"Hyung deme lazım olur."

997 79 31
                                    

Gözlerimi araladığımda anında pişman olarak geri kapattım. Çok feci acıyordu ve açmak istemiyordum. Bir kere daha denediğimde daha çok yanmasıyla dişlerimi sıkarak aceleyle doğruldum yataktan. Banyoya koşup anında yüzüme soğuk suyu çarptığımda bir rahatlama gelmişti. Başımı kaldırmış ve aynaya bakmıştım ki arkamda açık olan kapı sayesinde yatan bedeni aynadan görebilmiştim.

Jimin hyungun çıplak omuzlarını gördüğümde bedenime yayılan panik dalgasına engel olamadım. Aynadaki kendime döndüğümdeyse boynumdaki izler ve benim de çıplak oluşum gereğinden fazla sesli bir çığlığa neden oldu. Gelen hışırtılar ve yatakta doğrulan bedenle elimi hızlıca dudaklarıma örtüp önümü ona dönmeden başımı yere eğdim utançla.

"Bebeğim," Kalbim eriyor gibi hissetmiştim, bu kadar büyük bir etki bırakması imkânsızdı. Ona bu kadar bağlanmış olmam imkânsızdı. Kalbimin fırlayacak olması imkânsızdı.

Aptal bakışlarımı musluğa dikerek  sorgularken yine yapıyordu, belime dolanan kollarla anında doğrulmuş ve kalçamın ona olan temasını kesmiştim. "Bir sorun mu var?"

Hızla önümü ona dönüp kapalı gözlerimle başımı iki yana salladığımda sürtünen burunlarımızla güldüğünü duymuştum. Yanaklarım kızarırken gözlerimi hafifçe aralayıp tenine bakmamak için kendimi tutarken gülüşünün yavaşça soluşunu izlemiştim. "Özür dilerim, dün gece olanlar için... Kendimde değildim." Yüzüme buruk bir gülümseme yayılırken önemli değil dercesine başımı sallayarak kollarından kurtuldum.

Biliyordum. Böyle olacağını biliyordum, isteyerek asla böyle bir şey yapmazdı. Sadece kardeşi gibiydim işte.

Sarsılarak yürürken bileğimden tutmasıyla dengemi sağlayamayıp arkama dönerek sendelemiştim. İşte o an olmaması gereken bir şey oldu. Dudaklarımız temas ederken aptallığımın sonucuna sevinsem mi üzülsem mi bilemeyerek büyüyen gözlerimle onun kömür karası gözlerine bakarken panikle çekilip tokat attım. Başı sağ tarafa düştüğünde daha da paniklememle saçlarımı çekiştirmek istememe engel olup yüzünü ellerimin arasına alarak kendime çevirmiştim korku dolu gözlerimle. "Hyung çok özür dilerim, bir an panik oldum! Hepsi benim hatamdı, dengemi de sağlayamadım."

Dolan gözlerimle yüzünü tam göremiyordum, ellerimin üstünde ellerimi hissettiğimde gözlerimi kırpıştırarak görüşümü netleştirmiş ve burnumu çekmiştim. "Sakin ol, önemli değil. Ayrıca sevdim." Daha da büyüyen gözlerimle yüzünü incelerken kızarttığım yanağının neyini sevdiğini anlayamamıştım. "Hyung bir tokat nasıl sevil-" Sırıttığında devam edememiş ve boş bakışlarla yüzünü incelemeye devam etmiştim. "Dudakların. Onları sevdim." İstemsizce dudağımı ısırdığımda bunu yanlış bir hareket olduğunu dudaklarıma saniyesinde kayan bakışlarıyla anlamıştım. Sıcak nefesi dudaklarıma çarparken ellerim gevşeyip iki yanıma düşmüş ve hafif arkaya sendelediğimde belime sarılan koluyla iç çekmiştim elimde olmadan. Birkaç saniye zihninde bir şeyleri tartarken bakışlarından anlamıştım. Yakınlaştığında bedenimi saran üçüncü panik dalgasıyla elime engel olamadan tekrar vurmuştum. "Aman tanrım, Jungkook! Şaka yapıyordum, sadece yanağını öpecektim. Vurmaktan vazgeçmelisin." Yerimde hafifçe sallanırken kolu bedenimden ayrılmış ve bir domatese çevirdiğim yanağını ovalamıştı. "Özür dilerim." Başını önemli değil anlamında sallayıp saçlarımı karıştırdığında kapıyı işaret ederek çıkmamı söylemişti. Önce birkaç saniye anlamsızca bana kızdığını düşünerek ona bakarken suyu açmasıyla hemen çıkıp kapıyı kapatmıştım.

