kırk dört

77.2K 4.6K 2.4K
                                    

Medya: Özleyenlere ithafen Umut

*

Barın girişinde gördüğüm yüzle oturduğum locada ayağa kalktım. Mekan boştu gündüz vakti olduğu için. O, ben ve çalışanlar vardık sadece. Gözleri mekanın içini sinirle tarıyordu fakat acele ettiğinden bulamıyordu beni. Ona kolaylık sağlamak için ayağa kalkmıştım. İleriye doğru birkaç sarsak adım atarak görüş açısına girdim ve sesimi ona duyurdum açıkça. "Oo Yalın Bey hoş geldiniz." Gözleri beni bulduğunda elimdeki içki şişesini ona doğru kaldırdım alayla. "Gel, gel parti yapıyorum. Kardeşini kutlayabilirsin, intikamını aldı. Bu kez avcı ben oldum. Bu kez kaybeden değil, kazanan oldum." Hiçbir şey söylemeden bana doğru birkaç adım attı. "Hadi ama kutlamayacak mısın kardeşini?"

Ona doğru alayla kaldırdığım içki şişesini elimden alıp duvara fırlattı sinirle. Aynı sinirle sertleştirdiği yumruğu yüzümde patladı vakit kaybetmeden. "Kutlayacağım. Bu ikimizin de son kutlaması olacak çünkü buradan sağ çıkamayacaksın kardeşim."

Tek yumruğuyla yere sermişti beni. Zaten bedenimi ayakta tutacak kadar sağlam değildim. Akşam eve döndüğümde uyuyamadığımdan soluğu burada almıştım gecenin geç bir saatinde. Geceden beri sağda solda uyukluyordum. Sabahın erken saatlerinde ise içmeye başlamıştım. Keyifliydim çünkü. Oyunumu oynamış, intikamımı almıştım. Keyifli olmamam için hiçbir sebep yoktu.

Yine de kendimi bok gibi hissediyordum.

Beni huzursuz eden bir şeyler vardı. Ve içimden bir ses bu huzursuzluğumun Yalın'ın şu anki tavrıyla alakalı olduğunu söylüyordu. Bir yumruk daha yedim sol gözümün üstüne. Güldüm. Karşı koymadım ona. Bunu hak ettiğimin farkındaydım. Dilediği gibi beni şuracıkta öldürebilirdi, bundan zevk alırdım.

"Biraz," dedim zar zor çıkardığım sesimle. "Biraz da sağ gözüme çalış. Hep aynı yer olmaz."

Söylediğime uyup sağ gözümü yumruklaya başladı bu sefer. "Yapma dedim. Onu üzme dedim. Ona bir şey olursa ne olur ben bile kestiremiyorum dedim." Yukarıdan baktı bana. "Dinlemedin. Siktiğimin beynine girmedi hiçbir söylediğim." Yakalarımdan tutup kaldırdı ama bir şey yapmadan bıraktı. Hangi türlüsünün iyi olduğunu çözememiştim. Bana kafa atmaması mı daha iyiydi yoksa beni bırakıp kafamın zemine çarpmasını sağlaması mı?

Farkındaydım. Bana vururken içi gidiyordu ama vurmadan da duramıyordu. Sinirinden çok çaresiz gibi gözüküyordu. Neydi onu bu hale getiren?

"Yalın..."

Dememe kalmadan ağzıma bir yumruk attı. "Konuşmayacaksın! Zehirli sözlerin daha fazla ulaşamayacak ona anladın mı beni?!" Bir yumruk daha. "Anladın mı lan?!"

"O-oyundu," dedim yumruklarından kurtulabildiğimde. Tek aklıma gelen buydu. Belki de Asude'ye gerçekten evlenme teklifi ettiğimi sandığındandı bu siniri. "Hepsi bir oyundu. Bitti."

"Bitti öyle mi?" Yakalarımdan tutup bu kez sertçe kaldırdı beni. Kendiyle birlikte beni de ayağa kaldırmıştı. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Yakalarımı öyle sıkı tutuyordu ki nefes alamıyordum. "Asıl o bitti lan! Benim küçüğüm senin yüzünden bitti, eridi! Kollarımın arasında canının yanışına şahit oldum gecelerce. Hepsi senin yüzünden! Ona bir gün rahat nefes aldırmadın, şimdi aynısını sen yaşacaksın."

Dediğini yapamazdı. Beni öldüremezdi. Öldüremezdi öyle değil mi?

Nefesimin tamamen kesildiğini hissettiğimde ona karşı koymaya çalıştım. Ellerimi boynuma baskı uygulayan ellerinin üstüne koydum. İtmeyi denedim, başaramadım. Bir kez daha denedim, bir kez daha başarısız oldum.

BEN GELDİM | Texting ✔Where stories live. Discover now