Ekinlerin filizlerine kuşların konduğu birlikte bir bütünlük oluşturdukları tarlanın başındaki ev; misafirlerini ağırlıyordu .Misafirler bereketiyle gelirmiş .Belki de bu yüzden köylerde evlerin giriş kapıları hep açık olurdu .Bir de sabah namazı ile evlerin kapıları bereket ve rızık niyetiyle ardına kadar açılırdı.Çünkü erken saatlerde tarlalara, dükkanlara varılır hayırlı kazanç peşine düşülür, Allah'ın verdiği rızkın çabasında olurlardı.
Gülhazan Eyüp Vefa'nın geleceğinden haberi olmadığı için şaşırmıştı ama Şükran nenenin misafirleri sofraya davet etmesiyle şaşkınlığını bir kenara bırakmıştı.Mutfağa girdiklerinde suyu eline alırken Gülhazan, nene de daha dün pişirdiği sac ekmeğini eline almıştı.
Nene yılların tecrübesi ile Gülhazan'daki saklamaya çalıştığı şaşkınlığı fark etmişti.
-Kızım senden önce de doktor oğlum sık sık ziyaret ederdi sağolsun.Hazır Dudu geleceğim demişken, doktor oğlumu da davet edeyim dedim.Sana onu söylemeyi unuttum kusuruma bakma .
-Yok estağfurullah nene ne kusuru .
-Olsun kızım yıllarca bu evde tek başıma yaşadığımdan sana da sormam lazımdı .
-İçin rahat olsun nene .Ben düzenini bozmak istemem .Sana uyum sağlarım merak etme.
-Sağolasın güzel kızım.Hadi gidelim de misafirlerimizi bekletmeyelim.
-Olur olur nene.
Mis gibi sac ekmeğinin gelmesi ile bismillah diyerek yemeğe başlanmıştı.
Akşam için zaten daha önceden ıslanan nohutlar kullanılmıştı yemek için .Ne pişmişse o yenilecek , nimetler için şükredilecekti .
Tarhana çorbası,etli nohut yemeği,nohutlu pilav , cacık,domates salatası sofrayı doldurmuştu.Daha yeni kurumuş tarhanadan yapılmıştı çorba .Yeni kurulmuş turşuların olanlarından da sofraya koyulmuştu .Kuru biberler de kızartılmış buram buram kokular misafirlere eşlik ediyordu .
Köylünün halinden , tarladaki mahsüller derken yemekler yenmiş sofra kaldırılmıştı.Söğüt ağacının esintisindeki masanın etrafında çaylar içiliyor,sohbet ediliyordu .
Arada şen kahkalar sohbeti daha da güzelleştirirken Gülhazan bu güzel sohbeti keyifle dinliyordu . Demlenmiş çaydan misafirlerin biten bardaklarını yeniliyordu .
Haftaya okul açılacak olduğu için Gülhazan'ın heyecanına da ortak olmuşlardı .
-Çocuklarımız öğretmeni sever .Sen telaş etme öğretmen kızım.
-İnşallah muhtar amca inşallah.Haber verdi müdür yardımcısı üçüncü sınıfların öğretmeni olacakmışım .
-Rabbim utandırmasın kızım .
-Amin Dudu teyze amin .
-Hakan Ağaların üçüzleri de bu sene üçüncü sınıf olacaktı değil mi muhtar oğlum .
-Öyle olması lazım Şükran ana .
-Sınıfımda üçüzler mi olacak? Aslında sevindim ama ya hep onları tanıyana kadar karıştırırsam nasıl olur bilemedim ki .
-Dertlenme güzel kızım üçüzler birbirine benzerler ama huyları birbirinden farklıdır .Sen en iyisi cami imamının hanımı Nurcan 'dan yazın ki Kur'an kursundaki hallerini dinle o zaman bizi daha iyi anlarsın.
-Korkmalı mıyım ?
-Korkma kızım korkma . Köyümüzün çocukları hareketlidir ama seni üzmezler .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakinliğim "Hatm-i Çiçeğim" Tamamlandı
SpiritualHer insanın kendine özgü bir hikâyesi vardır . Acı da sevinç de insan içindir. Ömürlerinde samimi gülüşler de vardır derin hüzünler de .Ve şimdi tebessümünde hem hüznü hem mutluluğu saklayan Gülhazan ve Eyüp Vefa'nın hikayesi başlıyor. Farklı geçmiş...