğuk olduğundan da olabilirdi.

—İyiyim sorun yok.

—Kendini kötü hissedersen izin almadan sınıftan çıkabilirsin.

—Teşekkür ederim.

Testi bırakıp kağıtları dağıtmaya devam etti.

Tenefüs zili çaldığında sınıfa Magnus  girdi. Arkama yaslanmış ona bayık gözlerle bakarken daha sınıftan çıkmayan öğretmene bir şeyler söyledi.

Öğretmen kafasını sallayarak onayladı. Ardından bana doğru yürüdü. Önümde diz çökerken gözlerimi gözlerine çevirdim.

Bir elini alnıma koydu. Gözlerini hafifçe açarken bir elini bacaklarımın altından diğer elini de sırtıma götürüp benimle birlikte ayağa kalktı.

Ben hiç pozisyonumu bozmadan hala boğazlı kazağıma gömülmüş Ellerim ceplerimde beni taşımasına izin verdim.

Kafamı omzuna yasladım. Sınıftan çıkarken bir üst kara çıktı. Merdivenlerden çıkmasının zor olduğunu sanmıyordum. Muhtemelen büyü falan kullanmıştır zorlandığı durumlarda.

Gözlerim açık kalmakta zorlanırken bir odaya girdi. Revirdi sanırım. Beni yatağa yatırırken aurasında ki endişeyi görünce gülümsedim.

—Hasta mısın gerçekten? İnsan dünyasında hasta olamazsın Madelaine.

—Üşütmüşümdür. Dedim.

—Üşütemezsin de. Hatta üşümezsin. Sıcaklamazsın. Etrafında görmesen dahi sürekli bir enerji kalkanı olur. Hele senin gibi birinde daha da güçlü olur. Saatlerce günlerce aylarca kalsan dahi bu durum değişmez.

—O zaman sorun kesinlikle senin yaptığın şu şeyde. Hatayı kendine ara. Dedim.

—Niye endişelendiysem? Diyip sinirle odadan çıktı. O da biliyordu işte hatamın olmadığını.

Bir ders kadar uyuduktan sonra tenefüs ziliyle gözlerimi açtım.

Ayağa kalkıp ceketimi çıkarıp elime aldım. Kafamı iki yana yatırarak hafifçe çıtlattım.

Revirden çıkıp saçlarımı düzelterek merdivenlerden indim. Sınıfa girdiğimden gözler bana döndü. Kıskançlık ve sinir görüyordum. Bazılarıysa umursamazdı.

Sırama geri oturup. Elimde ki cekete baktım. Geri ayağa kalkarken kendime göz devirdim. En arkadaki askılıklara gidip boş olan bir yere astım.

Geri sırama oturduğumda bugünün bir an önce bitmesini istiyordum. Sıkılmıştım.

...

Dersler bir şekilde bittiğinde çantamı Hızlıca toparlayıp sınıftan çıktım. Kendimi neredeyse okuldan atarak çıktım.

Önümde duran kişiye baktım. 180 e yakın boylarda sınıfımızdaki bir kişiydi.

—Madelaine dedi. Hipnoz olmuş gibi.

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Where stories live. Discover now