38. Bölüm

2.3K 105 19
                                    

Aramıza yeni kişiler katılmıış! Hepsine hoşgeldiniz diyor ve verdiğiniz oylar için çoooooook teşekkür ediyorum! Hepiniz süpersiniiiz! :***
Bu hafta vizelerim olduğu için yeni bölüm birazcık geç gelebilir haberiniz olsun. Öpüldünüz.
*
"Lütfen bunlardan birisi olmadığımı söyle. "
"Ne oldu ki?" Sarah koltuktan kalkıp yanıma geldiğinde elimdeki telefonu ona gösterdim. Okuduktan sonra yavaşça telefonu eline aldı ve birkaç şey yaptıktan sonra bana geri verdi.
"Güzelim, böyle bir insan olmana imkan yok, sadece kısk-"
"Sadece kıskanıyorlarla geçirmek istemiyorum Sarah! Tanrı aşkına benden nefret ediyorlar!"
"Seni seven insanlar da var İpek!"
"Ah, kaç kişi 100 falan mı? Güya hayran ailesi olarak çocukların sevgililerine saygı gösteriyorduk. "
"Hayran ailesi mi?"
"Benim de o kulübe üye olduğumu sakın unutma. Hala deli gibi hayranlarıyım. Ve Türkiyedeyken 'Ay ne güzel, herkes çocukların sevgililerini hoş görüyor!' diyip mutlu olurdum. Aynısının bana da yapılmasını isterdim. Harry'nin sırf manken olduğu için yatmak istediği kız değil! "
"Öyle birisi olmadığını sen de biliyorsun!"
"Ama insanlar öyle düşünüyor!"
"İnsanların ne düşündüğünü umursadaydın şu anda burada olmazdın! Tanrım, senenin başında tanıdığım İpek'ten çok daha farklısın. İstediğin gibi davranır, istediğin her şeyi yapardın. Hayallerinin peşinden koşardın. Şimdi ise..."
"Şimdi ne?"
"Şimdi ise iki kızın seni üzmek için söylediği şeylere üzülüp onları mutlu ediyorsun!."
Telefonumdan Hazz'le olan bayıldığım bir resmimizi bulup '' 'Dünyanın een yakışıklısı...' diye üzerine yazdıktan sonra Twitterda paylaştım. Ah, en azından benimdi... Ve bunu bilmek dünyalara bedeldi...
"İkimizin olduğu resmi paylaştım. Mutlu musun?"
"Evet! Şimdi resmin altına gelen yorumlara bak ve sizi sevdiklerini gör. "
"Buna emin misin?"
"Evet canııım, hadi yap artık şunu yoksa ben yapacağım." Dedikten sonra telefonu elimden aldı. (sanırım bunu bugün 282731. yapışıydı!) "Tamam, 'çok tatlısınız!' , 'sizin gibi bir ilişkiye sahip olsam keşke :(' , 'yakışıklı ama senin gibi birisini hak ettiği söylenemez!' Bir dakika ne? "
"Son dediğini tekrarlar mısın?"
"Ne dediğimi hatırlamıyorum. Emma waffle var mı?" diyip mutfağa doğru gitmeye başladı. Arkasından da ben...
"Sarah, şu telefonu bana verir misin?!"
"Hayır hayır! Üzülmeni istemiyorum. "
Olduğun yerde durdum. "Cidden bunu şu anda mı söylüyorsun?" Dediğime göz devirdikten sonra elindeki telefonu bana verdi. Ve hemen bildirimlerime bakmaya başladım. Tanrım! Normalde bana kızan ya da sinirlenen insanları pek takmam. Yani olay olduktan sonra fazla umursamam çünkü eninde sonunda barışacağımızı bilirim. Ama şu anda durum çok farklıydı. Beni tanımayan insanların benden nefret etmesinden söz ediyorduk. Ve bu iğrenç bir şeydi. Benim ağzıma alamadığım kelimeleri onların burada rahat rahat yazması sinirime dokunuyordu. Ki zaten istedikleri şey buydu... Yavaş yavaş aşağıya inerken 'İPEK LÜTFEN OKU!' yazan bir tweet gördüm. Dolan gözlerimi kırpıştırdıktan sonra resme tıkladım.
'Umarım bunu okuyorsundur, çünkü diyeceğim şeyleri tweet olarak atamadım -140 karakter hiçbir zaman yetmiyor!- . Bazen merakıma yenilip insanların senin gönderilerine yaptıkları yorumları okuyorum. Bu şeyler kesinlikle acımasızca, ve kesinlikle seni üzmek için söylenen şeyler! Seni tanımıyorum, ama fotoğraflarından, eski arkadaşlarından, ailenden -nasıl hayranlar olduğumuzu sen de biliyorsun. - , çocuklarla olan samimiyetinden anladım ki asla yazılanlardaki gibi değilsin. Her zaman senden nefret edenler olacak, bu sırf Harry seni seviyor diye -bundan o kadar çok eminim ki- ... Kendini üzmeye değmez. Hem sen dememiş miydin, 'Hayat üzülmek için çok kısa!' diye?
Umarım bir gün tanışabiliriz.
Clara x'
Yazıyı birkaç kere daha okuduktan sonra yüzüme anlamsız bir gülümseme yayıldı. Clara'yı takip edip, RT'ledikten sonra mesaj kutusuna tıkladım. 'Beni ne kadar mutlu ettiğin hakkında hiçbir fikrin yok! Teşekkür ederim. xx' yazıp yolladım.
"Tanrı aşkına 10 dakika önce seni bıraktığımda ağlıyordun, şimdi ise ağzın kulaklarında!!' Benimle dalga geçmesine rağmen ona dil çıkartıp yazıyı gösterdim.
"Sadece beni seven insanları buldum. "
"Ahh!!" Dedi üzgün bir sesle. "Karşında seni seven süper bir arkadaşın var ama sen sanal arkadaşlarını tercih ediyorsun! Buna dayanamayacağım." Sesini cümlenin sonunda iyice dramatikleştirerek olaya acı katmaya çalıştı ama ben hala gülüyordum.
"Sen birtanesin ki amaa!" diyip salona doğru çekiştirdim. "Hadi film seyredelim. Ve bu sefer filmi senin seçmene izin vereceğim!"
"Annabelle?"
"Dalga mı geçiyorsun? Bir daha asla uyuyamam!"
"Liam gibisin! İkiniz de korkaksınız! Ne olur seyretsek?"
"Beni bunca gündür tanıyan sensin! Ne zaman korku filmi seyretmeye yeltendiğimi gördün?"
"Her şeyin bir ilki vardır!"
Oflayıp Annabelle'yi bir tarafa attıktan sonra 'Aman Tanrım!' ı bulduğum gibi oynatıcıya taktım. "Sanırım filmi gene ben seçeceğim!"
"Bu nasıl bir film?"
Şaşırarak ona döndüm. "Bana bu filmi bilmediğini söyleme sakın!"
"Bilmiyorum. "
"Müthiş bir komedi filmi, Jim Carrey başrolde ve-"
"Jim Carrey başrolde ve sen hala burada konuşuyor musun? Başlat şu filmi kızım!"
*
Sarah eve geri döndükten sonra kendimi koltuğa atıp depresyon moduma geri döndüm. Clara her ne kadar beni inanılmaz derecede mutlu etse de kafama bir şeyi taktığımda kırk saat onu düşünüyor ve ona üzülüyordum. Ses olsun diye televizyonu açtıktan sonra Ellie'ye mesaj atmaya karar verdim. Muhtemelen benim yaşadıklarımın aynısını yaşamıştı, sadece benden birkaç sene önce...
'El, Tommo'yla çıkmaya başlamanızdan itibaren senden nefret eden ve bunu dile getiren insanlarla karşılaştın mı?' Mesajıma cevap beklerken telefonumun çalmasıyla irkildim. Ve arayan Ellie'ydi...
"Güzelim ne oldu?"
"Tommo? Ah, birlikte miydiniz? Özür dilerim kayıttasınız sanıyordum."
"Benimkiler bitti. Ve eğer mesaj atmasaydın bir şeyler yapmaya başlayacaktık. Mesajda ne demek istedin?"
"Neyse ben sonra ararım onu, ne yapacaksanız yapın siz. Öptüm-"
"Harry'e söyle güzelim."
"Ama geldiğinde yorulmuş olacak ve ben sorunlarımla onu daha fazla yor-"
"İpek, Harry'e söyle." Çocuk zehir gibi yaa. "Ellie'nin de başına aynı şey geldi, ama o bana söyledi... Tamam mı güzelim, haberi olsun."
"İyi bir arkadaşsın Tommo. "
"Şimdi kapatmam lazım. Birkaç saat bizi aramayın."
"Dediğimi geri aldım." Gülüp telefonu kapattı. Aradan bir saat geçtikten sonra Harry'den yarım saate hazır olmama dair bir mesaj aldım. Yemek yemeye gideceğimizi söyledi. Hemen kalkıp üzerime yeni aldığım pantalonla bluzü giyindikten sonra makyajımı ve saçımı yapmak için banyoya geçtim. Lou'nun binbir zoruyla kullanmaya başladığım saç spreyiyle saçıma şekil verip (Lou sahip olabileceğiniz en iyi insanlardan bir tanesi!) öğrettiği gibi makyajımı yapmaya başladım. Kapı çalıp Jake'in , Harry'in geldiğini haber vermesi üzerine Emma'ya görüşürüz diyip evden çıktım. Arabadan içeri girince bayıldığım parfüm kokusunu içime çekip aşık olduğum adamın dudaklarını öptüm.
"Dudağına çilekli şeyler sürmene bayılıyorum. " dedi kısık bir ses tonuyla. Kıkırdayıp onu bir kez daha öptüm. "Nasılsın bebeğim?"
"İyiyim Hazz, Sarahlaydım bugün, film seyrettik. Ve şu anda karşında duran bu insan..." Kendimi göstererek konuşmaya devam ettim. "Bölüm birinciliğine oynuyor!"
"Sen varya sen! Süpersin!!" Harry'nin sarılışına karşılık verip, gününün nasıl geçtiğini sordum.
"Yorucu. XFactor'e gidip yeni şarkı için kayıt yaptık. Sonra aynı şeyi stüdyoda yaptık. Ve yeni bir şarkı yazmaya başladım."
"Yeni şarkı mı? Kiminle, ne zaman yazmaya başladın? Ne hakkında?"
"Ed ve Liam. Dün Ed'le konuşuyordum ve bana yeni albümü için şarkı yazması gerektiğini söyledi -ah, bu arada dövmelerimizi Ed yapacak!-"
"Sen ciddi misin Harry?! Ed Sheeran! Dövme yapacak?"
"Kilit dövmemi o yap-"
"Tabii ki onun yaptığını biliyorum! Sadece heyecanlandım! Aman Tanrım, yeni dövmemi Ed Sheeran yapacak!" Heyecanımı kontrol altına alıp konuşmasına devam etmesini söyledim. Bazen bir günde bir sürü duygu değişimi yaşayabiliyordum.
"Herneyse, Ed bir şarkı yazması gerektiğini söyledi. Ben de ona birlikte şarkı yazabileceğimizi söyledim. Liam da katılmak isteyince böyle bir grup oluşturduk."
"Ne hakkında olacak peki?"
"Aslında tam belli değil. Sadece Thinking Out Loud gibi olmasını istiyoruz."
"Yani yeni albümü mükemmel olacak!"
"Çünkü içinde ben varım." Gözlerimi devirmeme fırsat kalmadan Cal geldiğimizi söyledi. Ben kemerimi açmaya çalışırken Harry müthiş bir centilmenlik örneği göstererek kapımı açtı ve elini bana doğru uzattı. Gülümseleyerek parmaklarımızı birbirine kenetledim.
Ah, sanırım bugün olan olayları şimdi söylemenin sırası değildi. Akşam da söyleyebilirdim...

Just A Little Bit Of Love (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin