Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! Keyifli okumalar! :)
Ertesi gün okula gittiğimde dersin başlamasına on beş dakikanın kalmış olduğunu gördüm. Selin sınıfta yoktu. Eymen ise sıramızda oturuyordu.
Normalde Eymen ile aynı sırada oturuyorduk ama bugün onun yanına oturmak istemiyordum. Selin'in sırasına doğru yürüyüp çantamı boş yere bıraktım.
Selin'in şimdiye kadar gelmiş olması gerekiyordu. Umarım bugün okulu kırmazdı çünkü o olmadan bugün geçer miydi, bilmiyordum.
Cebimden telefonumu çıkarıp Selin'e mesaj attım. Birkaç saniye sonra mesaj attı.
Selin
Rüzgar ile birlikte ilk dersi kırmaya karar verdik. İkinci derste görüşürüz bebek. <3
Harika, diye geçirdim içimden. En azından ikinci ders burada olmuş olacak diye kendimi rahatlattım.
Çantamdan kulaklığımı çıkaracağım sırada başımda bir siluet belirince kafamı kaldırdım ve Eymen ile göz göze geldim.
Sakin bir sesle "Neden yanımda oturmuyorsun?" diye sordu.
Omuz silktim. "Oturmak istemiyorum da ondan."
Nefesini verip "Yanıma gel," dedi. Uzanıp elimi tutmaya çalıştığında elimi kendime çekerek tutmasına engel oldum.
"Gelmek istemiyorum. Git başımdan."
Çantamı sıradan kaldırıp masanın üstüne bıraktı ve yanıma oturdu. "Hadi ama Kavin," dedi uysal bir sesle.
Kaşlarımı çatarak "Seni rahat bırakmamı istemiyor muydun?" diye sordum. "Ben de seni rahat bırakıyorum işte. Boğmuyorum."
"Öyle demek istemedim," diye mırıldandı.
"Ama dedin."
"O an onları nasıl söyledim bilmiyorum," derken sesinden pişmanlık akıyordu. "Seni incitmek istemedim. Hiçbir zaman istemem. Sadece... bilmiyorum işte. Bir anda kendimi o sözleri söylerken buldum. Özür dilerim, çok özür dilerim."
Sıkıntıyla ona baktım. "İki farklı sen var gibi. Bir anda mükemmel, naif biri oluyorsun, her şey yolunda gidiyor. Bambaşka bir anda ise içine kapanıyorsun, yıkıp döküyorsun. Seni anlayamıyorum ben, çözemiyorum."
"Ben bile kendimi anlayamıyorum," diye mırıldandı. Sonra yeşil gözlerinde farklı bir duygu oluştu. "Benimle olduğun için pişman mısın?"
Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde Eymen çenemi tutup ona bakmamı sağladı. "Benimle olduğun için pişman mısın Kavin?"
Başımı hayır anlamında iki yana salladım. "Hayır, değilim."
Rahatlamış gibi nefesini verdi. Bir anda kollarını bana sarıp kafasını boynuma gömdü. "Bir daha böyle bir şey olmayacak söz veriyorum. Lütfen beni affet. Sensiz yapamam."
Nefesimi verip kollarımı boynuna doladım ve saçlarıyla oynamaya başladım. "Bir daha olmasın."
Omzum ile boynumun birleştiği o noktayı öptü. "Olmayacak. Söz veriyorum."
"Ve bir daha bana Asel demeyeceksin," dedim. Bana Kavin demesine alışmıştım.
Güler gibi oldu. "Demeyeceğim Kavin."
Nefesimi verdim. "Ve bir daha beni üzmeyeceksin."
"Kendimi öldürürüm seni üzmem Kavin. Asla," derken boynumu öptü. "Canını bir daha yakmayacağım, söz veriyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kavin | texting
Short StorySiyah deri koltuğa oturdum, ellerimi dizlerimin üstüne koyup ona baktım. Dövme yaptırıyordu. Omzuna Rusça bir yazı kazdırıyordu. Yazının anlamını bilmiyordum. Deli gibi merak ediyordum ne yazdırdığını. Dövmeci - yani Yüsra - dövmeyi yaparken "Sence...