"Aptal Jungkook, gerizekalı Jungkook, beyins-" Sinirle odanın içinde zıplayarak koşarken duyduğum telefon sesiyle duraksamış ve yerde gördüğüm telefonumun neden orada olduğunu sorgulamadan hızlıca alıp birkaç saniye ekranda yazan dede yazısıyla bakıştıktan sonra açmıştım.

"Jungkook sana herif buldum!" Açtığım anda duyduğum çığlığa benzer konuşmayla banyodan çıkan bene bakmadan konuşmayı sürdürdüm. "Hyung! Kulağımı acıtmayı bırak ve istemiyorum." Ancak karşıdan duyduğum hırçın ve sinirli sesin bütün odada yankılandığına emindim. "Artık şunu yapmayı kes! Jimin'in bir şey yaptığı yok, birileriyle görüşmelisin!" Yerimde mıhlanmış ve tereddütle beklerken Jimin hyung adeta telefondaki Jin hyunga sesini duyurmak ister gibi seslice söylemişti. "Bebeğim, kazağımı bulamıyorum! Dün gece nereye çıkarmıştık?" Çoğunluğu kirli sahneleri zihnimde barındıracak türden olan kelimelerle kızarırken sesi kesilen Jin hyunga birkaç saniye beklemesini söylemiştim. "Hyung! Yatağın yanında işte, hemen önünde duruyor." Yaklaşan bedenine çatık kaşlarımla bakarken telefonu tuttuğum taraftaki kulağıma boğuk sesiyle fısıldamıştı. "Önümde senin olmanı tercih ederim." Yanağıma özellikle ıslak sesler çıkararak bıraktığı öpücüklerle mırıldanarak geri çekilmiş ve kızarmış yüzüme aldırmadan burnumu sıkmıştı. "Biliyorsun düğmeler bazen can sıkıcı olabiliyor. Boynum ağrıyor kapatmaya çalışırken." Omzuna hafifçe vurup tekrar çatılan kaşlarımla telefona dönmüştüm. Zaten o da uzaklaşmıştı. Ancak bu telefondan gelen sesi yeniden duymasına engel değildi. "Çocuklar Jungkook bekaretini Jimin'e vermiş!" Büyüyen gözlerimle Jimin hyunga döndüğümde gülmemek için dudağını ısırıyordu. "Hyung ne diyorsun sen ya öyle bir ş-" Telefonun kulağımdan çekilmesiyle donup kaldığımda geri almak için hamlede bulunmuştum. "İzin verirsen Jungkook'un alacağı şeyl- ahm." Hâlâ debelenirken sinirle ellerimi serbest bıraktığımda penisine çarpmış ve cümlesi inlemeyle kesilmişti. "Bebeğim uslu dur, ilgileneceğim seninle." Birkaç saniye ortamda sessizlik olduğunda Jin hyungun sesi kulaklarıma gelmişti. "Parçala onu Jimin! Ona kim olduğunu göster, yataktan çıkamayacak hale getir!" Telefonu elinden hızlıca aldığımda seslice gülen Jimin hyunga sert bir bakış atmıştım. "O benim hyungum, saçmalama istersen dede." Sinirle ve utançla tekrar söylenmeye devam ederken ne ara olduğunu anlamadan yatakta Jimin hyungun kucağında otururken kendimi bulduğumda yadırgamadan sözümü kesen Jin hyungu dinlemeye devam etmiş ancak kaskatı kesilmeme engel olamamıştım. "Hyung deme lazım olur, bir bakmışsın babacığın olmuş." Jimin hyungun belimi okşayan eli de durduğunda başımı ona çevirmiş ve gözlerimiz birbirine kilitlendiğinde sorarcasına söylemiştim. "B-babacık?"

Söylememiş olmayı dilerdim. Kalçamda hissettiğim şey hiç iyiye işaret değildi.

-------

Sikiş :Dd
Tamam şaka.

vaveyla, jikook Where stories live. Discover now