BÖLÜM 2+

453 24 0
                                    

Yemekte herkes oldukça neşeliydi. Norvin hariç. O sürekli ejderi ile konuşuyor, arada acaba rüya mı diye düşünerek prensese tekrar bakıyordu. 

Hayır yanılmıyordu. Prenses gerçekten o kızdı. Nişanlıydı üstelik. İlk defa böyle hisler beslediği bir kadın, eğer isteklerini gerçekleştirirse büyük bir felaketin başına getirebilecek bir kadındı. 

Kız Dustin'in nişanlısıydı. Bu zamana kadar hep küçümsedikleri klan, eğer böyle bir olay yaşanırsa, hiç düşünmeden saldırıya geçebilirdi. Üstelik kızın tüm klanı kendi ailesinden tiksiniyordu. Elbette onların da kulağına böyle bir saldırıyla suçlandıkları gelmişti. Babası ve Norvin zerre sallamamışlardı. Bunu babasının yapıp yapmadığını bile sormamıştı Norvin. Onun düşündüğü babasının böyle bir şey yapmayacağıydı. Oysa şimdi ne kadar tersleyeceğini bilse de,  ona bunu sorma isteği ile yanıp tutuşuyordu. 

Ancak babasına sorma şansını bir türlü yakalayamamış, bu tanışma yemeği de danslarla bitivermişti. Ertesi gün, turnuva başlamıştı. Norvin uyanıp penceresinden meydana baktı. 

Çadırlar çoktan kurulmuştu. Bir kaç klanın süvarileri ortaya çıkmıştı bile. Seyirciler yerini alıyordu. Bir ara meydanda bir kaç çocuk ve kurtla gelen bir porsuk gördü. İyice dikkatli baktığında Breanayı gördü. 

Gene ormanda gördüğü gibi saçlarını toplamıştı. Bu sefer pantolon yerine uzun bir elbise ile duruyordu. Aynı olan diğer bir şey ise ok ve yayı bir de dirseklerindeki bıçak mekanizmalarıydı. 

Norvin, hiç turnuvaya katılma isteği yokken bir anda bir heves ile giyinmeye başladı. Karşılaşmalardan birinde Firecry ile Moonguard teke tek düello yapacaklardı. Belki bir ihtimal o bu kızla denk gelebilirdi. Belli ki bu kız da turnuvaya katılmıştı.
Giyinerek aşağı indiğinde, tribünlerde derin bir iç çekiş sesleri duyuldu. Turnuva alanını dolduran gruptaki kadınlardan gelen bu ses, her zaman karşılaştığı bir tepkiydi.

Onlara kulak asmadan klan liderlerinin oturduğu loca kısmına ilerledi. Babası da zırhını giymiş, liderlerin bulunduğu locada oturuyordu.
-Anca uyandın bakıyorum, dedi hiç istifini bozmadan. Norvin babasına kayıtsızca baktı.
-Sen de erkencisin dedi babasına. Oturdu. Lion ve Breana hazır vaziyette yerlerinde oturuyolardı. Breana Norvine baktı ama Norvin ona gözlerini çevirmedi bile. Norvinin babası Darren 

-Breana görüyorum ki sen de ok yarışına katılacaksın
-Evet öyle, dedi. Norvin geçen gün ormanda karşılaşmalarını hoş karşılamamış gibiydi. Husursuzca kıpırdanırken Darren devam etti.
-Gerçekten güzel. Zırhsız yapılabilecek güzel bir iş. Sizler iyi yetişmişsiniz. Haa hazır konu açılmışken. Benim ailenizi öldürdüğüm ile ilgili bir suçlama vardı. Aldığım duyumlara görde bunu yapamayacağıma inanan biri varmış? dedi etrafına bakarak.

Lion konunun açılmasıyla beraber gerilmişti. Küstahça soru karşısında tam ayaklanacaktı ki kardeşi arkasından tutuverdi. Sırtındaki el güvenle onu tutarken
-Evet, bunu ben söylemiştim dedi Breana.

-Buna cür'et edemeyeceğim kadar zayıf gördüğüm için mi dedin bunu? dedi. Kaşları çatıktı. Soruyu sorarken hafifçe dizlerine doğru eğilmiş, dirseklerini bacağına dayayarak havada birleştirmişti. Breana hafifçe kaşlarını kaldırarak adamın tepkisini süzdü
Norvin ve Lion bakıyorlardı. Aralarında resmen soğuk bir savaş başlamıştı. Breana gülümsedi.

-Yapamayacağınızı değil, yapmayacağınızı söyledim; dedi ifadesini bozmadan. Bir süre adamı inceledikten sonra, gözlerinin içine bakarak  "Kral Darren, size bir soru sorabilir miyim?" dedi
Kral Darren ellerini açıp havaya "Ne olabilir ki?" der gibi bir hareket yaparak 
-Tabi dedi. Kız adamın caka satmasına kayıtsız kalarak
-Blackfuse ile muharebeye giderken miğfer giymediğinizi okumuştum bu doğru mu?
-Evet doğru. Ama alakayı çözemedim, dedi. Kral Darren gerçekten neden bu soruyu sorduğunu anlamamıştı. Onun bu hareketinin tüm klanlarca hoş karşılanmadığını biliyordu. Ancak zerre umursamıyordu. Şimdi bu yeni yetme kız, onu buradan mı vuracaktı? Eğer öyleyse, boş boş debelenmesini izlemekten zevk duyacaktı. 

Ejderlerin Leydisi(DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now