21.mart.1998
Yine uyuyamıyorum, hava o kadar da sıcak değil, aslında bu gece içim de yine aynı sıkıntı var.
Ağlamak yada gülmek aynı anda her ikisini de yapmak istiyorum...
Bisikletime atlamak kulaklıklarımı takıp saatlerce müzik dinlemek ve bisiklet sürmek istiyorum...
Az önce annem gelip ışığımı söndürdü, düşünebiliyor musun?
17 yaşındayım ve 10 da yatmak zorundayım!Sanki uyuyabiliyorum hah..
Annem ve onun inanılmaz kuralları, saat kaçta yatarsam yatayım kalkmam gereken saatte kalkacağımı biliyor ama tek derdi hala beni kontrol etmek...
Benim yaşımda evlenmiş birine, artık kaçta yatacağıma kendim karat vermek istiyorum demekten yoruldum...
Biliyorum beni seviyor, biliyorum beni düşündüğü için bu kadar müdahale ediyor ama artık kendi ihtiyaçlarımı giderecek yaşa geldiğimi anlaması gerekmez mi?Neyse bay günlük, hayatımdaki tek sevgili sen olduğun ve beni koruduğun için teşekkürler, bu gececik de bu kadar olsun.
Annemlerin sesi gelmediğine göre uyumuş olmalılar ben biraz firar edip sonra yatacağım, evet evet evet tıpkı ucuz romanların yaramaz kızları gibi dudaklarımda hain bir gülümseme var.
Ve evet yine camdan kaçıyorum.
Ahahaha susss ve kimseye söyleme tamam mı sadece iki tur atıp gelicem seni seviyorum...
Umarım sana yarın geceye kadar ihtiyacım olmaz...
Bensiz kendine iyi bak ve sakın yerini belli etme :)))
Efendime bin öpücük. 💋
___________*********__________
Aynı gece saat 23:17.
İçimden geçen konuşmalar artık dilime de vurdu kendi kendime konuşmam mı yoksa iç sesimle konuşmam mı daha terelelli..
"Keşke eldivenlerimi giyseydim parmaklarım donuyor. Zincir de atacak zamanı buldu offff cesuru da yanımda getirseydim bunca tutuşmazdım! Beyinsiz, mal gibi çıktım evden! Tamam sakinim!" Evet geç kalmış bir düşünce farkındayım. Tırsak köpek koca cüssesi sayesinde herkesi uzak tutsa da ayakkabılardan başka bir şey parçalamayacak kadar yumuşak huylu ama görüntüsü işe yarardı.
"Off yaa!" Sokak lambasının ışığı yetersiz eve gidebilmek için zinciri takmam gerek ve tabi ki bir daha atmaması gerekiyor. Bir insan nasıl bu kadar salak olabilir ki diye geçiriyorum aklımdan, fener yaa fener almak çok zor birşey değil ki.
Yoldan arabalar geçen arabalara baktı düşünceli bir halde ama bu saatte herhangi birini durdurmak mantıklı gelmiyordu.
Kapüşonlu olduğum için belki erkek sanıyorlardır diye geçirdim içimden zaten kapüşonlu giymemin sebebi de bu düz mantıktı ve şu ana kadar başım derde girmemişti çok şükür.Herhangi biri yardım için durursa yardım isterdim belki ama ben durdurmaya korkuyordum açıkçası, bin türlü insan var sonucunda.
Daha geçenler de bir kız önce kaybolmuş sonra cesedi bulunmuştu.
İlginç yanı o kızı tanımıyor olmama rağmen rüyalarım da görmüştüm. Hatta anneme anlatmış annem de etkilenmişsindir diyerek geçistirmişti.Sonra yine aynı kızı görmüştüm bir tepeden koşuyordu ve ardından hızla gelen gölgeler vardı. Kıza rüyamda bağırdığımı hatırlıyorum Nas ve Felak sürelerini oku diye ama o sıra da gölgeler benim de peşine düşmüşlerdi. Nas ve felak sürelerini okurken uyanmıştım, sanki saatlerce koşmuş gibi nefes nefese ellerim ayaklarım uyuşmuş haldeydi.
Ertesi gün kızın resimlerini gazetede görmüştüm kızın ceseti boş bir arazide bulunmuş.
YOU ARE READING
Yastık Korkusu
General FictionKendini keşfetmeye çalıştıkça kendinde kaybolan bir insanı ancak korkularıyla sınar ve tanırsınız. Ben Nevbahar Asya, kısaca herkes gibi Nev diyebilir yada annem, babam, ve okuldaki bazı hocalarım gibi bayan Asya da... Hikayem tabularınızı yıkabili...