1 || I'm such a fool.

46.3K 915 207
                                    

***

"Siktiğimin notlarını sen mi aldın Jimin?"
duyduğum sesle yerimden zıplarken elimdeki kağıtları yastığın altına sıkıştırıp yatakta oturur pozisyona girmiştim.

"Ne alıcam be notlarını."
anında kapımın açılmasıyla dudaklarımı sinirle araladım.
"Yuh yuh hiç mahremiyet diye bir şey kalmamış öküz gibi ne dalıyorsun odaya?"
öfkeli gözlerle odamı tararken çalışma masamı karıştırmakla başlamasıyla çaktırmadan yastığa yattım ve yalandan bir esneme bıraktım.

"Canım abicim odamı aramayı bitirdiysen çıkabilir misin uyuyacağım hani.."
gözlerini bana çevirip derince soluklanıp gidecekti ki tekrar arkasını dönmesiyle nefesimi tuttum. bana doğru gelmesiyle üçüncü dünya savaşına hazır bir şekilde başıma gelecekleri düşünmeye başladım.

"Jimin, güzel kardeşim hemen o başını bir tanecik notlarımdan kaldırmazsan seni o yastıkla boğarım." acıyla teslim olurken yastıkla beraber yana döndüm ve yastığı kafama bastırıp kapı kapanmadan önce son kez bağırdım. "Cimrilikte üstüne yok!"

---

Botumu ayağıma zorla sıkıştırdığımda acıyan parmağıma hüzünle bakarak çantamı sırtıma taktım.
"Geç kalıyoruz domu-" ağzımın ortasına çantayı yememle susup kalırken pis pis sırıtarak yanıma gelen Jaehyun sinirle bakıp kapıya yaklaştığı an, kapıyı o geçmeden çekerek arabaya doğru ilerlemeye başladım.

Kapıyı geri açıp hiçbir şey olmamış gibi ayakkabısını giyip yanıma ilerlemesinden mi korkayım yüzünde ki saçma ifadeden mi... neyi seçeceğime karar vereceğim an arkamdan gelen öksürük sesiyle hızla oraya döndüm. gördüğüm kişiyle damarlarımda ki kan aniden fokurdamaya başlarken sakin olmak adına derin bir nefes aldım.

"Hayırdır? Bu kim?" abimin sesiyle kendime gelirken gözlerimi abime çevirip hızla cevapladım. "Hiç bir arkadaşım."
önüme dönüp sinirle fısıldadım.
"Ne işin var burada Jun?"

"Biraz konuşabilir miyiz canım?"

sözleriyle göz devirirken abime döndüm ve zorla gülümseyerek arabaya binmesini bekledim. tam söz başlayacakken abimin camdan kafanı çıkarışıyla göz devirdim.

"Jaehyun!"

"Iseul'ı alıyorum, ben gelene kadar konuşmanız bitse iyi olur." kafamı sallayıp önüme dönerken arkamdaki duvara sırtımı verdim ve bayık bakışlarımı karşımdaki şahsiyete çevirdim.

"Jimin, bir görev daha getirdim sana bebeğim." gözüm Jun'un arkasındaki evin haraketliliğine takılırken bir ara yeni komşularımızı ziyaret etmeyi aklımın bir köşesine yazıp karşımdaki iğrenç herife döndüm.

"Hani sondu Jun, yeter artık sal beni. O kadar tehdit ettin sustum yardım ettim ama daha fazla olmaz Jun, bokunu çıkardınız." aniden boğazıma sarılan ellerle nefesim kesilirken, kemiklerimi acıtan duvara yaslandığım için mi üzüleyim götü sağlama aldığım için mi bilemedim. Ellerimi tek eliyle tutup duvara sabitlerken sinirle haraket etmeye çalıştım ama o iğrenç vücudunu vücuduma dayayarak haraket alanımı kısıtlıyordu. karşımda ki piçin gerçek yüzünü görmeyi beklemezken bu haraketleri benim sırıtmama neden olmuştu.

"Bana bak küçük sürtük, bu yaptıklarını baban öğrense ne olur sanıyorsun! Ya canın abin Jaehyun? Nasıl da yıkılır öğrendikleriyle değil mi? Şimdi ayağını denk al ve dediğimi yap."

vücudum ısısını kaybederken nefes almak veya herhangi bir somut işlev beni zorlamaya başlamıştı. Önümdeki itin yüzüne kalan son gücümle tükürürken sırıtmış ve gözlerimin kaymasına izin vermiştim. hareket etmeyi kestiğimden mi bilmiyorum ama boğazımı saran ellerin yerini soğuk bir rüzgar alırken vücudumun sert zemine karşı oluşturduğu acıyla yüzümü buruşturup derin bir nefes aldım. gözlerimi açıp doğrulurken dünyanın dönmesiyle arkamdaki duvara yaslanıp derince soluklanarak dizlerime yasladığım kollarımın üzerine başımı yasladım. Korkak it, bayıldığımı sanıp nasıl da fırlayıp gitti.

kendi kendime gülerken canım abimin neden bu kadar uzun süredir gelmediğini düşünüyordum da önümden gelen ayak sesleriyle kızarık gözlerimi kırpıştırarak kaldırdım. kahve gözleri beni bulan çocuk tek kaşı kalkmış bir şekilde beni izlerken dudaklarını konuşmak üzere aralıyordu ki lafını ağzına tıktım.

"Selam yeni komşumuz."

dudakları kapanırken cevap vermek adına tekrar araladı dudaklarını.

"Selam, geçici komşuluk mu?" yüzündeki alaylı sırıtışla oturduğum yeri gözleriyle tararken iğrenç şakasına gülüyormuş gibi yaparken boğazımın acısıyla öksürmeye başladım. çocuk beni takmadan evine girmek adına adımlarken gözlerimi vücudunda gezdirdim. aklıma gelen fikirle gözlerimin parladığına yemin edebilirdim.

"Hey!"

başını çevirip omzu üzerinde bana yandan bir bakış atarken sırıttım.

"Bence sen bana yardım edebilirsin."

***

finish anam.
oy sınırı ; 10
daddy daddy daddy
bol daddy ile kalın

Yes Baby! | | Ji'kookWhere stories live. Discover now