10 Ağustos - Venedik

42 6 14
                                    

Bedenimde sineklerin kaşıntısını hissediyorum. Bir yandan dönen pervanenin sesi var. O pervane ki buradaki gecemin düzgün geçmesini sağlayan alet o oldu. Bir seyahatin ilk gecesinin sabahına benzemiyor olabilir. Ancak Venedik'teki ilk sabahımda öncelikle hissettiğim duygular bunlar.

Saat yediye geliyor ve dışarısı adım adım aydınlanıyor. Kaldığımız evde yemek yapacak malzemeler var, veya yaptığımız veya alacağımız yiyeceğimiz tabak, çatal bıçak takımları. Kahvaltıyı satın alıp burada evin içinde yemek seçeneklerimizden bir tanesi.

Dünün ilk yarısı sakin geçti. Havaalanında 4e kadar oyalandım. Sonra henüz kimsenin gelmediği gişeden bagajımı yanımda taşımak için gerekli belgeyi aldım. Sonra yine başka hiçbir yolcunun olmadığı pasaport gişesinde yarı uykulu memura pasaportumu vererek, oradaki işimi de hallettim. Ondan sonra bir iki saat de bu defa, bineceğim uçağın kapısının önünde bekledim.

Uçak geldiğinde kapıyı açtılar, Kapıda da kontrolden geçtikten sonra uçağa yürüdük. Yanımızda bir uçak daha vardı sadece. Pegasus'un uçağı. Bir parça bir otogarda otobüse binilmesini andırır bir şekilde bindik uçağa. Pencere kenarında yanımdaki iki koltuk boş bir şekilde bir saat yolculuk ettim. Gökyüzü açıktı. Güneş yeni doğuyordu. Yol dağlarla ve göllerle kaplıydı ki bir kısmını tahmin ettim, bir kısmını en azından üzerinden geçerken edemedim. Ancak sonuç olarak önümdeki çok güzel bir manzaraydı.

Havaalanına geldiğimde 2 saatten fazla vaktim vardı. Biletimi gösterince, sadece güvenlik kontrolünden geçerek, Sabiha Gökçen Havalanı'nın Dış hatlar terminalinin pasaport kuyruğunun arkasındaki bölümüne çıktım. Yani Türkiye'ye girmeden İtalya'ya gitmeyi başardım. Öbür tarafa geçtiğimde hala neredeyse 2 saatlik bir sürem vardı.

Ancak Venedik'e vardığımızda işimiz o kadar kolay olmadı. Venedik Şehri'nin havalanına indikten sonra bizi şehre götürecek otobüse bindik. Daha ilk etapta Türkiye'nin insanlarına genel olarak özel olarak Kıbrıslılara çok benzeyen insanlar olduğu izlenimine kapıldım İtalyanların. Bağıran çağıran, çabuk samimi olan, çabuk sinirlenen insanlar. Otobüs kuyruğuna girenler yarı yığılmış yarı sıraya girmiş bir şekilde gelecek otobüsü bekliyordu. O yarı yığılmış insanların içinde bir de her yolcunun kendi bavulunu otobüsün bagaj bölümüne yerleştirmesi gerekiyordu. Yolculara bu konuda destek olan kimse yoktu. Yani o kalabalığın içinde bagajın önüne gelip, bagajı yerleştirecek bir yer bulup bagajı koyup, sonra otobüse binmek yolcunun işiydi. Neyse ki ilk otobüsü kaçırdık. İkinci otobüste de en ön sıradaydık. Nisbeten kolayca bu işi hallettik.

Otobüs, Venedik'in etrafındaki kara parçasını dolandı. Sonra Venedik'i karaya bağlayan yoldan geçerek şehre girdi. Burada şunu yazmak lazım. Teknik olarak Venedik'in etrafındaki körfez de Venedik'in bir parçası. Ancak asıl Venedik olarak adlandırılan yer burası değil. Yani tarihi Venedik olarak adlandırlan yer değil. Venedik Şehri'ne ve etrafındaki alana haritada baktığınızda bir körfezin biraz ilerisinde kümelenmiş bir dizi ada görüyorsunuz. Venedik bu adalardan en içte ve büyükçe olanın üzerine kurulu. Aslında ada diyorum ama teknik olarak ada da denmiyor Venedik'e. Lagun deniyor. Anlamı bir parça denizle iç içe geçmiş ada gibi. Deniz adayı parçalara bölüyor ve küçük bölümlere ayırıyor. Okyanuslarda bu tür adalar, daha doğrusu lagünler sıkça görünüyor. Venedikliler de lagünlerinin bölen denizi zamanla kanalların içinden akıtmaya başlamışlar. Haritada görünen diğer adalar, gerçek adalar, yani bu adalarda bildiğim kadarıyla kanallar yok. Bu adaların içinde ilginç olanlar var. Ancak asıl Venedik lagünün üzerine kurulu.

Niye Venedikliler adayı buraya kurmuş? Roma İmparatorluğu yıkıldığı sırada barbar istilalarından kaçmış, barbarların gelemeyeceği bir yere sığınmak istemişler. Sonrasında da tabii Venedik için tehditler hiçbir zamana gerçek anlamda bitmemiş. Karadan çok da uzakta olmasalar da etkili bir deniz gücü olarak uzun süre güçlü kalabilmiş. Hatta kendilerinden kat kat büyük devletleri de zaman zaman kontrol edebilmiş, onlardan daha etkili olabilmişler.

İtalya GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin