4.Bölüm : Merih Devrim Uyar.

361K 18K 32.5K
                                    


Selam benim güzel kar tanelerim <3 

Bu bölümün yarısını Eylül'ün ağzından yarısını Merih'in ağzından okuyacağız o yüzden baya heyecanlıyım. Çünkü sonunda Merih'in iç dünyasını da tanıyacağız. Ben özellikle bu bölümü çok sevdim, yazdıktan sonra defalarca okudum. Hadi bakalım, İYİ OKUMALAR DİLERİM^^

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım :')


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


4.Bölüm : Merih Devrim Uyar.
*İyi geceler Eylül...*


Odama döner dönmez odamın ışıklarını yakmak yerine masamın üzerindeki mumları yakmıştım. Yaşamak benim için üşümekten ibaretti. Etrafım ne kadar sıcak olursa olsun içimde yaşadığım kış beni hep üşütmüştü. Yazın ortasında deniz kenarında güneşlenirken bile içim bir kış günü kadar soğuktu. İşte bu yüzden mumlarımı hiç yanımdan ayırmıyorum. Küçücük bir mumun küçücük bir ateşi beni ısıtmaya yetiyor sanki güneş bile beni ısıtamazken...

Yatağıma oturup yatak başlığıma yaslanmış ve dışarıda yağan karı izlemeye başlamıştım. Merih hızlanan kara rağmen hala bahçede oturmuş müzik dinliyordu. Odamı kaplayan klasik müzik sesi beni sakinleştirirken gözlerim masada duran ilaçlara kaydı. Artık doktor Mehmet tarafından adıma yazılan ilaçları içmeye başlamam gerekiyordu. Oysa ilaç içmekten o kadar nefret ediyordum ki onları görmek bile midemi bulandırmaya yetmişti. Gözlerimi ilaçlardan cama doğru çevirdiğimde telefonumun çalmaya başladığını fark ettim. Arayan annemdi... Derin bir iç çekerek telefonu açtım.

"Alo..."

"Alo... Kızım! Nasılsın?"

"İyiyim... Sen nasılsın?" diye sordum olabildiğince soğuk bir sesle. Beni buraya kapattığına göre artık mutlu bir hayat yaşamaya başlamış olsa gerekti.

"Sensiz ne kadar iyi olabilirsem o kadar iyiyim birtanem..." diye mırıldandığında gözlerimi devirdim, "Alışabildin mi? Neler yaptın?"

"Pek bir şey olmadı. Tanışma toplantısı yaptık, birkaç da ilaç verdiler, o kadar..."

"İlaçlarını kullandın mı?" diye sordu annem endişeli bir sesle. Gözlerim bir kez daha masada duran ilaçlara kaydı. Yutkundum ve başımı öne eğdim. Sanırım onları gerçekten de kullanmam gerekiyordu...

"Hayır, birazdan içeceğim..."

"Tamam birtanem. Bak baban da konuşmak istiyor, ona veriyorum şimdi. Yarın yine konuşuruz, seni çok öpüyorum. En kısa zamanda iyi olup yanımıza döneceksin biliyorum. Sakın kendini yalnız hissetme... Biz hep yanındayız!" Annemin cümleleri boğazımın düğümlenmesine sebep olurken önce birkaç saniye boyunca hiçbir şey diyemedim. Annemin telefonda sessizce bir umutla cevabımı beklediğini tahmin etmek içimi acıtıyordu.

Kar Küresi (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin