16.Bölüm : Kendi Felaketinin Alevleri.

213K 13.7K 18.2K
                                    

Selamlar benim güzel kar tanelerim <3 

Yukarıdaki müziği açalım ve bölümü öyle okuyalım^^

Küçük geyik gece uykusunun ortasında korkuyla uyandığında annesini yanı başında buldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Küçük geyik gece uykusunun ortasında korkuyla uyandığında annesini yanı başında buldu. Nefes nefese doğrulup dibinde yattıkları göle koştu ve kana kana su içti. Annesinin de peşinden şaşkınlıkla geldiğini görünce gölün kenarına oturdu ve nefeslenmeye çalıştı.

"Ne oldu?" diye sordu annesi, "Kabus mu gördün?"

Başını salladı küçük geyik.

"Babamı gördüm. Yanarak ölüşünü gördüm anne... Etrafında bir sürü insan vardı. Hiçbiri onu görmedi, hiçbiri onu fark etmedi, hiçbiri ona yardım etmedi. Koskocaman bir yangın nasıl fark edilmez?" Annesi acı içinde yavrusunun yanına oturdu.

"Burası başkasının felaketine kör olanların dünyası yavrum..." dedi, "Alış buna. Eğer bir gün acı çektiğini hissedersen bil ki yapayalnızsın bu dünyada. Ta ki birileri bu düzeni değiştirene kadar..."

Küçük geyik o gece sabaha kadar göl kenarında oturup kendi yansımasını izledi ve bir söz verdi kendi kendine. Bu düzeni değiştirecekti, bu düzeni değiştiren yola giden ilk taşı o atacaktı o yangının içine...  


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


16.Bölüm : Kendi Felaketinin Alevleri.
*Biz zaten yıllardır yanıyoruz, kimse fark etti mi?*


Merih'in penceresinin önünde tir tir titreyip ağlarken aklımdan geçen binlerce soru bana kafayı yedirtmek üzereydi.

"Ölmüş müdür?" diyordu iç sesim bağıra çağıra,

"İlaçları bıraktığı için mi intihar etti?" diyordu,

"Senin yüzünden mi? Sizin yüzünüzden mi?" diye soruyordu çığlıklar içinde.

"Sus artık!" dedim ellerimi alnıma koyarak. Asya'nın yerde yatan bedeni gözlerimin önünden gitmiyordu. Tek bilmek istediğim yaşayıp yaşamadığıydı, gerisinin şu an için bir önemi yoktu. Sadece onun yaşadığını bilmek istiyordum. Ben çaresizce Merih'in penceresinin önünde dururken uzaklardan gelen ambulans sesi elimi kalbime götürmeme sebep olmuştu. Yaşıyor muydu? Hastaneye mi götürülecekti? Tam o an sol elimde sıkıca tuttuğum telefonum titredi.

Kar Küresi (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin