EP.10

1.9K 120 37
                                    

Taehyung'un Ağzından

Elimi bana ait olan bedende gezdirdim. Vücudunun her zerresini ezbere bildiğim adam şu an dizimde uyuyordu. Muhtemelen uyandığında beni tekmeleyecekti. Ama kesinlikle buna değerdi. O uyanmadan gitmemiz gerekiyordu ama onu izlemekten vazgeçemiyordum.

Onu bulmak için uğraşlarım sonuç vermemişti. Ta ki Eun Hee gizlice ev telefonunundan beni arayana dek. Beni özlediğini ve eve dönmek istediğini söyleyip ağlamaya başlamıştı. Kalbim senelerdir hiç bu kadar incinmemişti,buna emindim.
Ailemi dağıtıyordum, sonra topluyordum ve tekrar dağıtıyordum. Her seferinde bir duvara tosluyordum işte.

Eun Hee beni aradıktan sonra Jungkook'un yerini söylemişti. Gidip onları oradan almamı istemişti,evimize geri getirmemi.
T

elefon konuşmamızdan sonra apar topar yola çıkıp Los Angeles'a gelmiştim. Tabii ki yanımda Yoongi'yi de getirmiştim. Bana sinirli olsa da hâlâ kardeştik. Ve o da istemiyordu boşanmayı. Jimin hariç,o istiyordu. Benden nefret ediyor gibi görünüyordu.

Düşüncelerimden sıyrılmamı Yoongi'nin botlarını yere vurması sağlamıştı.
'Kafasını siktiğimin oğlu kalksana Jungkook uyanmadan.'
Jungkook'un başını yavaşça yatağa bıraktım ve ayağa kalktım. Yoongi onun valizini arabaya atmıştı bile. O,Jungkook'un arabasını getirecekti.
Jungkook'u kucağıma aldım, daha önce hiç tutmadığım kadar sıkı tutuyordum.

Umarım evimize dönene dek uyanmazdın sevgilim,seni tekrar bayıltmak istemiyorum. Uyanık çok daha güzelsin,bana bakarken. Gözlerinde aşk gördüğümde çok güzelsin.
'Taehyung evden çıkmayı düşünüyor musun?'
Yoongi'nin sert sesine karşılık cevap vermeden odadan çıktım. Jungkook'u sarsmamaya özen gösteriyordum.

Arabaya ulaştığımda Jungkook'u arka koltuğa yatırdım ve kapıları kilitlemeyi ihmal etmedim. Bu biraz adam kaçırmaya giriyordu ama sadece biraz. Hem farkı vardı,ben eşimi kaçırıyordum.

Düşüncelerime kafamı sallayıp arabaya bindim. Motoru çalıştırdığımda Yoongi'de evin sahibine evi boşalttığımızı ve 1 senelik kirayı peş ödeyeceğini söylüyordu. Kulağında telefon ile Jungkook'un arabasına binmişti. Eliyle okey işareti yapınca hareket etmiştim.

Yol boyu Jungkook'u düşünmüştüm. Sürekli onu aynadan kontrol ediyordum. Mükemmel yüz hatlarına uzun uzun bakıyordum. Aşık olduğum bedeni izliyordum.
Biz nasıl toparlanacaktık bilmiyordum. Beni nasıl affedecekti bilmiyordum. Tekrar aile olmamız için ne kadar bedel ödemem gerekiyordu bilmiyordum. Tek bildiğim şey bunu birlikteyken düşünmemiz gerekiyordu. Birlikteyken iyileşebilirdik. Ve yine birlikteyken beni affedebilirdi.

Seni seviyorum tavşancık,yıllardır asla değişmeyen bir aşkla seviyorum. Yıllar önce birlikte lunaparktayken benim ne kadar korkusuz olduğumu söylemiştin. Korkusuzum Jungkook, yanımda sen olduğun için. Senden aldığım güç ve aşkla korkusuzum. Beni ayakta tutan sebepken beni yok etmene müsaade edemem. Çünkü biliyorum, ben yok olursam sende yok olacaksın. Birlikte var olmak varken neden yok olalım sevgilim?
Bu soruyu sen ayılınca sormak için aklımın bir köşesine not etmiştim bile. Los Angeles topraklarından çıkarken gözüm sana takıldı. Milyonuncu kez sende takılı kalmıştım.
Yola odaklanıp bir an önce eve varmak için hızlandım, bizim evimize varmak için.

Selam kuzularım,bölümü umarım beğenirsiniz♡ bana ve kitabıma bolca sevgi gösterin~

Name Of Live 'taekook' ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin