Tom Marvolo Riddle...
Tom babasının adıydı,Marvolo ise dedesinin.
İsmi bile kendisine ait değildi,hiçbir şey onun değildi.
Sevgisiz büyümüştü,damarlarında öfke akıyordu.
Sevgiden bu kadar uzakta yetişmiş,her soluğu öfkenin ve hırsın ağır havasının a...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
________________________________ İksir dersine girene kadar elimdeki kitapları bitirmeye çalışıyordum.Ambrose'un öğrettiği şahane bir büyü sayesinde kitabın tüm sayfalarını saniyeler içinde okuyabilmiştim,saygıdeğer amcam.
Son bir kitap kalmıştı,hala elde tutulur bir şey bulamamıştım,büyük ümitle yaklaştığım Tom'un kitabından bile bir şey çıkmamıştı.
Son kitabın kapağı siyahtı ve başlığı neredeyse silinmiş bir gümüş yaldızdan oluşmuş iki kelimeden ibaretti:Salazar Slytherin.
Kitabı bitirdiğimde aklımda beliren kelimeler şunlardı:Sırlar Odası,çatalağız,Basilisk,varis.
Sanırım her şeyi kavramıştım.Basilisk bir yılandı,muhtemelen Sırlar Odası'nın koruyucusuydu,ve Varislere hizmet ediyordu. Yılanlarla konuşabilenlere ise çatalağız deniyordu.
Bu kitabı nereden aldığımı hatırlamaya çalıştım,diğerlerinde olmayan bilgiler içeriyordu,farklı bir bölümde olmalıydı.
Dersimi hatırlayınca hızla odadan çıktım ve İksir sınıfına gittim,neyse ki zindandaydı.
Sınıfa girdim,peşimden Slughorn girdi ve kapıyı kapattı,saniyelerle kurtulmuştum.
Ders Ravenclaw'la ortaktı.
Kendime oturacak bir yer arıyordum,yalnızca Tom'un ve kızıl bir Slytherin'in yanı boştu.
Tom kitaplarını kaldırdı ve oturmam için yer açtı,ancak ben kızıl kızın yanına oturmayı tercih etmiştim.
Kız soğuktu,ya da belki sadece derse çok iyi odaklanmıştı.Benimle konuşmadı,omuz silktim,kimseye benimle konuşması için yalvaracak değildim.
Slughorn bir yaşlandırma iksirinden bahsediyordu,Hilda hala böyle şeyler konusunda çok iyiydi,o ölmeden önce geçirdiğimiz yaz tatilinde bana türlü türlü pastalar yapmayı öğretmişti,iksirlerini tatlı mı tatlı,leziz kocaman bir pastayla kamufle ederdi o.
Malzemeler aynıydı,en azından bu evrenle iksirlerimiz ortaktı demek ki.
Hızla iksirimi hazırladım,ancak bir yere fazlasıyla kafam takılmıştı,Hilda halayla yaparken,marula meyvelerini kesmeden önce bıçakla üstüne bastırmak gerektiğini söylemişti,böylece içindeki öz daha rahat kullanılabilir hale geliyormuş,fakat burada sadece minik parçalara ayırmamız gerektiği yazıyordu.
Hilda halamın tarifiyle devam edecektim.
Herkes meyveyi parçalamaya çalışırken heba etmişti,benim iksirim ise yola harika bir şekilde devam ediyordu.
Yanımdaki kızıl,aslında saçları tam olarak kızıl sayılır mıydı bilmiyorum,hafif sarıya çalıyordu,bana hayretle baktı.
"Onu nasıl parçalamadan suyunu çıkardın?"
Sesi çok naifti,ancak bu naifliğin altında bir kendinden eminlik de vardı.
"Eh," dedim. "Kendime göre yöntemlerim vardır."
Kız bana bakmaya devam etti. "Sen şu yeni gelen kızsın.Biçim Değiştirme sınıfında görmüştüm seni."
Tatlı bir şekilde gülümsedim.
"Tanışmadık." dedi kız elini bana uzatarak. "Ben Joanne Kathleen Rowling.Sadece Jo diyebilirsin."
Gözlerinde tuhaf bir parıltı vardı,keşke elini tutmak için daha uzun bir zamanım olsaydı,böylece kim olduğuna bakabilirdim.
Elini sıktım. "Ben de Yolanda Spellman.Tanıştığımıza memnun oldum Jo."
İksirimi Slughorn'a teslim ettikten sonra,evet,ilk ben bitirmiştim ve iksirim harika olmuştu bu yüzden bir dolu övgü kazanmıştım,Jo'ya özel tekniğimi öğrettim,eğer elini hızlı tutabilseydi ikinci olabilirdi ancak Tom ondan önce teslim etti. Slughorn onu da övdükten sonra Tom yanımdan geçerken kulağıma eğilip "Taktik için teşekkürler." diye fısıldadı.
Birincisi bana teşekkür etmişti.
İkinci olarak,bizi dinliyordu.
Üç,sonunda dikkatini çekmeyi başarabilmiştim.
Sınıftan çıktığımda hızlıca odama gittim.Kitapları kütüphaneye teslim edip yenilerini almalıydım.