24. ÇIKMAZ SOKAKLAR

860K 34.8K 262K
                                    


Keyifli Okumalar!

Şarkılar: Lou Reed, Perfect Day
Dave Not Dave, Cold Blood

Koza'nın güncesinden...

15.03.2008

İnsan içinde iki kişiyi taşır, derdi beni büyüten kişi. Hangi tarafı seçeceğine ise sen karar verirsin.

Tanrı, bu iki kişiyi benim içime hapsettiğinde renklerini de verdi; kahverengi ve mavi.

Bir tarafta topraklar var, mezarlıklar ve ölümler; solmuş çiçekler, ağlayan yüzler ve duygular. Korkular var, korkular. Endişeler, öfkeler ve bir o kadar nefretler.

Kahverengimde acılar var.

Bir tarafımda gökyüzü var, denizler ve okyanuslar; şimşekler, yağmurlar ve karlar. Korkusuzluk var, korkusuzluk. Başkaldırı, güç ve bir o kadar inanç.

Mavimde acımasızlık var.

İnsan içinde iki kişiyi taşır, derdi beni büyüten kişi ama sonra başka bir cümle daha söyledi: "Artık tarafını seçme vakti."

Buradayım, tarafımı seçiyorum ve düşmanımın gözlerinin içine acılarımla değil, acımasızlığımla bakıyorum.
Buradayım, duruyorum ve sadece gülümsüyorum.
Buradayım ve kahverengiye görmezden geliyorum, ben sadece canım yanmasın istiyorum.

Buradayım ve başlıyorum; sokaklarımı yok eden herkesin sokaklarını talan etmeye geliyorum.

"Sadece Koza"

Bir insanın gözlerinden okuyabileceğiniz duygular vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir insanın gözlerinden okuyabileceğiniz duygular vardı. Korku, endişe, öfke, nefret; mutluluk, sevinç, heyecan, sevgi. Bunları okuması en basit duygulardı çünkü gizlemesi fazlasıyla zordu.

Ama ne olursa olsun okuyamayacağınız duygular da vardı; ne olduğunu bilemeseniz de sizi kemiklerinize kadar titretip yutkunmanıza neden olacak duygular. İsim koyamazsınız ama nefesini daima hissedersiniz.

Yankı Sarca'nın gözlerinde ilk defa hayatım boyunca çözemeyeceğimi düşündüğüm bir ifade vardı ve bu ifade, babasına bakarken canlanmıştı.

Öfke? Değildi. Kin? Değildi. Nefret? Hiç değildi.

Baktığı yönde dört tane adam vardı ve ellerindeki şampanya bardaklarından içkilerini yudumluyorlardı. Aralarında geçen konuşma oldukça derinmiş gibi görünüyordu ki hiçbirisi onlara bu derece dikkatli bakan adamı fark edemiyorlardı.

Yankı'ya hangisinin babası olduğunu sormama bile gerek kalmadı çünkü direkt olarak anladım.

Kumral saçlarının arasına kır saçlar serpiştirilmiş, uzun boylu bir adam. Zayıftı ama duruşu öylesine sağlamdı ki hiçbir şey onu zayıflığına rağmen deviremez gibiydi. Gözleri masmaviydi ama Yankı'nın gözleri kadar açık değildi, daha koyuydu. Çekik gözlerini tamamlayan küçük bir burnu ama kalın dudakları vardı. Çenesi, Yankı'yla aynıydı.

SOKAK NÖBETÇİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin