eighteen

48.5K 4.6K 584
                                    

saat 12.45

taehyung kilit yerine anahtarı sokup 3 kere çevirdikten sonra ayakkabılarını çıkarıp içeri geçmişti. evde ki bütün ışıklar kapalıydı. zifiri karanlıkta önünü göremiyordu bile. salonda ki ışığı yakıp elindeki telefonu kenara koymuştu.

karnı açlıktan ölüyordu. evde ses çıkarmamaya özen göstererek mutfağa girmişti. tezgahın üstünde gözünü gezdirip buzdolabına ilerlemişti. peynirden başka bir şey yoktu. sinirle kapatıp tezgahta ki kek kalıbının yanındaki iki tabağı görmüştü.

bir tabakta küçük kek vardı diğer tabakta büyük kek vardı. ikisinin kenarında bir tane çatal vardı. tadına bakmak istemişti ama yapmazdı.
odasına geçmek için mutfağın ışığını kapatacağı sıra karşı odadan saçları birbirine girmiş beyaz tüylü pijamalarıyla gözünü ovuşturarak gelen uykudan yeni kalkmış jeongguk'u görmesiyle hızlıca ışığı kapatmış ve odasına ilerlemişti.

adımlarını yavaş atıyordu çünkü jeongguk'un bir şey demesini bekliyordu. gguk mutfağa girdikten sonra telefonunu bıraktığı yerden almıştı. odasına girmeden kapının kenarından beklemişti onu.

bir kaç dakika sonra elinde bir bardak su ile geriye dönen jeongguk'u gördüğü anda bir adım ileri atıp elini saçına atmıştı.

"iyi uykular jeongguk." gguk irkilmişti.

hızlıca taehyung'a dönüp hafif tebessüm edip tekrardan odasına ilerlemişti.

kısa ama olsun hikaye güzel gidiyor mu?:(

dear friendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin