BAŞLANGIÇ

4K 140 25
                                    

BÖLÜM 1

İşte her şey başlamak üzereydi.. Kapının kolunu tuttuğu an duruldu. Hazır mıydı gerçekten, her şeyi geride bırakıp gittiğin de dönmeyi hiç düşünmemişti çünkü, gerçekten hazır mıydı? Elini aniden kapı kolundan geri çekti, hayır yapamazdı.. Belki de toz tutmuş anıların çarşaflarını havalandırmaya hazır değildi.. Kapıya sırtını çoktan dönmüştü bile, bir adım uzaklaştı.. Sanki gidecek başka bir yer istercesine bakındı etrafına. Hayır gidecek başka yeri yoktu. Arkasını döndü ve tek hamleyle açtı kapıyı. İçeriye girdiğinde onu örümcek ağları karşılamıştı bile. Döndüğüne pişmandı ama dönmekte zorundaydı. Valizini yere bırakır bırakmaz arkasından bir ses duydu , sesi tanımıştı..

Hanife: Yıldız?

Evet işte karşınızda Yıldız... Yıldız Kadıoğlu.. Sesi tanımıştı. İsmini işitir işitmez dolmuştu mavi gözleri.. Ellerini birleştiridi önünde, avuçlarını sıkmaya başladı ama ses bir daha duyuldu..

Hanife: Kızım? Sen misin gerçekten, döndün mü?

Başka çaresi kalmamıştı. Arkasını döndü ve gözlerinden yaşlar süzüldü.. Yutkunarak ağzında bir kelime geveledi;

Yıldız: Anne?

Hanife'nin gözlerinden yaşlar süzülür. Yıldız'a Yaklaşır be ona sıcacık sarılır. O kadar uzun zaman olmuştur ki Yıldız öncesinde karşılık vermeye çekinir, ama annesinin ellerini saçlarında hissettiği an oda ona sarılır.

Hanife: Nerdeydin sen? (Bağırır) Nerdeydin? 18 yıl be! 18 yıldır nerdeydin! Hiç mi demedin, hiç mi ben bunu bu insanlara neden yaptım demedin! Hadi beni düşünmedin, babanada mı acamadım!

Gözlerinden yaşlar süzülerek tokat atar. Yıldız'ın da gözlerinden yaşlar süzülür. Annesinin elini tutar ve tokat attığı yere koyar. Gözyaşları annesinin parmaklarıyla buluşur. Annesi Kızının sıcacık gözyaşlarını hissettiği an attığı tokat için pişman olur.

Hanife: özür dilerim, (yanağını okşar) affet kızım, özür dilerim. Acıdı mı?

Yıldız: (acıyla) sen affet, sen affet anne yalvarırım sen affet.  Ben çocuktum ben bilemedim, sizi paramparça edeceğimi bilemedim.

Hanife: (sarılır) kızımm..

•••

Sahne: Yıldız Ev

Yıldız ve Annesi evi sonunda temizlemişlerdir. Koltuğa otururlar. Yıldız elini yanağına koyar ve annesine bakar.

Hanife: Niye bakıyorsun bakayım öyle?

Yuldız: şu yüzünde ki huzuru, o kadar özlemişim ki anne. (Durulur) babam nasıl?

Hanife: Konuşmuyor.

Yıldız: (şaşırır) Ne?

Hanife: (sakince)  sen gittiğinden beri tek bi kelime bile etmedi. Senin fotoğrafına bir şeyler fısıldıyor geceleri, bir dua, arapça galiba tam anlamıyorum.

Yıldız: ( acıyla) Çok kırgın değil mi bana?

Hanife: (sakince) Çok.. Kolunu kanadını kırdın sen o adamın.. Kızını aldın, hayallerini aldın..

Yıldız: (ağlayarak) ama ben onun hayallerini almasaydım, o benim hayallerimi alıcaktı anne.. Ben babamın gönlü olsun diye ölemezdim ..

Hanife: sende ailemi öldüreyim mi dedin?

Yıldız: Anne (keser)

Hanife: (yanağına dokunur) tamam, tamam konuşuruz daha. (Sevinir) burdasın değil mi artık?

Yıldız: (gülümser) yani gidecek başka bir yerim yok.

Hanife: (şaşırır) nasıl?

Yıldız: (yüzünü asar) Şirketim battı. Dolandırıldım. Tasarımlarım çalındı. Sayayım mı daha? Evim, arabam..

Hanife: (yüzünü asar) üzüldüm.

Hanife Yıldız'ın tam karşısında ki eve dalmış olduğunu fark eder.

Hanife: Merak ediyorsun değil mi?

Yıldız: (bilmemezlikten gelir) neyi?

Hanife: (sakince) Kuzey'i ?

Yıldız: (gözleri dolar) iyi mi o?

Hanife: (sakince) iyi.

Yıldız: (acıyla) nasıl? Yani neler yapıyor?

Hanife: (gülümser) iş adamı oldu.

Yıldız: (şaşırır) ama mühendis olacaktı? Neden iş adamı oldu?

Hanife: (sakince) senin için mühendis olacaktı. Tamam hayali bercesteyi yapmaktı. O güzel gemiyi. Ama..

Yıldız: (şaşırır) benim için mi?

Hanife: (acıyla) senin için.

Yıldız: (şaşırır) Neden?

Hanife: (acıyla) denizi çok seviyordun be kızım. (Yıldız'ın gözlerinden yaşlar süzülür) hayali için hayallerinden vazgeçmişti.

Yıldız: (acıyla) evlendi mi?

Hanife: (sakince) Sen gönlünden düşseydin belki de evet evlenirdi.

Yıldız: (sakince) Beni mi seviyor hala?

Hanife: (sakince) bilmem. Sen seviyor musun hala Kuzey'i  yada hiç sevdin mi?

Yıldız: (acıyla) tabi ki de sevdim anne. Ama onunla evlenseydim kendimi asla affetmezdim.

Hanife: (acıyla) bakıyorum da hepimizi bırakıp gitmen de kendini affetmene yetmemiş.. Vicdanında ki acıyı görüyorum kızım..

Tam Yıldız bir şey söyleyecekken bir araba sesi duyulur. Dışarıya çıkar...

BERCESTEWhere stories live. Discover now