EP.15

1.6K 114 25
                                    

Taehyung'un Ağzından

Gözlerimi ağır ağır aralarken güneş ışığı yüzüme vuruyordu. Gözlerimi ovuşturup oturur pozisyona geçince yatağın yan tarafına kolumu uzattım.
Gözlerim ani bir şokla büyürken haftalardır ilk defa yatağın yan tarafının soğuk olmadığını fark ettim. Sıcaktı,yeni kalkılmış gibiydi. Yüzümde istemsizce oluşan gülümsemeye engel olamıyordum. Jungkook dün gece yanımda uyumuş olabilirdi ve bu ihtimal kalbimin patlamasına yeterdi.

Hızla ayağa kalktım ve banyoya yürüdüm. Sadece 10 dakika içinde banyodaki işlerimi bitirip giyinmiştim bile. Salona inmek için can atıyordum.

Odanın kapısını açıp dışarıya çıktım. Mutfaktan gelen çatal sesine bakılırsa Jungkook mutlaktaydı.
Evet benimle kalmayı kabul etmişti. Güvenliği için buna mecburdu,kalmak istemeseydi onu tekrar kaçıracağımı biliyordu.
Mutfağa ulaştığımda kapıda duraksadım. Her sabah görmeye alışık oldugum görüntü tekrar karşımdaydı. Kahvaltı hazırlıyordu. Yine büyük bir ilgiyle tabakları masaya diziyordu,sanki hiçbir şey değişmemiş gibiydi. Sanki az sonra mutfağa kucağımda Eun Hee ile girecek gibiydim. Sonra onu sandalyesine oturtup Jungkook'un o mükemmel dudaklarına sabah öpücüğü konduracaktım. Birbirimize günaydın diye fısıldarken yine sanki doğan güneş bizim içinmiş gibi bakacaktık.

Burnumu çekmemle ağladığımı fark etmem bir olmuştu. Hayaller serüveninde çok fazla dolanmış olmalıydım ki Jungkook beni fark etmişti. Göz göze geldigimizde arkamı dönüp hızlı adımlarla bahçeye yürüdüm. Ağladığımı fark etmediğini umuyordum.

Onu üzmek istemiyordum. Bu durum onun için daha zordu, tek suçu sevmekti onun. Bense onun sevgisini büyüteceğime ihaneti seçmiştim. Asla affedilmeyecek şeyi yapmıştım.

Kendime kaçıncı küfürü ettiğimi hatırlamıyordum ama omzuma dokunan el ile arkamı döndüm.
'Taehyung kahvaltı hazır.'
Ve sonra cevap bile beklemeden dönüp içeriye girdi. Sanki bu zoraki durumdan en rahatsız olan oydu. Eun Hee'nin de özlemi ile yaptığımız şeyleri tartışacak zaman bile ayırmıyorduk.

Mutfağa girdiğimde masaya oturmuş kahvesini içtiğini gördüm. Kusursuz bir sabah manzarasıydı. Ona bakmaktan asla sıkılmıyordum ama biraz daha bakarsam evi terk edeceğine emindim. Onu rahatsız edemezdim.
Yerime oturup çatalımı aldım. Tabağımdaki domatesi ağzıma atıp kahveme uzandım. Yüzüne bakmamaya özen gösteriyordum,rahatsız hissedebilirdi.

Aklıma ani gelen soruyla düşünmeden konuştum,sonunda pişman olacağımı hesaba katmadan.
'Jungkook benimle mi uyudun?'
Jungkook'un duyduğu soruyla yudumladığı kahve boğazında kalmıştı. Öksürürken hemen su uzattım. Sırıtmamı fark etmemesini umuyordum ama ben cevabımı almıştım.
'Bütün bu olanlardan sonra seninle aynı yatağa yatacağımı düşünmen gülünç Taehyung.'

Yüzüm düşerken fark ettirmemek adına kahvemden içtim. Bu sırada ayağa kalkmıştı,elinde kahvesi ile dışarıya yürürken konuştu.
'Kahvemi bahçede içeceğim,afiyet olsun.'
Tek yaptığım her zaman olduğu gibi arkasından bakmaktı.
İsteksiz de olsa kahvaltıma devam ederken Jungkook'un telefonu çalmaya başlamıştı. Kalkıp mutfak tezgahının üzerindeki telefona uzandım. Ekranda 'Annem' ismini görünce açmamıştım. Açacak yüzüm yoktu. Jungkook ona gerektiği gibi anlatırdı nasıl olsa.

Arama düşünce ekrandaki fotoğrafa gözüm takılı kalmıştı.
Düğünümüzdendi. Jungkook ile ellerimiz birleşikti ve birbirimize bakıyorduk. Habersiz çekilmiş olmalıydı ama eşsizdi.
Bu fotoğrafı neden hâlâ kaldırmadığı tahmin edebiliyordum.
Çünkü bu zordu, çok zordu. Geçmişini silmek çok zordu.
Derin bir nefes alarak yerime döndüm.
Jungkook'a kendimi affettirmek zorundaydım. Bu aileyi dağıttığım gibi toplayacaktım. Bu enkazı ancak yapan toplayabilirdi. Ne pahasına olursa olsun ailemi bir araya getirecektim. Çünkü biliyordum; aile güçtü.

Selam millet! Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım hoşunuza gidiyordur♡
Arkadaşlarınızı da davet ederseniz daha iyi olur,vote çok az :(

Name Of Live 'taekook' ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora