Deney

3.3K 325 34
                                    

Uyandığımda Steve'le birlikte kafesteydim. Yerde bitkin bir şekilde yayıyordu. Kafamdaki sargı bezini hissediyordum.

Elimi alnına koydum.

Respondentem.
(Uyan)

Gözlerini uyuşuklukla açtı.

—Ne oldu?

—Her şeyi halka kanıtıyla anlattım ama izin vermediler. Beni cadı olmakla suçladılar. Hain ilan edip aynı kafese koydular. Zaten başından beri güçlerim kara karışıklığıydı.

O kadar bitkin konuşuyordu ki.

—Sana bir şey mi yaptılar?

—Hayır. Bu kafesin enerjisi beni kötü etkiliyor.

—Bu boynumdaki ne?

—Kutsal suya batırılmış bir kolye. Bazı büyüleri yapmanı engelliyor. Özellikle kara büyüleri. Ya da çok güçlü büyüleri. Belirli bir seviyeye kadar yapabilirsin.

Boğazımı saran bir şeydi. Metal olduğunu anlayabiliyordum.

—Sana biraz enerjimden vermemi ister misin?

—Bu senin için tehlikeli olmaz mı? Zaten enerjin az.

—Sorun değil. Benim güçlerim bir işe yaramaz bu kolyeyle. En azından sen bizi koruyabilirsin.

Kafasını salladı.

—Çok fazla değil. Biraz. Kendimi toparlabilicek kadar.

—Sen öyle san.

Yattığı yerden dizlerinin üzerine oturdu. Bende dizlerimin üzerinde doğrulup iki elimi kafasının yanlarına koydum.

Enerjim ona geçerken her saniye yoğunlaştığını hissedebiliyordum.

—Bu kadar yeterli.

Ellerimi çekmedim. Beni iticekken daha fazla durmadan ona doğru devrildim. Belimden tuttu.

—Az demiştim.

—Bizi korumalısın. En azından kendini.

—Sana birazını geri vermeliyim.

—Acısına dayanamam.

—Siz cadılardan nefret ediyorum.

—Onca gerçeğe rağmen mi? Peki sen bilirsin.

Kırılmıştım.

—Öyle demek istemedim.

—Önemli değil.

Kafesin ve kollarında yattığım Steve'in enerjisi çok fazlaydı. Sadece yatıyordum yerde. Sonunda içeri birileri girdiğinde anında kafese doğru koştular.

—Cadıya ne yaptın?

—Enerjisini verdi.

Kafesten beni çıkardılar. Şaşırtıcı bir şekilde yemek yedirip su içirdiler. Steve yapıyordu. En azından onun yapmasını dilerdim.

Ellerime ve ayaklarıma kalın zincirler bağlayarak beni dışarı çıkardılar. Buranın güzelliği karşısında şok olmuştum.

O kadar güzeldi ki midemi bulandırıyordu. Çok saftı.

Beni bir ağaçtan yapılma eve soktular.
Karşımda bir insan görmemle şaşırdım. Ya da bir melez. Element insan melezi.

Sandalyeye oturdum. Kafama değişik metal bir şey taktılar. Bantları şakaklarıma yapıştırdılar.

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Where stories live. Discover now