"Burada ne arıyorsun?"
Sesi.. Dokunuşu.. Kalbimin hızlı hızlı atışı..
Şuan ki durumum resmen ölümdü. Buraya gelmemeliydim, onu gördüğüm an beklemeden gitmeliydim. Ne diyecektim? Ne söyleyecektim? Benim ona söyleyecek kelimelerim tükenmişti artık. Şimdi iyi bir bahane bulup buradan hemen gitmem lazımdı. Her şeyi anlayabilirdi, her şey bitebilirdi. Bunun olması demek benim ölümüm demekti.
Arkamı dönüp, kolumu ondan kurtardım. Gözlerine baktım uzun uzun. Gözleri.. O kadar içime işliyor ki, baksam doyamam, ellerimi yüzüne koyup, huzurla dolmayı öyle isterdim ki. Ama tek yaptığım şey sadece yüzüne bakmak oldu.
"Ben şey, buradan tesadüfen geçiyordum, seni gördüm. Rahatsız etmek istemediğim için de eve gidiyordum."
Evet Rina, sevdiğin adam'a harika bir bahane buldun. Gecenin bu saatinde gerçekten inanması yüzde bir ihtimal felandı.
Kaşlarını kaldırıp, yüzüme baktı. Artık bir an önce eve gitmeliydim. Bana ne oluyordu böyle? Nasıl her şeyi böyle belli eder hâle geldim ben?
Dudakları iki yana kıvrıldı ve o an kalbimin yerinden çıkacak hale geldiği o cümleyi söyledi.
"Sandığın kadar kör değilim, güzelim" dedi.
Ve o an kalbim durdu.
Çünkü Akay, ellerini belime koyup beni kendine çekti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
YOU ARE READING
Beni Gör
Teen Fiction•İçimi bu kadar acıtmasana. •O kıza bakıp, canımı öldürmesene. •Bu kadar yakmasana canımı. •Görsene beni, •Sevsene kalbimin acısı.
