3.bölüm

32 1 0
                                    

17.mayıs.1999 


"Kızım."

"Efendim baba."

"Daldın gittin, hayırdır?"

"Bişeyim yok sadece düşünüyorum."

Babam bana uzun uzun baktı. Endişeli olduğunu biliyordum. Bende bir sorun olduğunu düşünüyordu bunu her hareketi ile gösteriyordu. Annemin efsanevi evhamının kaçınılmaz sonu.

"Baba neden bu kadar endişelisiniz. Sizi üzecek hiç bir sey yapmadım. Ama siz böyle yaparsanız..." kafamı öne eğip sustum.

Annemle sürekli fısıldaşmaları gözümden kaçmıyordu, hayır beni 11 yaşımda yatılı okula gönderen onlar değildi sanki.

Ne oldu da bir anda gözleri üzerimden ayrılmaz olmuştu?

Bana bakan gözleri dolmuştu. Anneme seslendi. Reyhan bize çay koy da gel. Annem başını uzatıp mutfaktan baktı kaşları çatık "hayırdır?"
"Artık zamanı geldi, hadi sende bitir işini al çayları gel."

"Aykut! Kız sınava girecek gerek yok. Bence..."

"Anne yeter!.. Bu dakikadan sonra konuşmadığımız her şey beni daha çok yıpratır. Lütfen!.."

"Tamam kızım."

On dakika sonra elinde çaylar bir tabak kurabiye ile geldi.

"Eveeeet İngiliz usulü aile toplantımız başlasın o zaman." Annemle babama baktım, pozitif olmaya, ikisini de rahatlatmaya çalışıyordum. Vardı bir sorun ama tam olarak adını koyamamıştım. Ekonomik anlam da sorunlar mı yaşıyorduk.
Evet 16 sene önce ciddi bir iflas yaşamıştık. Bazen konuşuluyordu ama detayları asla anlatılmazdı.

Babam derin bir nefes alıp annemin elini tuttu. Yüzünde öyle bir ifade vardı ki 'beni affet mi diyor anla mı' diyor bilemedim.

"Baba hadi lütfen" dedim.

"Bu anlattıklarımız bizim ailemizin geçmişi ve sen ise geleceğimizin bir parçasısın. Onun için sabırlı olmanı ve anlayışlı olmanı rica ediyorum."

Kafamı salladım. İçim sıkıldı onlar böyle davrandıkça.

"Annen ile evlenmeden önce birbirimizi çok seviyorduk ama benim ailem anneni istemedi bunu biliyorsun. Her şeye rağmen annenle evlenecektik benim askerliğim onun okulu bittiğinde."

 Anneme baktım okulunu ben üç yaşındayken bitirmişti. 33 yaşında.

 Ne olmustu?

"Ben askerdeyken anneni istemediği bir evliliğe zorladılar. Aile ve toplum baskısı, iftiralar, hatta kıskançlığına esir olmuş bir adam, gözlerini önüne eğdi utana sıkıla anladığın gibi  "ben bile" dedi.

Annem başını eğmiş ağlıyordu. "O benim evhamlı kekim, sinsiliğin kokusunu 1000 fit uzaktan alan avukat annem, gerekene patron, sevdiklerine yoldaş olan annem, eve gelince klasik Türk ev hanımına bağlayan Arnavut böreğini bir kara lahana dolmasını babaannemden bile güzel yapan, yazın kışlık turşular kurup, tarhanasını da salçasını da bahçesindeki sebzelerden yapan annem, girdiği davalar sadece ülke gündemini değil, dünyayı ayaklandıran annem, defalarca vatana ihanetten yargılanan ama vatanının kadınlarının sessiz kalmak yerine onu çığlık çığlığa savunduğu annem, kadına şiddeti ve tecavüzü anayasada vatana ihanete kadar getirip savunan, ama geçmişte savunmasız kalmış olduğunu öğrendiğim annem."


"Bir abin vardı" sesi ağlarken boğulmuş, kendini sıktığı her halinden belliydi.


"Biliyorum ben küçükken ölmüştü."

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Jan 04, 2022 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

Yastık KorkusuTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon