10

8K 1K 721
                                    

"Senin ne işin var burada!"

Az önce matematik dersini bölerek sınıfa müdürle girmiş, sınıftakilere kendini tanıttıktan sonra yanıma oturmuş olan Han Jisung'a bakıyordum şaşkınca.

"Az önce anlattım ya tahtada. Yeni kayıt oldum. Sınıf arkadaşınım."

Jisung'a hala şaşkınca bakarken bir yandan gülmeye başlamıştım. Ne yani, sınıfta bir arkadaşım mı olmuştu?

Jisung sorun çıkarmamak adında evde eğitim görüyordu ama benimle kaynaştıktan sonra Hyunjin okumaya gerçek bir okulda devam edebileceğini söylemiş, o da bunu kabul etmiş. Yine de endişeleniyordum.

"İyisin değil mi? Gergin felan değilsin?"

Jisung'a endişelendiğimi belli etmeden sormaya çalışmama rağmen Jisung anlamış ve göz devirmişti.

"Benim hakkımda bu kadar telaşlanmana gerek yok Jeongin. Neyim ben, katil felan mı?"

Ben ona dik dik baktığımda o da kaşlarını çatmıştı.

"En azından henüz bir cinayetim yok tamam mı! Ama bana hastalıklı gibi davranmaya devam edersen ilk kurbanım sen olacaksın!"

"Tamam, tamam... Ne dedim ki..."

Deliydi ama onu seviyordum.

Zil çaldığında sınıfımdaki herkes yeni çocuğu tanımak için sırama doluşmuştu. Her ne kadar benim için gelmediklerini bilsem de yine de böyle bir kalabalığın ortasında kalmak beni germişti.

"Merhaba~"

Bir çok kız Jisung'a selam vermiş ve kendini tanıtmıştı. Ayrıca Jisung erkeklerle de el sıkışmıştı.

"İstersen yanıma oturabilirsin~"

"Hayır, burası gayet iyi. Teşekkür ederim."

Jisung hiç okula gitmemiş olmasına rağmen oldukça rahat görünüyordu. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Ayrıca yanımdan kalkmaması beni sevindirmişti.

"Hadi ama, buralar daha eğlencelidir. Jeongin'i boşvermeye ne dersin?"

"Dediğim gibi hayır. En yakın arkadaşımı bırakıp yanınıza oturmak istemiyorum."

Dediklerine herkes şaşırmıştı, ben dahil. Beni en yakın arkadaşı olarak görmesi çok tatlıydı. Ayrıca Jisung çok yakışıklı, kibar ve çekici bir çocuktu. Ağzı da iyi laf yapıyordu. Bu yüzden kimse onun benimle takılmak isteyeceğini düşünmüyordu.

"Ne, Jeongin mi en yakın arkadaşın?"

"Evet. Neden onun gibi harika birisi arkadaşım olmasın ki. Hem zeki, hem kibar hem de çok güzel."

Bana ettiği iltifatlar yanağımı kızartmıştı. Bir süre sonra kalabalık dağıldığında omzuna vurmuştum Jisung'un.

"Ya, neden şöyle şeyler söylüyorsun? Kimse beni beğenmiyor ki burada."

"Sana iltifat ettiğimden beri kızlar seni kesiyor. Ayrıca bazı erkekler de."

Dediklerine kaşlarımı çattıktan sonra arkama dönmüştüm. Birkaç kızla göz göze geldiğimizde hemen kafaların çevirmişlerdi. Yavaşça yeniden Jisung'a döndüm.

"İnan bana, bu ilk defa oluyor."

"Eh, sen kendini beğenmediğin için onların seni beğenmesini beklenen biraz saçmaydı. Ne kadar özgüvenli olursan seni o kadar begeneceklerini biliyorsun değil mi?"

"Onlara kendimi beğendirmek gibi bir isteğim yok."

"Varya sen çok yakarsın oğlum. Senin isteyip istememen umrumda değil. İnsanların senin peşinde koştuğunu görmek istiyorum. İzle bak, nasıl köpek edeceğim onları peşinde."

Söylediği abartılı cümleler ile kahkaha atmıştım. Jisung gerçekten boş yapmayı çok seviyordu.

sürekli yazma kısmını açıp geri kapatıyorum

eğer bir kez başlarsam hiç durmadan yazıyorum ama başlamak bana cidden bu aralar zor geliyor

okulunuz nasıl geçiyor, şimdiden sürünüyor muyuz?

ya kitap nasıl gidiyor?

bu kitabı beğeniyor musunuz yoksa olayı kaçtı mı?

bir de nct kitabı yazmak istiyorum, hangi ship olmalı??

he is pretty (hyunin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin