Başlangıçtan 16 sene önce
"Lütfen bırakın beni! Ben size hiçbir şey yapmadım! Lütfen!"
Küçük çocuk onu kollarından tutan adamın elinden kurtulmak için çırpınıyordu. Çıkardığı yüksek sesler yüzünden birisi onları duyabilirdi, adam bunu engellemek için küçüğe bir tokat attı.
"Kes sesini velet. Ben ne dersem onu yapacaksın!"
Sırtı sert duvara çarptığında küçük çocuğun dudaklarının arasından bir inleme kaçtı. Canı yanıyordu. Çıplak kalmış tenine çarpan rüzgar onu soğuktan titretiyordu. Çaresizce tam karşısında dikilen adama bakıyordu.
"Lütfen bana dokunmayın..."
🌌 🌌 🌌 🌌 🌌 🌌
Genç kadın hıçkırıklarını dindirdikten sonra polislerin küçük çocuğu tuttuğu odaya girdi. Tam girmeden önce elleriyle gözlerini kurulamayı unutmamıştı. Yine de kızarmış gözleri onun ağladığını açıkça belli ediyordu.
Kadının içeri girdiğini gören polisler kadın ve çocuğu odada yalnız bırakmıştı. Kadın çocuğun tam önünde durmuş, önünde diz çökmüş, ellerini elleri arasına almıştı. Canı yanıyordu. Kendi çocuğunu koruyamadığı için canı yanıyordu.
"Hyunjin...?"
Uzun süredir sandalyede oturan, yeri izleyen çocuk kafasını kaldırıp annesinin gözlerine bakmıştı. Çok kötü şeyler yaşamıştı. Ona zorla dokunan kaba elleri hala düşündükçe hala vücudu uyuşuyor, midesi bulanıyordu.
"Özür dilerim...seni koruyamadım bebeğim. Ben çok..."
Kadının gözleri yeniden dolmuştu. Çocuğunun karşısında ağlamak istemese de kendine engel olamıyordu. Göz yaşlarını geri göndermeye çalışırken yanaklarında iki minik el hissetmişti.
"Bu...senin suçun değildi anne."
Çocuğunun korkmuş olduğunu biliyordu, kalbi kırılmıştı. Yine de annesinin ağlamaması için gülümsemişti. Annesinin göğsü sıkıştı. Oğlu ona bu kadar değer verirken...
"Bu onun suçu."
Çocuk ellerini annesinin yüzünden çekmiş ve yumruk haline getirdiği ellerini sıkmaya başlamıştı.
"Bu benim suçum da değil! Bu onun suçu!"
Kadın beklediğinin aksine korkusuz ve öfke dolu çıkan çocuğunun sesini duyduğunda şoka uğramıştı. On yaşındaki oğlu ondan çok daha cesaretli duruyordu.
"Bana dokunması benim suçum değildi. Özür dilerim anne, bana kaba şeyler söylemememi tembihlersin. Ama o adam bir pislik!"
Çocuğunun söylediği şeyler ile annesi hem utanmış, hem gururlanmıştı. Çocuğu bunu kendi hatası olarka görmüyordu, değildi de. Çocuğu çok güçlüydü. Ama utanıyordu, küçük çocuğundan daha korkak, daha kırılgan ve daha güçsüz bir anneydi o.
"Üzülme anne! O adam cezasını bulacak! Babam onu mahvedecek!"
Küçük oğlu Hyunjin her zaman polis olan babasına bayılmıştı. Şuan gururla annesine bakışı bu durumda bile kadını gülümsetebilmişti. Kadın kollarını oğluna sarılmak için öne uzattı.
Küçük çocuk hızlıca annesinin boynuna atılmıştı. İkili yerde birbirlerine sarılmışlardı uzunca. Bir süre sonra kadın boynunda bir ıslaklık hissetmiş, ardından kesik kesik nefes alma sesleri duymuştu. Oğlu ağlıyordu. Kadın gülümsedi. Oğlu çok güçlüydü. Oğlu neyin doğru olduğunu biliyordu. Oğlu çok cesurdu. Yine de o bir çocuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
he is pretty (hyunin)
FanfictionYang Jeongin kendini sevmiyordu. Yüzünde, vücudunda olan kusurlar yüzünden ise asla sevebileceğini düşünmüyordu. Ailesi bu yüzden onu bir uzman ile görüştürmeye karar verdi. Hwang Hyunjin işinin uzmanı bir dermatolog psikologtu. Jeongin ise onun yen...