1.Bölüm : Darbemin Adı.

639K 24.4K 71.7K
                                    

SELAM CANIMIN İÇLERİ^^

TANITIMA O KADAR GÜZEL YORUMLAR GELDİ Kİ DAYANAMADIM BİRİNCİ BÖLÜMÜ DE ATIYORUM AHASDGVBFDHG

Yukarıdaki müziği açalım ve battaniyelerimize sarılıp öyle okuyalım^^

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :')

İYİ OKUMALAR DİLERİM <3

---


"Bu kitabı okuyan herkese sözüm olsun, elimi uzatıyorum, sizi düştüğünüz yerden kurtaracağım."

-KAR KÜRESİ-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-KAR KÜRESİ-

BİR KIŞ SERÜVENİ BAŞLIYOR...

---


1.Bölüm : Darbemin Adı.
*
Donarak girdiğimiz bu binadan yanarak çıkacaktık...*

(20 Ekim 2019)

(İstanbul)


İnsan en çaresiz zamanlarında inanmak istiyordu karanlığın aslında aydınlık olduğuna. Bir yalana, bir dolana, bir hayale, bir rüyaya, bir kurmacaya, bir düzmeceye, bir düzenbazlığa, bir sahtekarlığa... Adına ne derseniz deyin, ama bilin ki, insan en çaresiz zamanlarında inanmak istemiyordu gerçeklere. Bunu fark ettiğim gün kendi gerçeğimden koşarak kaçmaya çalıştığım gündü. 20 Ekim 2019. Saat 22.15. Yer Küçükçiftlik Parkı, grubun adını bile hatırlayamadığım zorla getirildiğim ve eğleneceğime inanılan bir konser kalabalığının tam ortası.

Ve ben o kalabalığın tam ortasında yerde yatıyordum.

"Neyin var Eylül! Neyin var?"

Elim boğazımda ve yüzlerce insan başımda çaresizce yüzüme bakarken tek tek gözlerinde gezdi gözlerim. Onlardan farklı oluşumun zirveye vurduğu bu an benim kendi gerçeğimle yüzleştiğim andı. Gerçeğim neydi? Ölüyor muydum? 18 yaşında bir kalp krizine mi kurban gidiyordum? Eğer cevap hayırsa, eğer gerçekten hayırsa, ben tam şu an şu dakika şu saniye tam olarak ne için boğuluyordum?

"Ambulans çağırın!"

Sesleri kulaklarımı tırmalarken nefes almak için gösterdiğim çabanın tek sebebi babamı bu dünyada bırakıp gitmek istemiyor oluşumdu. O an bana ne olduğunu anlayabilseydim belki de hayatıma çok öfkelenirdim. Eğer bir kalp krizi geçiriyor olsaydım her şey anlamlı olabilirdi. Oysa tam bir saat sonra bir hastanenin acilinde kolumda serum ile yatarken doktorun anneme söylediği şey çok daha can yakıcıydı...

"Psikolojik."

Kaşlarımı çatıp anlamsızca doktorun yüzüne baktım. Annem ve babam rahat bir nefes aldıkları sırada babam eliyle kolumdaki serumu gösterdi.

"O zaman neden serum taktınız doktor bey?"

"Sadece sakinleştirici bir serum taktık..."

"Bu mu yani?" diye haykırdım öfkeyle, "Kalp krizi geçirmiyor muyum?"

          

"Hayır, ne mutlu sana ki sapasağlamsın Eylül..."

"O zaman neden yüzlerce insanın ortasında boğuluyor gibi yere yığıldım?" Yaşadığım son bir saate öylesine öfke doluydum ki öfkemi nereye sığdırabileceğimi bilmiyordum.

"Dediğim gibi, psikolojik... Ben bir psikiyatrist veya psikolog değilim. Fakat bir dahiliyeci de olsam şahsi görüşüm panik atak geçirdiğin... Panik atağa eşlik eden başka psikolojik sorunların varlığı da olabilir fakat dediğim gibi, bunların teşhisini koyması gereken insan ben değilim."

O geceyi sakinleştiriciler alarak hastanede geçirdikten sonra hemen ertesi gün bir psikiyatrist ve bir psikologla görüştürüldüm. Koyulan teşhisler netti.

"Sosyal anksiyete bozukluğu, panik atak ve majör depresyon."

"Psikiyatri dalında var olan tüm hastalıklara sahibim yani?"

"Eylül'cüğüm, biraz daha sakin olup sorunlarını sakinlikle aşmaya çalışmaya ne dersin? Şimdi biraz müsaade edersen anneni de odaya çağırmak ve size bir teklifte bulunmak istiyorum..."

"Siz bilirsiniz..."

Ben kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandığımda annem odaya girdi. Psikiyatrist anneme dönerek eliyle beni göstererek durumumu net bir şekilde anlattıktan sonra bir broşür çıkarıp anneme uzattı.

"Bildiğim kadarıyla Eylül bu sorunları yıllardır yaşıyor. Bakın Efsun Hanım, bu broşürün üzerinde yer alan yer bir meslektaşımın projesi. İsmi Kar Küresi. Burası bir yatılı psikolojik destek merkezi, bir hastane değil. Buraya Eylül gibi onları sosyal hayattan uzaklaştıran psikolojik rahatsızlıkları olan 50 gencimiz alınacak ve onların bu sorunlardan kurtulmaları, sosyal hayata alışabilmeleri için çalışmalar yapılacak. Hepsinin kendi odası, düzenli görüştükleri terapistleri, katıldıkları grup dersleri, düzenli kullandıkları ilaçlar, sanat ve spor aktiviteleri olacak. Emin olun Eylül'ü buraya gönderdiğinizde hayatı komple değişecek..." Sonra geriye doğru doğruldu. Ben şok içinde anneme bakarken annem gülümseyerek bana döndü,

"Bu harika bir proje..." diye mırıldandı, "Eylül..." Yüzüne şok içinde baktığım sırada annem başını broşüre çevirdi.

"Binanın resimlerine bak Eylül, odaların resimlerine bak... Dans dersleri, yüzme dersleri, film geceleri... Her şey tam senlik!"

"Hiçbir şey tam benlik değil anne! Beni böyle bir yere göndermeyi aklından bile geçirme!"

Gözlerim annemin elindeki broşüre kaydı. "KAR KÜRESİ" yazısının hemen altındaki karlar içindeki binaya baktım. Binanın hemen altında aynen şöyle yazıyordu, "İyileşmeye hazır mısınız?" Gözlerim resimdeki karlar içindeki binaya takıldığında kalbimin içinde garip bir sancı hissettim. Beni asla ama asla böyle bir yere gönderemeyeceklerdi. Asla.

 Asla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(29 Ekim, 2019)

(Bolu, Abant)

Kar Küresi (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin