MK - 47 / Hasta Ziyareti

26.1K 1.5K 297
                                    

Multimedia : Bizimkiler olarak düşünün

Bölüm şarkısı : Aslı Demirer - Afilli Aşk

Şarkıyı açık çok hoş...

________________🍁🍁🍁_______________

Gözlerimi araladığımda Savaşın saçları geldi gözümün önüne. Hatta ağzıma...
Biz nasıl bu pozisyona gelebilmiştik?
O sanki oyuncak ayısına sarılır gibi belime dolanmıştı kollarını ve ben de boynuna sarılmış çenemi saçlarına yaslamıştım. Saçları iyice dağılmış ve ağzıma yüzüme girmişti.
Uykulu bir şekilde mırıldandım ve geri çekildim. Savaşın kollarını belimden kaldırdım yavaşça. Bunu, yaram yüzünden tek elle yapmak epey zor oldu. Savaşın kaç kilo olduğunu düşünürttü bana.

Bunu zar zor başardığımda yataktan kalkmak için onu uyandırmak istemedim ve usulca kendim kalktım.
Kansızlık ayağa kalktığımda baş dönmesi yapıyordu. Etraftaki eşyalardan tutuna tutuna banyoya girdim ve zorlanarak da olsa elimi yüzümü yıkadım ve tekrar çıktım.
Pijamalarımı değiştirme ihtiyacı hissetmeden dışarı çıktım.
Kurt gibi açtım. Merdivenlerin başına geldiğimde biraz korkunç gelse de yavaş yavaş inmeyi denedim. Başım iyice dönmeye başaldı.
Son birkaç basamak kala olduğum yere oturdum ve kendimi toplamaya çalıştım.

Kol kaslarım merdivenden tutunurken zorlanmıştı, bu yüzden olmalı ki, kurşun yarası sızlamaya başladı. Derin nefesler alarak baş dönmesini savuşturdum.
Tam kalkacakken Koray abimin sesi ile kaşlarımı çatıp bekledim.

"Emre, iki hafta kadar daha okuldan uzak tutalım onu. Bu olay unutuluna kadar en azından. Zaten Savaş da yeterince saçmalamış!"

"Ne saçmalaması abi? O yapmasa ben yapardım! Kimse benim kardeşime bulaşıp da işin içinden dişi kırılmadan çıkamaz."

"Tabi, sizin şu mafyacılık raconlarınız! Neyse ne! Annemle babam katiyyen duymamalı bunu."

Bir süre sessiz kaldı ikisi de. Sonra Emre oflayarak devam etti.
"Onu bunu bırak da, dedem duyarsa?"

"Savaşa olan bütün güveni kaybolur."

"Abi! Sana kaç defa söyledim. Ne Deniz, ne de Savaş öyle bişey ya..."

"Ne anlatıyorsun oğlum sen! Savaşın namı ortada. Ben Denize güvenirim. Ama o da yapmaz diye bir kural yok. Sonuçta annem bana öyle ha..."

"Aman tamam neyse ne! Ayrıca Savaş öyle bişey olsaydı, inkar etmezdi."

"İki tane abisi ve onu kendinden bile kıskanan manyak süt kardeşinin yanında mı? En dürüst adam bile inkar eder."

"Abii..! Savaşı kimse benden iyi tanıyamaz. En kötü günlerini gördüm onun. Hayattaki en saçma takıntılarından biri, gerçeğin gizlenmesi..."

"Sen yine de çok güvenme Emre... Her halükarda zamparanın teki. Sevsek de sevmese..."

Ayağım merdivenin kenarına çarpınca ikisi de aniden sustular. Mutfaktan geliyordu sesleri.
Sessizce bir küfür mırıldanıp duymamaları için dua ettim.

Emre mutfak kapısında belirdi ve merdivenlerde beni görünce kaşlarını çattı.

"Deniz?"

Alt dudağımı dişleyip heyecanla kendimi savunmaya çalıştım.

"Ani be-ben açıktım da... Me-merdivenleri iniyordum. Sonra balım döndü, böyl..."

"Abicim ne anlatıyorsun sen!?" diyerek hemen yanıma geldi ve beni kucaklayıp salona taşıdı. Arkamdan Koray abimin de geldiğini gördüm.
Salona girince beni kanepelerden birine yatırdı. Ardından kanepenin önüne çömelip saçlarımın beni rahatsız eden kısımlarını düzeltti.

MAFYANIN KIZI Where stories live. Discover now