18

13.1K 828 101
                                    

Anlamayan gözlerle baktı bana. "Ne yaptın ki? Eğer istersen anlatabilirsin." Çok büyük bir hata yaptığım kişi şu an bana 'Eğer istersen hatanı anlatabilirsin!' diyor! Allah'ım gerçekten çıldıracağım! 

Burnumu çekerek kalktım ağacın dibinden. Alçak duvardan atlayıp ağaçlık alanda koşmaya başladım. Sahile gidecektim. Bu yüzden aşağıya doğru koşuyordum. Ağaçlık alandan çıkınca biraz daha yürüdüm ve karşıma sahil çıktı. Buruk bir şekilde gülümseyerek sahil kenarındaki boş banka oturdum. Rüzgar saçlarımı uçuştururken aldım telefonumu elime. Whatsapp'a girdim.

"HACILAR" Whatsapp Grubu 

Elis: Ben çok sıkıldım ya...

Elis: N'apıyorsunuz siz?

Batu: Ders zili çaldı da hocanın gelmesini bekliyoruz. Egemen test çözüyor, Erkan ile Serkan kızlarla konuşuyor. Çağlar da gitti.

Elis: Oha! Gitti mi?

Kesinlikle bilmiyordum.

Batu: Gitti maalesef :(

Batu: Aydıner Anadolu Lisesi'ne gitti sanırım.

Elis: Kardeşim, iyi kişilerle tanışırsın inşallah orada...

Çağlar: Sanırım...

Çağlar: Öldüm.

Batu: Ne oldu ki?

Çağlar: Okula geldiğimde sınıfımı ararken koridorda bir kız gördüm.

Yazdığı şeyi okuduğum an yutkundum.

Çağlar: 11-D nerede dedim.

Çağlar: Kız nefes alamadı birden, koşarak tuvalete gitti.

Yanlış anlatıyordu... O masmavi gözlerimle gözlerine baktım demiyordu mesela. O yüzden suratıma bakamadı demiyordu... 

Çağlar: Sonra yanında üç kızla geldi sınıfıma.

Çağlar: Tanıştılar benimle.

Çağlar: Benimle tanıştıktan sonra kız gene gitti.

Çağlar: Peşinden gittim. Konuştuk biraz.

Çağlar: Sonra ağlayarak tekrardan gitti.

Çağlar: Hâlâ konuştuğumuz ağacın altında oturuyorum. Tuhaftı.

Çağlar: Fakat kızın adını unuttum ya... 

Çağlar: Bana ne dedi biliyor musunuz, adım Hüseyin dedi fagrlüişgfşfgş

Çağlar: Bi de tuhaf bir şekilde Hüso'nun pp'sinde sevgilisi vardı ya ona benzettim kızı sdşldsşldş

Elis: Hoca geldi bb.

Telefonumu telaşla kapatıp cebime attım. Çok çaresizim şu an! Bundan daha kötüsü bu olaylardan kızların haberi yok! Hayır hayır, ağlamıyorum! 

Telefonumu cebimden tekrar çıkardım ve Whatsapp'a girdim.

"KİVİ" Whatsapp Grubu

Elis: ACİL DURUM! Çantamı alın ve okulun aşağısındaki sahile gelin!

Elis: Hemen!

*

Çok geçmemişti ki ağaçlık alandan koşarak çıktıklarını gördüm. "Açılın lan!" diye bağırarak bana doğru hücum eden Sudem. "Bi' dur terliksi hayvan!" diyerek kapüşonlusundan çekerek onu durdurmaya çalışan Azra ve normal bir şekilde bana doğru yaklaşan Didem...

Evet, hayatımın özeti buydu...

Yanıma ulaştıklarında Azra ve Didem yanıma çullandı. Bankta yer kalmayınca Sudem yere oturdu.

"Bakın! Ben bitirene kadar kimse sesini çıkartmıyor!" diye başladım bakışlarımı üzerlerinde gezdirirken. "Hatırlarsanız aylar önce doğruluk mu cesaret mi oynamıştık. Hani Azra bana bir numarayı aramamı söylemişti görev olarak. Aramıştım ama açmamıştı?" Onaylar gibi başlarını sallayınca devam ettim. "Heh, işte o numara siz gittikten sonra bana yazdı. 'Beni aramışsınız, kimsiniz?' diye." Ağızları beş karış açılmıştı ki konuşmalarına izin vermeden devam ettim. "Sonra bu bana, 'O an açamadım şimdi ara konuşalım!' falan deyince ben de ona erkek olduğumu ve adımın Hüseyin olduğunu söyledim. Profil resmiminde sevgilim olduğunu söyledim. Sonra bu bana baya ısındığını söyledi ve beni kendi arkadaşlarıyla olan 'Hacılar' grubuna aldı. Çocuğun adı Çağlar. Batu, Erkan, Serkan ve Egemen onun çocukluk arkadaşları. Ben aylardır o gruptayım. Hâlâ beni Hüseyin diye biliyorlar. Bugün tanıştığımız çocuk ise gruptaki Çağlar!"

Gözleri odacıklarından fırlayıp teker teker kafama fırlayacakmış gibi hissettim bir an. 

"Hangi filmin sahnesi bu kanka?" diye sordu Didem.

"Lan nasıl olur?" diye mırıldandı Sudem kendi kendine. Çaresizce baktım düşünceli düşünceli etrafı izleyen Sudem'e. "Batu isminin sonunda 'han' yok muydu ya?" Gözlerimi devirdim anında. Bu Sudem cidden salak...

"Elis... Bu durumu bize yeni mi söylüyorsun? Hani biz kardeştik! Gizlimiz saklımız yoktu!"

"Azra! Bak özür dilerim! Size söylemek gelmemişti aklıma! Fakat şu an... Olabilecek en kötü şey oldu ve artık o bizim okulda!"

"Telefonundaki o çocuğa benziyor demiştim... Meğer oymuş!"

"Didem... Ya üf! Affedin ne olur! Yardım edin bana! Çok pişmanım! Zor durumda kaldım! Ne yapacağımı bilmiyorum!"

"Şşş... Ağlama... Tamam biz yanındayız! Halledeceğiz! Dert etme!"

Göz yaşlarım benden izinsiz akarken yanağımdan, başım Azra'nın kolları arasındaydı. Ardından Didem sarıldı, sonra da hiçbir şey söylemeyen, sadece söylediklerimi şaşkınlıkla izleyen Sudem atladı üzerimize. Sahildeki insanların bakışları içinde yere yuvarlandık.

Demiştim ya, hayatımın özeti onlardı... Yuvarlanıp gidiyorduk işte. Her şeyim olmuşlardı! Ve onlar yokken ben bir hiçtim... Şimdi bana teker teker saçma sapan önerilerini sunarlardı. Ben de içlerinden en saçmasını uygulamaya karar verirdim. Sonra da rezil olurdum! Müneccim miyim neyim...


KİVİ|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin